O da sensin Çeviri Fransızca
474 parallel translation
Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum.
Vous le meritez, mon garcon.
Beni hak eden bir varsa o da sensin.
Si quelqu'un me mérite, c'est bien vous.
Acınacak biri varsa o da sensin.
- C'est vous qui êtes à plaindre!
Bu kadar paranın bana ifade ettiği şey var, O da sensin!
Cet argent sera pour toi!
Sürücü koltuğunda sadece bir kişiye yer var, o da sensin!
Il faut un seul maître à bord, et c'est toi!
O da sensin.
Et c'est vous.
Geri kafalı biri varsa, o da sensin.
Eh bien, "Kuma" signifie : Ours.
Bunu yapabilecek birisi varsa o da sensin.
Vous seul le pouvez.
- Ve o da sensin.
- Cette fois, c'est vous.
Teksas'ta onu durdurabilecek biri varsa o da sensin sanıyordum.
Je pensais que s'il y avait un homme au Texas qui l'arrêterait, ce serait vous.
Bu orduda bunu yapabilecek bir kişi varsa o da sensin.
Paul, s'il y a un homme capable de faire ça pour moi, c'est bien vous.
? Burda bir sürtük varsa o da sensin. Seni tanımıyorum bile!
Pécore toi-même, je ne te connais pas.
Ama, Billy'yi güvenle Santa Cruz'a götürebilecek biri varsa, o da sensin.
Mais si quelqu'un peut conduire Billy à Santa Cruz, c'est toi.
Sır tutan biri varsa, o da sensin.
C'est toi qui as un secret.
Zarar görecek biri varsa o da sensin. Ama bana inanmanı beklemiyorum.
Vous avez plus à craindre qu'elle, croyez-moi.
Bu gece havasını alacak biri varsa o da sensin tatlım.
J'ai autant que toi le droit d'être ici, ce soir... chérie
Değişen biri varsa o da sensin.
C'est toi, Paul, qui as changé.
Beni kışkırtan biri varsa o da sensin.
C'est vous qui me mettez au défi.
O da sensin Martin.
Vous... Martin.
Her ne kadar biraz aykırı kaçsa da... aramızda korkması gereken biri varsa o da sensin... bundan böyle.
Et aussi paradoxal que cela puisse paraître, si l'un de nous doit avoir peur aujourd'hui, c'est désormais vous.
Sam Milford'u öldürmek için hazırlanan biri varsa o da sensin.
Celui qui doit tuer Milford, c'est toi.
Birisi bir şey yuttuysa, o da sensin!
S'il y a quelqu'un qui doit avaler quelque chose, c'est toi!
- O da sensin.
- Ce sera toi!
- O da sensin.
- Ce sera toi.
O da sensin.
toi, Superman!
İmparatorluk'ta güvenebileceğim tek bir kişi varsa o da sensin, Albert.
S'il reste un homme dans le Reich sur lequel je puisse compter, c'est vous, Albert.
Bu dünyada bir başkasının flört tercihleriyle dalga geçme hakkı olmayan biri varsa o da sensin, Sam.
Tu sais, tu es la dernière personne au monde à pouvoir critiquer les prétendants des autres.
O da sensin.
Vous.
Oyun oynamak mı? Bence bu masada oynayan biri varsa o da sensin.
A cette table, il n'y a que toi qui te cames.
- Bunu çözecek birisi varsa, o da sensin.
Si quelqu'un peut régler ça, c'est toi.
Bunu yapacak birisi varsa, o da sensin.
Si quelqu'un peut le faire, Hal, c'est toi!
Bu kalemi kullanabilecek biri varsa, o da sensin.
S'il y a une personne qui saura faire bon usage de ce stylo, c'est toi.
Ama sorumluluğa gelince sadece bir tane var, o da sensin Ruth!
Quant aux passifs, j'en ai un seul. C'est toi, Ruth.
Alaska'yı adam edeecek birisi varsa o da sensin.
Si quelqu'un peut paver l'Alaska, c'est vous.
O da sensin.
- Je ne vois que toi.
Kandırdığın biri varsa, o da sensin.
Vous ne trompez que vous-même.
Bu adamın kafayı sıyırdığını bilen biri varsa o da sensin.
Tu sais que ce type disjoncte!
Pekala, bunu ortaya çıkarabilecek birisi varsa o da sensin.
Si une personne est capable de l'épingler, c'est bien vous.
Bunun cevabını bilen biri varsa Bruce, o da sensin.
Si quelqu'un connaît la réponse, Bruce... c'est bien toi.
O adamları sallayabilecek birisi varsa, o da sensin.
Si quelqu'un peut secouer ces gars, c'est vous.
Bu kasabada işi biten varsa o da sensin, Pangborn.
Si quelqu'un est fini ici, c'est toi.
Burada değişen biri varsa o da sensin. - Hayır.
- Si quelqu'un a changé, c'est toi.
Dr. Flemming bir hata yaptı, o hata da sensin.
Le Dr Flemming a commis une erreur : Vous.
Eğer bir Şeytan varsa, o da, beni öldürmeye çalışan sensin!
S'il y a un démon dans ce monde c'est toi, qui as voulu m'assassiner!
Eğer bir şey imkansız gözüküyorsa, o imkansızlığı yaratan da sensin.
Si ce n'est pas possible, il faut le rendre possible.
Janet, nasıl olur da Haskell'ın, LeMoyne ve malzemelerden haberi olmaz? Demek o düşük çeneli sensin.
Janet, chérie, comment se fait-il que Paul Haskell ne savait rien à propos de George Le Moyne et de l'équipement de caméra?
- Öyle mi? O odada olup da buna hâlâ inanan tek kişi sensin.
Alors, vous êtes le seul, ici.
Suçlanması gereken biri varsa o da kesinlikle sensin Mark.
Tu sais, Mark, j'ai toujours pris ton parti... mais c'est Jimmy qui a été inculpé.
O yukarıda. Sensin, sensin!
Brian, tu devrais quitter la pièce.
O Santiago ve bu da sensin.
Ca c'est Santiago, et ça c'est vous.
... o da bana "Asıl saklanan sensin." dedi.
Elle m'a répondu : "C'est toi qui es caché."
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da benim 38
o da olur 28
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da nedir 79
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da dedi ki 42
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23
o daha bir çocuk 37
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23
o daha bir çocuk 37
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16