English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Burada bekleyeceğim

Burada bekleyeceğim Çeviri Portekizce

374 parallel translation
Görene dek burada bekleyeceğim.
Eu esperarei aqui até que eu a veja.
Sen geri gelene dek burada bekleyeceğim.
Eu esperarei aqui até eles te trazerem de volta.
Haydi git sen. Ben burada bekleyeceğim.
Vá lá, eu espero aqui.
- Burada bekleyeceğim.
- Espero aqui.
- Onu burada bekleyeceğim.
- Esperarei aqui por ele.
Burada bekleyeceğim.
Vou esperar aqui.
Burada bekleyeceğim.
Eu espero aqui.
Ben burada bekleyeceğim. Sıcak, rahat ve korunaklı.
- Eu fico aqui à espera, neste lugar acolhedor, confortável e protegido.
Seni dışarıda bırakana kadar burada bekleyeceğim... Bir şaldaki küçük yaşlı bir bayan olduğum kadar ayakta kalırsam.
Ficarei aqui até que o deixem sair, nem que espere até que me torne uma velha dama de xaile.
Açana kadar burada bekleyeceğim, bütün gece sürse bile bu.
Vou ficar aqui até abrires, nem que leve a noite toda.
Albay John bana oğlumun bulunduğunu söyleyene kadar burada bekleyeceğim.
Esperarei aqui que Hudson me informe sobre o meu filho.
Burada bekleyeceğim.
Espero aqui.
Seni burada bekleyeceğim. Asla öğrenmezsin, değil mi?
- Vocês nunca aprendem, pois não?
Burada bekleyeceğim.
Vou ficar aqui.
Sizi burada bekleyeceğim!
Esperarei por si aqui.
Goetaborg dönene kadar burada bekleyeceğim.
Vou esperar que o Goetaborg regresse.
Seni burada bekleyeceğim.
Não, fico em casa à tua espera.
Burada bekleyeceğim... gelip bizi... bulmasına karşı nöbet tutacağım.
Fico aqui... de vigia... caso ele venha à nossa procura.
Burada bekleyeceğim.
Estarei esperando aqui.
Burada bekleyeceğim.
Diga-lhe que espero.
Neyse, burada bekleyeceğim. Ve fare deliğinden güvenlice çıkabileceğini düşündüğünde onu yakalayacağız.
Seja como for, vou esperar aqui e, quando o nosso rato decidir que é seguro para sair do buraco, estaremos aqui para o apanhar.
Sizi burada bekleyeceğim.
Fico aqui à espera.
Kaptanı çağırdım ve gelene kadar burada bekleyeceğim.
Desculpe. Chamei o Capitão e esperarei até que ele chegue.
- Burada bekleyeceğim.
- Já aí vou.
Seni burada bekleyeceğim.
Fico aqui à tua espera.
Burada bekleyeceğim.
Está bem? Vou esperar aqui.
Seni burada bekleyeceğim.
Eu espero aqui.
Seni burada bekleyeceğim.
Vou esperar aqui por ti.
- Tam burada bekleyeceğim.
- Ficarei aqui à espera.
Burada bekleyeceğim!
Esperarei aqui mesmo.
Ben burada bekleyeceğim, sonra yanınıza gelirim.
Daqui a pouco vou lá.
- Ben gelir gelmez mi? - Seni burada bekleyeceğim.
Assim decidi voltar a Somafree.
Nerede yaşadığını öğrendim. Ta ki yüzünü gösterene kadar onu burada bekleyeceğim. Ve sonra o dedektif gözlerini kesip atacağım!
Descobri onde ela mora... então ficarei à espera aqui... até ela aparecer... e, então, arranco-Ihe os olhos.
- Burada bekleyeceğim Kaptan.
- Fico aqui sentado à espera.
Face, sen ilgilen ben burada bekleyeceğim.
Caras, trata da papelada, quero ficar aqui fora.
Eşyalarını topla, seni burada bekleyeceğim.
Vai buscar as coisas, eu espero aqui.
Seni burada bekleyeceğim.
- Estarei aqui à sua espera.
Seni eve götürmek için burada bekleyeceğim.
Eu espero aqui por ti, para te levar para casa.
Burada bekleyeceğim.
Eu vou esperar aqui mesmo.
Catherine'i bulana kadar burada bekleyeceğim. Peki, bunu nasıl yapmayı düşünüyorsun?
Como você pretende fazê-lo?
Bir yıl alsa da burada bekleyeceğim.
Ouça bem.
Hayır, seni burada bekleyeceğim.
Não, esperarei por ti aqui.
O zamana dek hala burada olursam, sizi bekleyeceğim.
Se ainda cá estiver nessa altura, estarei à vossa espera.
- Burada kalıp seni bekleyeceğim, Harry.
- Acho que te vou esperar aqui, Harry.
Sanırım burada oturup otobüs bekleyeceğim.
Se tentar continuar, perderá meio batalhão.
Burada dinlenip bekleyeceğim.
Eu vou descansar e esperar.
Kucağımda kardeşinle burada oturup... Birleşik Devletler bölge şerifinin gelmesini bekleyeceğim.
Vou ficar aqui com o seu irmão até chegar o Marshall.
Ben burada bekleyeceğim.
- Eu espero aqui.
Burada, onun işinden burnunu çıkartmanı bekleyeceğim.
Vim para me certificar de que não metes o nariz na vida dele.
Ben burada bekleyeceğim
- Vá lá.
Sanırım ben, burada oturup sizi bekleyeceğim.
Tenho sandes, uma garrafa térmica... Não aguentará uma hora sem mim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]