English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sizi uyarıyorum

Sizi uyarıyorum Çeviri Portekizce

373 parallel translation
Sizi uyarıyorum, Doktor Seward, eğer beni buradan göndermezseniz Bayan Mina'nın başına gelenlerden siz sorumlu olursunuz.
Estou a avisá-lo, Dr. Seward, se não me mandar embora, será responsável pelo que acontecer à menina Mina!
Bayım, sizi uyarıyorum. Sizin gibi adamlar için burası hiç sağlıklı bir yer değildir.
Não volte a cruzar-se no meu caminho, senão...
Sizi uyarıyorum!
Estou a avisar!
Sizi uyarıyorum. Kraliçe onu burada bulursa, hemen buraya gelir ve intikamını bizden alır!
Se a Rainha a encontrar, vai vingar-se em nós.
Ama sizi uyarıyorum, ona elinizi verirseniz kolunuzu kaptırırsınız!
Dá-se um dedinho às mulheres e elas agarram o braço. Não liguem ao velhote.
Yoldaşlar, sizi uyarıyorum, Kraliyet Süiti'nde kaldığımız Moskova'da duyulursa... başımız feci belaya girer.
Camaradas, estou a avisá-los, se se souber em Moscovo que ficámos na Suite Real, estamos tramados.
Sizi uyarıyorum.
Estou a avisá-lo.
Direnmememiz için sizi uyarıyorum.
Aconselho-os a não resistir.
Size yardım edemem. Ama sizi uyarıyorum.
Não posso ajudá-la... mas posso adverti-la.
Sizi uyarıyorum.
Aviso-o.
- Sizi uyarıyorum.
- Estou a avisar.
Sizi uyarıyorum, bu işe bir son verin.
Já te avisei! É melhor parares!
Sizi uyarıyorum, hiçbir şey söylemeyebilirsiniz.
E devo avisá-Ia de que não precisa de dizer nada.
Sizi uyarıyorum, çok ciddi bir itiraf yaptınız.
Tenho de avisá-Ia que fez uma confissão muito grave.
Yine de sizi uyarıyorum beyler, bu uzun bir sefer olabilir.
No entanto, senhores, aviso-os, esta campanha pode ser longa.
Sizi uyarıyorum Charles Adare'i öldürmeye teşebbüs etmekten hakkınızda tutuklama emri çıkaracağım.
Mas devo informá-lo que está a ser emitido um mandado de prisão pela tentativa de assassínio de Charles Adare.
Bu arada teğmen, sizi uyarıyorum, müvekkilime el sürmeyin.
Entretanto, Tenente, aviso-o : Não toquem no meu cliente.
Sizi uyarıyorum Bay Emery, bu iftira ciddi bir konu.
Devo avisá-lo, Sr. Emery, a difamação é um assunto muito sério.
Ama sizi uyarıyorum, eğer büyürseniz asla geri dönemezsiniz.
Mas aviso-vos... Uma vez crescidos, já não podem cá voltar.
Sizi uyarıyorum, davada sarf edilen tüm sözlerinizden sorumlusunuz.
Aviso-o que tem toda a responsabilidade pela sua conduta.
Sizi uyarıyorum, birazdan uzaklara bakmaya başlayacağım.
Mas aviso, estou a começar a sentir-me distante e visionário.
Onlara hizmet, her şeyi gerektiriyor ve sizi uyarıyorum, her şeye izin veriyor.
O seu serviço exige tudo e, aviso-o já, permite tudo.
Ama sizi uyarıyorum, hayatta kalan ben olana dek savaşacağım.
Mas aviso-o, lutarei pelo privilégio de me deixarem em paz.
Sizi uyarıyorum.
Eu aviso-os.
Sizi uyarıyorum.
Estou a avisá-lo!
Sizi uyarıyorum, beni engellemeye kalkan ilk sersem, kurşunu yer, kafasına.
E o primeiro esperto a insubordinar-se leva com um mesmo na cabeça.
Sizi uyarıyorum beyler burada daha fazla oturup ordumun çöküşünü izleyemem.
Eu estou a avisar, cavalheiros, que não irei ficar sentado... e assistir à decadência do meu exército.
Sizi uyarıyorum, Albay...
Estou a avisá-lo, coronel...
Sizi uyarıyorum, albay ben öleceksem, başkaları benden daha önce ölecek.
Fica avisado, coronel que se eu vou morrer, outros morrerão antes de mim.
Sizi uyarıyorum, komiser...
Olhe, senhor comissário.
Yavaş olsanız iyi olur, sizi uyarıyorum.
Sim, vejo que também te acalmaste um pouco.
Barakaların sonunda Karşı taraftaydı. Sizi uyarıyorum beyler, bir sonraki askerden kesin bir cevap istiyorum.
Advirto-os, quero uma resposta directa do próximo soldado.
Bay Frank, sizi uyarıyorum bu savaş daha da sürerse akraba olacağız.
Sr. Frank, estou avisando... se essa guerra não acabar logo, vamos ser parentes.
Sizi uyarıyorum, bu isyana girer!
Aviso-vos que isto cham-se sedição!
Tamam... ama sizi uyarıyorum.
Está bem, mas vou avisá-lo em relação a isso...
Ve sizi uyarıyorum kötü bir kanun kolera gibidir ; dokunduğu herkesi, karşı çıkanlar kadar savunanları da mahveder.
E eu advirto-o que uma lei perversa é como uma peste, que destrói tudo o quê toca tanto seus defensores, quanto aos seus opositores.
Sizi uyarıyorum, zor kullanmayın.
Adverti-lhe que não haveria violência.
Sizi uyarıyorum!
Estou a preveni-la!
Tutuklusunuz. Sizi uyarıyorum...
Estã detido, Devo avisã-lo...
Ama sizi uyarıyorum tek bir subaya bile zarar gelirse...
Mas devo avisar que se alguma coisa acontecer a um único oficial...
Bu o kadar da kötü değil ama sizi uyarıyorum, çok seçiciyimdir!
Acho que não, ela parece um bom pássaro, amiga. Não metida como você, Duquesa.
İkinci olarak sizi uyarıyorum, böyle sorumsuzca bir davranış bir büyük yangın içinde kolayca hepimizi etkiler.
E, segundo, quero avisá-lo que qualquer repetição do seu comportamento irresponsável pode muito facilmente envolver os últimos elementos restantes da raca humana numa conflagração de proporções consideráveis.
Sizi uyarıyorum, peşinizde olacağım.
Eu advirto-os, estarei a observá-los.
Sizi uyarıyorum. Beni hemen çözün. Anladınız mı?
Estou a avisar, desamarrem-me!
Sizi uyarıyorum, hisse almazsam doğruca polise giderim. - Polise mi?
Se não me derem minha parte, vou à polícia.
Sizi uyarıyorum, kılını bile kıpırdatmadan canınızı alabilir o!
Aviso-os, ele pode chaciná-los sem sequer tentar!
Eğer onun zekâsını kullanmak gibi bir niyetiniz varsa sizi uyarıyorum, ona söyleyeceğiniz her şey anında diğerleri tarafından da biliniyor olacak.
Se tem esperanças de usar a sua mente aviso-o, tudo o que lhe disser é instantaneamente sabido por todos os outros.
Sizi uyarıyorum.
Ouçam.
Sizi yine uyarıyorum.
Eu alerto-os novamente.
Bayan Golightly! Sizi bir kez daha uyarıyorum!
Tenho de protestar mais uma vez!
Uyarıyorum sizi, ölebilirsiniz.
Vá à burda merda!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]