English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ V ] / Ve seni

Ve seni Çeviri Portekizce

29,102 parallel translation
- Piknik yapıyorduk ve seni son bir kez daha görmek istedi.
- Estamos a fazer um piquenique e ela queria ver-te uma última vez. one last time.
Sen gerçeksin ve seni onlar getirdi. Ve benimle uğraşmaya çalışıyorlar.
És real e eles trouxeram-te cá e estão a tentar meter-se comigo.
Bu yüzden özgeçmişinin üzerine "muhabir" yazdım ve tam buradaki çekmecenin içine koydum ve seni işe aldım.
Então, escrevi a palavra "jornalista" no teu curriculum, e enfiei-o aqui, nesta gaveta, e contratei-te imediatamente.
Mary ve seni buna sürüklediğim için üzgünüm.
Lamento que tu e a Mary tenham sido arrastadas para isto.
Mary ve seni ülkeden çıkarmalıyız.
Temos de tentar tirar-te a ti e à Mary do país.
Babanda bana lazım olan bir şey var. Ve seni görmediği sürece vermeyeceğini söyledi.
- O seu pai tem algo que eu preciso, mas, não a entregará a não ser que o veja.
Ve seni severdi.
E amava-te.
Şu ana kadar çok iyi gidiyorsun hayatım. Ama şimdi seni biraz dinlendirmemiz gerekiyor ve seni buradan almalıyız, tamam mı?
Está a ir muito bem, querida, mas precisa de descansar agora,
Bu frekansa tekrar gelirsen eğer benimle tekrar bağlantı kurarsan Tanrı şahidim olsun ki aileme yaklaşırsan, peşine düşer ve seni öldürürüm!
Se voltares nesta frequência, se contactares de novo, e que Deus me ajude, se encostares na minha família, vou-te encontrar e mato-te!
Anneni kaybettim ve seni.
Perdi a tua mãe, perdi-te a ti.
Queens'e hiç gitmedim ve seni tanımıyorum.
Nunca estive em Queens e não a conheço.
Seni seviyorum ve senin için üzülüyorum.
Eu adoro-te e sinto muito por ti.
Ve seni olduğun gibi seviyor.
E ama-te da maneira que és.
- Platforma çık ve seni mutlu eden bir şeyler düşün.
Pense numa imagem que traga alegria pura.
Ya hemen verirsin ya da silahı alır ve seni topluluğumuzdan göndeririz.
Dê-me a arma ou tiro-a de si. E vai ser expulsa da nossa comunidade.
Eğer senin ülkeni fethetmişse ve elindeki çarktan uzunsan seni öldürürmüş.
Isso é verdade?
Ama Şerif Atlanta'da ne olduğunu anlattı ve bu seni aslında hiç tanımadığımı fark etmemi sağladı.
Mas o xerife contou-me o que aconteceu em Atlanta... E isso fez-me perceber que eu não te conheço tão bem.
Eğer kaçarsan sana 50 bin dolar verip, seni terminale bırakacağım. Ve sen de kaybolacaksın.
Se fugires, dou-te 50 milenas, levo-te aos autocarros e podes desaparecer.
Bak seni seviyorum ve nasıl yaşayacağını sana söyleyemem.
Olha... eu amo-te, e nunca te diria como devias viver a tua vida.
Sadece seni ve Payne'i tanıyor.
Ele só te conhece a ti e ao Payne.
- Ama beni aradın... - Sonja. ... ve ben seni buraya getirdim.
Mas foi a mim que ligaste e eu trouxe-te aqui...
Seni ve Brad'i.
A ti e ao Brad.
Ve kim seni sevmez ki?
Quem não gostaria?
Seni ve çocuklarımızı.
A ti e às crianças.
Ve bundan böyle seni korumam.
E não te protejo mais.
İnsanlar seni seviyor ve destekliyor.
As pessoas adoram-te e seguem-te.
Seni ve çocukları ülkeden çıkarmalıyız.
Vamos tirar-te a ti e aos miúdos do país.
Seni yanıma alamam çünkü sesçinin kulaklığı ve bileştiricisi koltuğun üstünde.
Eu não posso dar-te boleia Porque o equipamento do som estão no lugar do passageiro.
"... sen ki bitap düşen ve ağır şekilde yüklenen seni huzura gark edeyim. "
"todos os que estão cansados e oprimidos, " que eu vos darei descanso ".
"Bana gel, sen ki bitap düşen ve ağır şekilde yüklenen seni huzura gark edeyim."
"Venham a mim, todos os cansados e oprimidos, " que eu vos darei descanso ".
Çünkü eninde sonunda seni yakalayıp seni ve o tatlı aileni öldürecekler.
Porque eles vão capturá-lo e vão acabar por matá-lo a si e à sua linda família.
Baban seni seviyor ve yakında görüşeceğiz.
O papá adora-te e vemo-nos muito em breve.
Birlikte seni ve hayvanları iyileştireceğiz.
Juntos... conseguiremos uma cura para ti, para os animais
Seni ve ekibini kurtarmanın tek yolu buydu.
Era a única forma de o salvar e à sua equipa.
Seni Doğu Nehrinden çıkardılar, seni ve diğer adamı.
Tiraram-te do Rio East, tu e outro tipo.
Açıkçası, Kyle, daha fazla detay gün yüzüne çıktığında,... seni ve izleyicilerimizi haberdar etmeye devam edeceğiz.
Assim que tivermos mais detalhes, vamos manter os telespectadores actualizados sobre as últimas notícias.
Her zaman yanında oldum ve ne derlerse desinler seni destekledim.
Cuidei e apoiei-te sempre, não importando o que diziam.
Dün yapmadığın şeyler, eldiven kutusunu doldurma termometre pillerini kontrol etme ve ağız çubukları seni bekliyor.
Coisas que não fizeste ontem : reabastecer as luvas, verificar as baterias dos termómetros, - reabastecer os esfregaços bucais.
Belki de şu andan önceki her günün sıkıcı ve anlamsızdı, hayatın seni tatmin etmeyen işlerle, yüzeysel depresyonla ve sıkıcı seksle sıradan bir şekilde geçti.
Talvez todos os dias anteriores tenham, na sua maioria, sido banais e vazios, a tua vida uma sucessão mundana e invariável de empregos frustrantes, uma depressão superficial e sexo muitíssimo aborrecido?
Ben ve Zorba Üç seni kurtarmaya geldik.
Eu e os Três Arruaceiros fomos salvar-te.
Yapmak istediğin şeyi yap çünkü ben seni kaçırdım ve bu senin için çok kötü olmalı.
Podes fazer o que quiseres, porque eu raptei-te e... E deve ter sido muito mau para ti.
Seni burada istemiyorum ve girmeye hakkın...
Não quero que esteja aqui e não pode entrar...
Bulmacalarla dolu bir sürü oda ve sonunda biri seni öldürüyor.
Uma série infinita de salas com enigmas no interior, e uma delas acaba por nos matar.
Ortağını öldürdüğün dedektif seni arıyor ve peşini bırakmayacak.
O detetive cujo parceiro mataste está à tua procura. Ele não vai desistir.
Erkek arkadaşın, senin çılgın üvey kardeşine çakıyor ve ikimiz de seni öldürmek üzereyiz.
O teu namorado andava a comer a tua meia-irmã maluca, e nós os dois iamos matar-te!
Bence seni rahatsız eden her neyse onunla baş etmene yardım etmem için buradasın ve bu kimlik kriziyse varsın öyle olsun...
Acho que estás aqui para que eu te ajude a lidar com o que te está a perturbar. E se for uma crise de identidade,
Uzun zaman önce seni Kraliçe'nin kalesinde öldürmeye çalışmış. ve başarısız olmuştum.
Há muito tempo... Tentei matar-te no castelo da Rainha. Falhei.
Yani, bunca yıl seni eğlenmene bakman ve pis işlerini başkalarına yaptırman için mi eğittim?
Não passei anos a treinar-te, para passares os dias a fazer esgrima e mandares outro fazer o trabalho sujo.
Eleanor yemin ederim. Seni incitecek hiçbir şey söylemeyeceğim ve yapmayacağım.
Eleanor, prometo nunca dizer ou fazer algo para te prejudicar.
Eğer Helen'ı bırakırsan Athena'nın seni dinleyeceğine emin olabilirsin. Ve hiçkimse sana zarar veremez veye götüremez.
Se deixar a Helen partir, garanto que a Athena a escuta e ninguém a magoa ou leva daqui para fora.
Ne zaman seni görsem kola ve kek yiyorsun.
Só te vejo comer bolos com cola.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]