English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do your job

Do your job translate Turkish

2,518 parallel translation
If you don't do your job, it'll make me feel worse.
İşini yapmaman beni daha kötü hissettirir.
It's personal, you can't do your job.
bu kişisellikle, işini yapamazsın.
What is this, do your job half-ass day at the Santa Barbara Police Department?
Bu ne, Santa Barbara Polisindeki işini artık yarım yamalak mı yapıyorsun?
Hard to do your job when you're stuck on your desk.
Masa başındayken işini yapmak oldukça zor bir şeydir ne de olsa.
Because it's like you're raising Hitler, motherfucker. Do your job!
Bir Hitler daha yetiştiriyorsun kaltak, İşini yapsana!
I'm not going to tell you how to do your job.
Görevinizi size öğretecek değilim.
You do your job, I'll do mine.
Herkes kendi işine baksın!
Don't talk nonsense, just do your job.
Atıp tutma, işini yap.
You do your job.
[Nigâr] Sen işini yap.
Do your job.
İşini yap.
Well, I'm not trying to tell you how to do your job, but how did you ask the questions?
İşinizi nasıl yaptığınızı söylemeye çalışmıyorum fakat soruları nasıl sordunuz?
All right, we rely on you to do your job.
İşini doğru yapacaksın diye sana güvendik.
- I do your job, it happens.
- Senin yapman gerekeni yaptım. Olan bu.
Looks like we're gonna have to do your job for you.
Sanki bu işi senin için yapmamız gerekiyormuş gibi gözüküyor.
Less pleasant before you do your job?
Az hoş İşinizi yapmadan önce?
Perhaps you think you can draw your salary, and she will do your job for you!
Belki de sen maaşını alırsın işini de senin yerine o yapar sanıyorsundur.
He picked you,'cause you're in no condition to do your job!
Seni seçti çünkü işini yapacak durumda değilsin.
Just do your job.
İşini yap yeter.
No stress. Nice and easy. An idiot could do your job, am I right?
Stres yok, kibar ol
You do your job and you do your job.
Sen kendi işini yap ve sende kendi işini.
- Anyone can do your job.
- Herkes işine baksın.
Do your job and follow the agenda!
İşinizi yapıp gündemi takip edin!
You do your job and I do mine.
Sen işini yap, ben de benimkini.
If you don't want to do your job, that's fine.
- İşinizi yapmak istemiyorsanız tamam.
I'll let you do your job.
Buyurun, yapın o halde.
Yeah, you do your job, I'll do mine.
Evet, sen kendi işini yap ben de benimkini.
Do your job!
Kendi işini yap sen!
You do your job properly, you get paid.
İşini adam gibi yaparsan paranı alırsın.
I guess you didn't do your job.
Sanırım işini yapmadın.
It's under control. You do your job, I'll do mine.
Sen kendi işini yap, ben de benimkini.
"You do your job, I'll do mine?"
"Sen işini yap, ben de kendi işimi" öyle mi?
Do your job and find some answers.
İşini yap ve bazı cevaplar bul.
But Tim, if you do accept this job, your world will never be the same again.
Ama Tim, eğer bu işi kabul edersen hayatın hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak.
What do you think he has planned after your little job, a picnic?
Şu ufak görevinizin ardından ne planladığını sanıyorsun? Piknik mi?
And when it's done... all you can do then is carry on with the operation... knowing that it's your job to repair the hurt you're about to cause... and the damage you're about to do... or die trying.
Her şey sona erdiğinde ise yapabileceğiniz tek şey harekatı sürdürüp neden olduğunuz hasarı onarmanın ya da bu uğurda ölmenin vazifeniz olduğunun bilincinde olursunuz.
[Groans] Do your job!
Görevini yap!
- Can't you do your job!
- İşini yapamıyor musun?
Do you even care about your job?
Sen ne bilirsin ki?
Go ahead, but you're gonna go home and you're gonna do your homework, and I'm gonna lose my job.
Durma söyle, sen eve gidip ödevlerini yaparken bense işimi kaybedeceğim.
You sent an outsider your job to do.
Görevini tamamlamak için dışarıdan birini kullanmışsın.
Do your fucking job!
Soktuğumun işini yap!
- You do your fucking job!
- Benimle böyle konuşa...
Rather than tell me how to do my job why not take a look at your own professional conduct?
Bana işimi öğretmeye kalkacağına kendi mesleki yaklaşımına baksana.
You better do your job or I'll hit you with a Sherman tank.
Yoksa seni Sherman Tank'ıyla vururum.
Look, Rich, I know your wife threw you out, and your kids want nothing to do with you, you're burnt out on your job ; but, Buddy, start looking at things from the bright side.
Bak Rich, karının seni kapı dışarı ettiğini çocuklarının seninle zaman geçirmek istemediklerini işe ayıracak gücünün kalmadığını biliyorum ama dostum olaylara iyi yanından bakmalısın.
Do you love your job?
İşini seviyor musun?
"Do you love your job?"
İşini seviyor musun?
What the hell do you think you're doing? Your job.
- Ne yaptığını sanıyorsun?
Do your fucking job!
Lanet işini yap!
Now can I please do my job your behalf... and kill this tox report?
Artık senin için çalışıp şu raporu geçersiz kılabilir miyim?
Mm-hmm. How do you like your job at the gas station?
Benzin istasyonundaki işini seviyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]