English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / More than a little

More than a little translate Turkish

2,580 parallel translation
He is quiet and more than a little freaked out.
Oldukça sessiz ve biraz da korkmuş bir halde.
Yeah, and the kid was more than a little surprised to see us at 2 : 00 in the morning, that includes his parents who gave sworn statements that Derek was home all night, did homework, watched some TV and was in bed by 11 : 30.
Evet, çocuk gecenin 2'sinde bizi görünce çok şaşırdı. Ailesi de dahil. Derek'in tüm gece evde olduğuna ödevlerini yaptığına, biraz televizyon izlediğine ve 11 : 30 civarında yattığına yeminli ifade verdiler.
I am more than a little nervous about meeting Frank's daughter tomorrow.
Yarın Frank'in kızıyla tanışacağım için biraz fazla gerginim.
While no one wants to see a, uh, coyote wearing a little hard hat more than me, remember :
Bir çakalı inşaat kaskı takarken görmek için can atsam da şunu unutma :
It's a little more complicated than that.
- Bundan biraz daha karışık.
So, I pay a little extra now, more than usual.
Bundan dolayı normalden daha fazla ödemek istiyorum.
I spent a little bit more on the car than I should have, so I didn't have money for a paint job, so I had to rattle-can it.
Arabaya olması gerekenden biraz daha fazla harcadım o yüzden boya için param kalmadı, ben de teneke sprey boyayla boyamak zorunda kaldım.
It's gonna be a little lighter than the current gt 40, with more horsepower, so it's gonna be...
Mevcut GT40'tan biraz daha hafif olacak daha fazla beygir gücü olacak, yani...
And some of us take the competition aspect a little more serious than others.
İçimizden, bazılarımız da bu rekabet ortamını diğerlerinden biraz daha ciddiye alırlar.
He... he's a little more paranoid than normal.
O... o normalden biraz daha saplantılı durumda şuan.
Oh, well, I think it's worth a little more than that to you, isn't it?
Oh, pekala, sana gore oldugundan biraz daha fazlasina deger, degil mi?
A little more than expected.
Yerel halktan biri gibi giyiniyor.
When you get to York, it might be useful to know a little more than nothing.
York'a gittiğinde hiçbir şey bilmemenden iyidir.
Well, it was a little more than that.
Ondan daha fazlası varmış.
Maybe a little more than I'm comfortable with.
Belki de benim düşündüğümden daha fazlasını yaptınız.
A little more than the needle hurts..
Biraz daha fazla iğne acıyor..
Well, it seems that Will Brooks may have wanted a little bit more than just the keys to Bryn's shed, if you know what I mean.
Will Brooks, Bryn'den deposunun anahtarı dışında başka şeyler istemiş olabilir demek istediğimi anladıysan.
The boyfriend thing is a little more complicated than she can handle. Sorry.
Üzgünüm.
I think you did a little more than that.
Sanırım bundan biraz daha fazlasını yaptın.
I might have a little more than that.
Biraz daha fazla olabilir.
'Cause weirdly, an adorable little pig attracts more customers than a large man wearing a big yellow and green B.M.
Çünkü tuhaf şekilde bu şeker domuz BM giymiş yeşilli sarılı koca bir adamdan daha çok ilgi görüyor.
Sometimes, even though you get a little lost, a little turned around, a little vomited on... Acting like someone you're not is exactly what it takes to realize you're capable of more than you ever knew.
Bazen, biraz kendinizi kaybetseniz zor durumda kalsanız, birileri üstünüze de kussa olmadığınız biri gibi olmak aslında daha fazlasını yapabileceğinizi anlamanızı sağlar.
A little more green than I wanted it to be.
İstediğimden biraz fazla yeşil gerçi.
It's a little bit more complicated than that. I wanna bring you into this.
Bundan biraz daha karmaşık bir şey.
Our planet might not survive to this point, but if it does, little more than a scorched and barren rock will remain to witness the final death throes of our star.
Gezegenimiz bu noktaya kadar var olamayabilir. Ama, ola ki oldu, bu durumda yıldızımızın son ölüm acılarına tanıklık edecek kavrulmuş ve çorak bir avuç kayadan başka bir şey kalmayacak.
All right, a little more than a tip.
Taktikten biraz daha fazlası.
She used to make an appearance a few times a month, but lately Little Miss Art Show's been logging more time than I have.
Eskiden ayda birkaç kez gelirdi, ama bu aralar sergi güzeli benden çok ortalarda dolanıyor.
Well, yes, but actually, gravity is a little bit more subtle than that.
Mümkündür, fakat aslında yerçekimi bundan biraz daha inceliklidir.
But it's a little more complicated than simply looking at the colour of the light that each star emits.
Ancak bu, her yıldızın yaydığı ışığın rengine bakmaktan biraz daha karmaşıktır.
Well, I hope a little more than tolerable, but yes.
Jüri bana dostane davrandığını görünce benim çekilir biri olduğumu mu düşünür?
an event so brief, it lasts for little more than a minute.
Bu olay o kadar kısa sürer ki bir dakikadan biraz fazla zaman alır.
Look kid, I don't know what you got yourself mixed up in, but it may be a little more serious than you think. Are you going to charge me?
Bak evlat, kendini neye bulaştırdığını bilemiyorum ama bu düşündüğünden daha ciddi bir durum olabilir.
Yeah, a little more than mixed up from what I saw.
Evet, gördüğümden biraz daha fazla takılıyor.
I think we've all got something a little more important to worry about than- - No, we don't.
- Bence şu an daha önemli şeyler var. - Hayır, yok.
Yeah, the renovation on the interior was a little more expensive than we anticipated, so when I was approached about these parties,
Evet. Sinemanın iç tadilatı, umduğumuzdan pahalıya çıktı.
Great movie. Anyway, it's gonna take a little bit more than a few potholes to set these boomers off.
Her neyse, bu patlayıcıların patlaması için yoldaki birkaç çukurdan daha fazlasına ihtiyaç var.
Well, sometimes there's a little bit too much friends and not enough more than.
Şey, bazen biraz daha fazla arkadaş oluyorsun sonra da bu yeterli gelmiyor.
You're a little more ruthless than I thought.
Sandığımdan daha da acımasız çıktın.
Obviously, I'm a little bit more limited than--than usual.
Açıkçası, her zamankinden biraz daha sınırlıyım.
This job got a little more complicated than I expected.
Bu iş beklediğimden de çetrefilli çıktı.
And this phone call is about a sex offender who was murdered, bagged, and buried in the Hollywood Hills - - a little more important than what's on TV.
Bu telefon görüşmesi, öldürülüp paketlenmiş ve Hollywood Tepelerinde gömülmüş bir cinsel suçluyla ilgili-- - Tv de ne olduğundan biraz daha önemli bir şey.
But still, honey, this looks like a little more house than we can afford.
Ama hâlâ tatlım, .. bu karşılayabileceğimizden biraz fazla duruyor.
I was hoping tonight was going to be a little more special than it was.
Bu gecenin, olduğundan biraz daha özel olmasını umuyordum.
Harvey, the fact that we only hire from Harvard gives us a cache that's a little more valuable than hiring a kid from Rutgers.
Harvey, sadece Harvard'tan işe almamız Rutgers'tan birini işe almamızdan bize daha yüksek bir avantaj sağlıyor.
Twinkle-toes back here knows a little more than how to do the tango, all right?
Bu ibneler tango yapmaktan biraz fazlasını biliyorlardı, tamam mı?
You know, my wife is a little more important than Dr. Rosen.
Karım, Dr. Rosen'dan daha önemli.
Looks like I'm gonna be staying in New York a little longer than I thought, plus I'd like to have a little more cash to play with while I'm here.
Biraz daha fazla kalacağım, Ayrıca buradayken oynamak için biraz daha fazla paraya ihtiyacım var.
Jerry, I'm afraid things have become a little more serious.. Than you expected.
Jerry, korkarım ki bazı şeyler tahmin edilenden daha ciddi.
I got a little more than the friend vibe.
Ben biraz daha fazlasını sezdim.
As a fairly upstanding citizen of Haven, I'm gonna need a little more of an answer than "somewhere safe."
Haven'ın dürüst bir vatandaşı olarak güvenli bir yerden daha net bir cevap istiyorum.
Okay, first of all, it takes a little more than a few glasses of white wine to get me drunk.
Pekâlâ, öncelikle beyaz şarabın beni sarhoş etmesi için birkaç bardaktan çok daha fazlası gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]