English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On your six

On your six translate Turkish

288 parallel translation
[yelping] 007, on your six!
007! Arkanda!
On your six, Train!
6 yönünde, Train. 6 yönünde.
On your first day home after six months, you behave like this.
Altı ay sonra eve dönünce, bu şekilde davranıyorsun.
Why, in less than six months, with good behaviour and hard work, you'll be wearing yellow stripes on your breeches.
Altı aydan kısa bir süre içinde, iyi durumunuz ve alın terinizle, sarı çizgili pantalonları giyiyor olacaksınız.
Play your red six on the black seven!
Siyah yedinin üzerine kırmızı altılı koy.
About six months ago, they massacred a cavalry patrol on your land.
Altı ay kadar önce, topraklarınızda bir süvari birliğini katlettiler.
If you think I'm gonna spend six months in jail on your account you got another thing coming.
Sen yüzünden 6 ay hapis yatacağımı sanıyorsan aklından zorun olmalı.
Put your six on.
Altıyı bağla.
In six weeks you've only been in my elevator once, and you kept on your hat.
Sadece iki kere bindiniz ve onda da şapkanızı çıkarmadınız.
No, but it jammed on your last job. You spent six months in hospital.
Belki ama son görevinde tutukluk yaptı ve altı ay hastanede yattın.
- Six years ago. Did anything happen to you which might have brought on your illness?
- 6 yıl önce hastalığına yol açabilecek her hangi bir şey oldu mu?
One of those amongst to who insist the six episode should be beauty in black and white, well, you turn down the color on your tv.
İçinizden hala 6 bölümün siyah beyaz daha güzel olacağı konusunda ısrar eden olursa, televizyonun rengini kısabilirsiniz.
Five or six I left a list on your desk
Beş ya da altı. Masanıza bir liste bıraktım.
If it lands on it, you win thirty-six times your wager.
Seçtiğin sayıda durursa koyduğunun 36 katını alırsın.
We'll be instrument docking on your port side in six hours. Right.
Yaklaşık altı saat içinde senin iskeleye yanaşacağız.
Yeah, six months from now you may be out on your ass.
Evet, 6 ay sonra kıçına tekmeyi basarlar.
My resignation will be on your desk before six o'clock.
İstifam saat altıdan önce masanızda olacak.
You sashay over to your New York Times file... Read me what's on page one, column six of the August 2nd issue... Maybe I'll wine and dine you some night soon.
New York Times dosyalarına gidip, bana sayfa 1, Ağustos'un 2. basımı 6. kolonu okusana belki sana bir akşam şarap ve yemek ısmarlarım.
Nice fast dip, good carry. On a scale of one to ten, ten being best, give you about a six, maybe a seven, but you looked down at your hand.
Hoş ve hızlı bir daldırma, birden ona kadar notlandırırsak, on en iyi not olsun, sana 6 veririm, belki 7, ama eline baktın.
What do you mean "my way?" It wasn't my idea to spend six months on your boat!
Ne demek "dediğin şekilde"? Teknende altı ay geçirmek benim fikrim değildi!
You've always had your heart set on six, so... we'll just keep on tryin'.
Altı tane olsun istemiştin, biz de denemeye devam ediyorduk.
I do not mean to pry, but you don't by any chance happen to have six fingers on your right hand?
Burnumu sokmak istemem ama, bir ihtimal sağ elinde altı parmağın yok, değil mi?
You have six fingers on your right hand.
Sağ elinde altı parmak var, birileri seni arıyordu...
Ten, nine, you're starting to awaken now, eight, seven, six, your eyes are opening, five, four, three, two, one.
On, dokuz, artık uyanmaya başIıyorsun, sekiz, yedi, altı gözlerin açıIıyor, beş, dört, üç, iki, bir.
I found six pigeons roasting on your radiator.
İşte, mükemmel görünüyor.
Now, on the slim chance you weren't gonna do squat today which you didn't, I called your former boss on my lunch, six minutes, and he agreed to see you.
Bugün iş arama bahanesi ile sen sağda solda sürterken 6 dakikalık öğle tatilimde... eski patronunu aradım. Seninle konuşmayı kabul etti.
The financial community has valued this company based on this discovery and your burglary buys us six more months development time.
Finansman çevreleri şirketin bu buluş üzerine tutunduğunu biliyordu ve sizin soygununuz da bize fazladan 6 ay kazandırdı.
Now, so, you have not made up your list yet... but you know that you want de wedding at hom on Jawn-wary six, rit?
Daha listenizi yapmamışsınız. Ama düğünü evde yapmaya karar vermişsiniz. 6 Ocak mı dersiniz?
Uh, after six terms in office, uh, say, 12 years of service, your name moves along the list and before you know it, you're off the Fisheries committee and on to Power and Industry.
Altı dönem seçildikten sonra yani 12 yıl sonunda, adınız listede yukarıya yükselir ve farkına bile varmadan balıkçılık komitesinden çıkarsınız ve... Enerji ve Endüstri'ye geçersiniz.
Your son has been on the diet only six weeks.
Oğlunuz sadece altı haftadır diyette.
The fragment will have effects on your planet in six days.
Çekirdek parçası altı gün içinde gezegeninizde etkisini gösterecek.
Dear, I know you're just trying to block out the memory... but come on, now... your mom's been dead for over six months.
Hayatım, biliyorum sadece hafızanı engellemeye çalışıyorsun..... ama lütfen, annen..... öleli altı ayın üzerinde oldu.
Put your money on the board. $ 5 on that six of spades. Like that.
Kupa altılısına... beş dolar.
If you're still on board, Mr. Martin, I assume you have no idea... what your friends on level six have planned for us tomorrow.
Hala bu gemideyseniz Bay Martin arkadaşlarınızın yarın bizim için planladığı 6 seviyeden haberiniz yok demektir.
Well, about six weeks ago, your husband put down a bid on one of our bank-owned properties.
Altı hafta kadar önce kocanız, bankaya ait bir ev için... teklif vermiş.
Your nose is running, your stomach cramps, your legs feel like they've played six straight games on top of each other, and the voice is always there in the back of your head...
Burnun akar, midene kramplar girer. Bacakların peş peşe altı maç oynamışsın gibi sızlar. Kafanın içinde hep aynı ses vardır :
When you've been married for six weeks, you've no idea how pleasant it is to get away on your own.
Evleneli sadece altı hafta olduğunda, yalnız başına zaman geçirmenin ne kadar hoş olduğunu anlayacaksın.
You'd think you'd have six alarm clocks paying off little kids to come banging on your door.
İnsan altı tane çalar saat alır, sabah gelip kapıyı çalmaları için küçük çocuklara para verir.
On your way back pick up a six-pack ofbeer.
Geri dönerken altılı bira da alın.
- We're tracking six MiGs closing on your position.
Altı MiG'in size doğru yaklaştığını tespit ettik.
Illinois said that Dutch Schultz put six of your men on the slab in Harlem Hospital.
lllinois söylediğine Dutch Schultz Harlem'deki..... adamlarından altısını hastanelik etmiş.
Six in a row without hitting yourself in the kidney on your follow-through.
Üst üste altıncı kez böbreğine vurmadın.
Fat boy up on six scratching your ass.
Poposunu kaşıyan, altıncı kattaki şişko.
So what is this, six notches on your belt?
Bu kaçıncı infazın, altıncı mı?
Yeah, we got a 20 on your suspect heading south in tunnel six.
Evet, şüpheli 6.tünelin güneyine yönelmiş.
And then you'd notice about six huge, hairy tits... swelling up on your back.
sonra sırtında altı tane kıllı... meme başı çıkar.
If it's been on your mind for six years, you might have mentioned it.
Altı yıldır kafanı meşgul ettiyse bunları bana söylemeliydin.
For the last six months all of you have suffered devastating attacks on your shipping lines.
Geçtiğimiz altı ay boyunca hepiniz yapılan saldırılar yüzünden büyük zarar gördünüz.
Six years old, paint on your hands, on our couch.
Altı yaşındayken, ellerindeki boya, koltuğumuzun üzerinde.
If you're not on your way to being a veterinarian in six weeks, you will be dead.
Altı hafta içerisinde veteriner olma yolunda bir adım atmazsan öleceksin.
We also have on record you slept with your eighty-six-year-old boss!
Bu kayıtlarda var. Seksen altı yaşındaki patronunla yattığın da kayıtlarda var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]