What was it called translate Turkish

What was it called? "Something of the something."

İsmi neydi? "Şeylerin Şeyi."

What was it called?

Adı neydi?

What was it called again?

Ne deniyordu ona?

What was it called?

Bu ligin adı nedir?

It's like that play we saw the other day, what was it called?

Aynı geçen gün seyrettiğimiz oyun gibi, hani neydi adı?

- What was it called?

- Adı neydi?

what was it called?

Şey işte, söyle adını?

- What was it called?

- Ne deniyordu ona?

What was it called?

İsmi neydi?

What was it called, Ralph?

Adı neydi Ralph?

- What was it called, baby?

- Adı neydi bebeğim?

What was it he called it?

Ne demişti bakayım?

All right, but be civil about it, you big ape! - What was that you called me?

Protesto edeceğim ; çünkü hayatım boyunca dua edip durdum ve hiç cevap alamadım!

That's what he called it,'Cause I was very young. And he'd say :

Ben çok küçük olduğum için o böyle derdi.

What was it you called Addie down at the pier... the dear departed?

Rıhtımda Addie için ne demiştin, sevgili kayıp arkadaşımız mı?

What was it that policeman called you?

O polis sana nasıl hitap etmişti?

What was it you called it?

Ne demiştin sen?

That's not what they called it when I was a girl.

Ben genç kızken böyle denmiyordu.

- Do you remember what it was called?

- Oranın adını hatırlıyor musun?

And what was it you called me?

Peki bana ne ad takmıştın?

What was it you called me?

Peki bana ne ad takmıştın?

What hurt her more than the money, I think, was the fact that I donated all of it to an organization called the American Civil Liberties Union.

Onu paradan daha çok yaralayan, bence... parayı bir örgüte bağışlamış olmamdı ; Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'ne ( ACLU ).

In 1930, it was when Japan it entered in what the period is called more convulsive of its history.

1930'lu yıllarda Japonya tarihinin en çetin günlerini yaşıyordu.

You called and said it was something important. What is it?

Beni arayıp önemli olabilecek bir şey bulduğunuzu söylemiştiniz.

I couldn't think of what to do, till I remembered, when I called you "Dear lady" when I had come for tea... it was then we were happy together

Ne yapabileceğimi bilmiyordum ta ki buraya çay içmeye geldiğimde sana "sevgili leydim" diye seslendiğimi hatırlayana kadar.

God, I don't know what it was called.

Adının ne olduğunu bilmiyorum.

What did you say it was called?

İsmi neydi okulun?

Emperor Qin's philosophy- - the only one permitted- - was called "legalism," which is just what it sounded like, do as the law says... or else.

İmparator Çin'in felsefesi - izin verilen tek felsefe - "kanunculuk" olarak adlandırılıyordu ve bunun da anlamı açıktı : "Kanun ne derse onu yap, yoksa fena olur."

It took, then, a few months to traverse the Atlantic Ocean and reach what was called the "New World" the Americas.

Atlantik okyanusunu aşarak "Yeni Dünya" yani Amerika'ya ulaşmak bir kaç hafta sürüyordu.

- What did you say it was called again?

- Adı neydi, tekrar söylesene?

What was it Judge Bernstein called you?

Yargıç Bernstein sizi nasıl adlandırıyordu?

It was 1947, two years after the war, when I began my journey to what my father called the "Sodom of the north,"

1947 senesiydi, savaşın iki yıl sonrası. Babamın "Kuzeyin lanetli, çürümüş şehri" diye isim taktığı... New York'a yolculuğum başladığında.

Keep it... everyone, this isn't called Beast Island for nothing no need to panic Madam so far we haven't seen a single... what was that?

Devam edin millet, buraya Hayvan Adası demek için bir neden yok. Paniğe gerek yok Madam. Henüz bir şey gör...

It only kills what it was called upon to kill.

Sadece kimi öldürmek için çağırıldıysa onu öldürür.

It was the first decade of peace after the Great War, that's what we called it, it was the biggest one until then.

1. dünya savaşının bitişinin onuncu yılıydı. Bizim deyişimizle, bu, o zamana kadar ki en büyüğüydü.

I told you what it was called.

Adını söylemiştim sana.

Just as our flight was called I realised what it was that struck me about the German.

Uçak anons edilirken bu Alman'la ilgili beni çarpan şeyin ne olduğunu fark ettim.

It's a tiny insect parasite called a Strepsipteran, which is parasiting a bee, and what you saw was the Strepsipteran poking out below the armor plating of the bee, there.

Bu, bir arıya asalaklık yapan Strepsipteran isimli minik bir parazit ve gördüğünüz şey, arının zırhının aşağısından çıkmış bir Strepsipteran idi, işte.

That's what they called it, but it was a brothel.

Dans salonu derlerdi, ama kerhaneydi.

We used to do what we called working your back, digging trenches in the salt in the hold to salt cod after it was sliced and cleaned.

Morina balıkları kesildikten ve temizlendikten sonra tuzlamak için tuz yığınıyla çukur yaptığımız "sırtımızı çalıştırmak" dediğimiz bir iş vardı.

They don't see the, what was it that that charming human called it a few weeks ago?

Şeyi göremiyorlar- - Neydi? İnsanların güzel bir deyişi vardı.

When Eddie called, I... I had an idea this was what it was about.

Eddie aradığında... asıl konunun bu olabileceği aklımdan geçmişti.

These infant Goa'uld's, they're so young, so fragile in their larval state that they require a I'm sorry what was it you called yourself?

Bu yavru Goa'uld'lar, çok gençler, çok kırılganlar, larva halindeyken. O yüzden ihtiyaç duydukları şey afedersin, kendinize ne diyordunuz?

- Uh, what was it called?

- Adı neydi?

He said, " The General read it and called me to find out what was going on.

" General haberi okumuş ve neler olduğunu öğrenmek için beni çağırdı.

What was it you called me?

Bana ne ismini vermiştin?

What was it that she called him?

Bayan Willis onun için ne demişti?

What the hell was it that Reynolds called you the other day?

Reynold, seni ertesi gün çağıracak.

It was, and still is, between what we call the West, and what people always called the East.

Önemliydi, hâlâ önemli, batı dünyası ile,

It was about 6 months ago that I met Harold. That's what he called himself back then, not "bullwhip."

O zamanlar onun adı oydu, "Bullwhip" değildi.

It was what the Scythians called the Amazons.

İstikler Amazonlara böyle hitap ederlerdi.