You broke his heart translate Turkish
71 parallel translation
You never cared for my son, and you broke his heart.
Oğluma hiç değer vermedin, kalbini kırdın.
You didn't notice how you broke his heart?
Kalbini nasıl kırdığının hiç farkında değilsin
You broke his heart.
Kalbini kırdın.
You broke his heart.
Onun kalbini kırdın.
And you broke his heart.
Ve sen onun kalbini kırdın.
You broke his heart last night, so he drank himself sick, and now he's at my house, making little drummer boys out of stale marshmallow.
Death Cab for Cutie'yi görmeye gidiyoruz. Şehre bu yüzden geldim. Sen ne düşünmüştün?
You broke his heart last night!
Dün gece kalbini kırmışsın!
And then when he finally opened up and said something monumental, you broke his heart.
Sonra tam açılabilmişken ve muazzam bir şey söylemişken onun kalbini kırdın.
But I think it has something to do with the fact that you broke his heart... and he can't walk around the streets of New York without thinking about you.
İmza günleri var. Ama onun kalbini kırdığından sokaklarda gezmiyor.
It was because you broke his heart.
Kalbini kırdığın içindi.
I think you broke his heart a little bit.
Sanırım biraz kalbini kırdın.
He did everything for you, Alvin, and you broke his heart.
Sizin için her şeyi yaptı, Alvin, ve siz onun kalbini kırdınız.
Oh. Matty tells me you broke his heart.
Matty, onun kalbini kırdığını söyledi.
I know you broke his heart.
Kalbinin kırıldığını biliyorum.
- Matty tells me you broke his heart. - Mom.
- Matty, onun kalbini kırdığını söyledi.
You broke his heart.
Walter'ın kalbini kırdığınız için.
Until he bought you at that date auction and you broke his heart.
Ta ki seni o randevu açık artırmasında satın alıp sen onun kalbini kırana dek.
You broke his heart,
Onun kalbini kırdın.
You broke his heart.
Ama kalbini kırdın.
So, what, you broke his heart or he broke yours?
Ne oldu? Sen onun, o da senin kalbini mi kırdı?
But your father. You broke his heart when you moved away.
- Taşınınca kalbini kırdın babanın.
You broke his heart, you said piss off.
Sen onun kalbini kırdın, Sen de defol dedin.
- You broke his heart.
- Onun kalbini kırdın. İyileşecektir.
I do believe you broke his heart, Freddie.
Bence sen onun kalbini kırdın Freddie.
You broke his heart, Tommy.
Biz aramızı düzelttik. Onun kalbini kırdın, Tommy.
He loved you, and you broke his heart.
Seni sevdi. Sen ise onun kalbini kırdın.
Like letting him keep the small appliances is going to change the fact that you broke his heart.
- Sanki gereksiz aletleri tutmasına izin vermen... -... kalbini kırdığın gerçeğini değiştirecek.
Look, war hero or not, you broke his heart.
Bak, savaş kahramanı olsan bile adamın kalbini kırdın.
You broke his fucking heart, not me!
Kalbini kıran sensin, ben değil.
A man whose boots I was never worthy to lace - you broke his gallant heart, vial creature.
Asla postallarının bağı olamayacağım bir adamın kalbini incittin. adi yaratık.
His heart will break as mine broke...,... and he will feel about you as I do.
Onun kalbi de benimkinin kırıldığı gibi kırılacak... Ve sizinle ilgili benim hisettiğim gibi hissedecek.
Come on, Patrick. You know our Danny hasn't sang since Mary broke his heart.
Mary kalbini kırdıktan sonra hiç söylemedi, biliyorsun.
You just want to listen to me'cause if the man doesn't die whose face I just broke, he's gonna go to New York City and tell Brom Garret's people it breaks his heart to say so,
Çünkü eğer suratını dağıttığım... adam ölmezse... Beni dinle. New York'a gidecek... ve Brom Garret'ın akrabalarına, çok üzgün olduğunu... ama oğullarını kızının öldürttüğünü söyleyecek.
After Candace stole Ronny from you, they got engaged... and then she left him at the altar, broke his heart.
Candace, Ronny'yi senden çaldıktan sonra, nişanlandılar ve sonra onu terk edip, kalbini kırdı.
storm... years...... sometimes I hate you a box of flowers by the bed I broke your head from the back of the bed the baby died in the morning I gave him a name His name was Thomas Poor little guy his heart poundslike a voodoo drum...
Fırtına meleği. Söyledin, söz verdin. Gökyüzünü gösterdin.
- And you broke his heart.
- Ve sen onun kalbini kırdın.
Well, um, if youdon't mind me saying so, when you left here, you kind of broke his heart.
Böyle söylüyorum diye kızmazsan eğer sen gittiğinde, biraz kalbi kırıldı.
you told his son you could get him out of jail, then you broke his son's heart.
Oğluna babasını hapisten çıkartabileceğini Söyledin ve oğlunun kalbini kırdın.
you told his son you could get him out of jail, Then you broke his son's heart.
Oğluna babasını hapisten çıkartabileceğini söyledin ve oğlunun kalbini kırdın.
What was it about Roy that broke your heart when you were watching him in his room?
Odasında Roy'u izlerken. kalbini kıran neydi?
You never broke his heart like that idiot son of his, up in Vermont.
Onun kalbini aptal oğlunun Vermont'ta kırdığı gibi hiç kırmadın.
You broke his little French heart.
Onun küçük Fransız kalbini kırdın.
Why would you push Travis into a career that ends with him being broke like his dad, living on a boat and having his heart broken by some cheating skank?
Neden Travis'i sonu aynı babası gibi parasız, botta yaşayan ve bir kevaşe tarafından kalbi kırılmış olacak bir kariyere yönlendiriyorsun?
I think you might have really broke his heart.
Sanırım cidden kalbini kırmışsın.
Where were you the first time he got drunk and had to be picked up at 3 : 00 in the morning or that first girl broke his heart?
İlk kez sarhoş olduğunda ve sabahın üçünde alınması gerektiğinde ya da ilk kız arkadaşı kalbini kırdığında neredeydin?
Weren't you the one who broke his heart?
Kalbini kıran sen değil miydin?
It broke his heart when you had to go to the workhouse.
Fakirhaneye gitmek zorunda kalman çok ağırına gitti.
You're telling me some girl broke his little heart?
Bir kızın gelip onun küçük kalbini kırdığını mı söylüyorsunuz?
Tragic. It broke his heart to lock you away, you know?
Kapalı kalmak kalbini kırdı değil mi?
... and when your heart hardened, made you liken to the stone, and broke you from His body, which is the stars and the wind between the stars,
Kalbiniz taşlaştığında ve sizi ondan kopardığında bile... Gökteki yıldızlar ve rüzgâr gibi...
¶ I had his heart, but I broke it every time ¶ I miss her, too, you know?
Onu ben de özlüyorum.
you broke my heart 97
you broke it 66
you broke up with me 41
you broke the rules 31
you broke into my house 22
you broke the law 27
you broke my nose 28
you broke 16
you broke up 23
his heart 57
you broke it 66
you broke up with me 41
you broke the rules 31
you broke into my house 22
you broke the law 27
you broke my nose 28
you broke 16
you broke up 23
his heart 57
his heart stopped 19
you bitch 789
you bastard 1755
you better 280
you bet 1064
you betrayed me 168
you better watch out 49
you better stop 19
you belong here 47
you belong with me 25
you bitch 789
you bastard 1755
you better 280
you bet 1064
you betrayed me 168
you better watch out 49
you better stop 19
you belong here 47
you belong with me 25