English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You own this place

You own this place translate Turkish

169 parallel translation
- Do you own this place?
- Burası sizin mi?
- You own this place?
Burası senin mi?
That's why you still think you own this place.
İşte bu yüzden hala buranın sahibi olduğunuzu sanıyorsunuz.
- You own this place?
- Kendi yeriniz mi?
- You kids think you own this place? - Oh!
- Siz çocuklar, burası kendi yeriniz diye mi düşünüyorsunuz?
You own this place.
Sahibisin.
Do you own this place?
Bu yer size mi ait?
You own this place?
Burası senin mi?
You own this place, huh?
Burayı sen mi işletiyorsun?
Thank you. What, you own this place too?
Yoksa buranında mı sahibisin?
- You own this place?
— Bu yer senin mi?
You own this place?
Burası sizin mi?
So, you own this place, huh?
Burası senin demek?
- So you own this place?
- Burası senin mi? - Evet.
I don't want to hear that shit. This is your house. You own this place.
Moralini bozma dostum, burası senin evin.
Don't you own this place?
Burası sana ait değil mi?
- Think you own this place, you limey bastard?
- Seni İngiliz züppe.
I know this isn't quite the place, but Lucy tells me you two own a coal mine.
Pek yeri değil, ama Lucy ikinizin bir kömür madeni olduğunu söyledi.
Do you really think this Claudio would be tempted to leave his hiding place and risk his life merely to hear his own concerto?
Sence Claudin kendi konçertosunu duymak için saklandığı yerden çıkıp hayatını tehlikeye atar mı?
This is just to say hello and leave my stuff here, if you don't mind... while I look for a place of my own.
Sadece sana bir merhaba demek ve izin verirsen eşyalarımı bırakmak için geldim... Kendime bir yer buluncaya kadar.
Why don't you own a place like this?
Neden buranın sahibi değilsiniz?
But if the two of you have not returned to Colbin within one night, I shall come back and kill you with my own hands, and burn this place to the ground once and for all.
Ama ikiniz de bir gün içinde burayı terk etmezse buraya gelir ve ikinizi de ellerimle gebertirim! Burayı yakarım! İçinde sizinle beraber!
But someday, man, someday when you're out of here, and you've forgotten all about this place, and they've forgotten about you, and you're wrapped up in your own pathetic life I'm gonna be there.
Ama bir gün, adamım senin bu yerleri onların ise seni unuttuğu zaman ve sen zavallı hayatının içine sıkıştığın zaman, orada olacağım.
You know, Colonel, I like this place'cause all the chickens have their own room.
Biliyor musun Albay, burayı sevdim çünkü bütün tavukların kendi evleri var.
Look, D.J., I don't blame you for wanting your own room but you gotta understand this world is not a perfect place.
Bak, D.J., Seni kendine has odan olmadığı için suçlamıyorum ama şunu bilmelisin dünya mükemmel bir yer değil.
Most times you can't even trust your own kind in this place, you know what I mean?
Çoğunlukla burada kendi türüne bile güvenemezsin, ne demek istediğimi anlıyor musun?
You could tell your boss to stuff it and you'd own half of this whole place.
Patronuna da canın cehenneme dersin. - Ve evin yarı sahibi sen olursun.
When you rise, we will claim this place as our own.
Uyandığınızda, bu yer bizim olacak.
I'm gonna own you. I'm gonna own this whole place.
Sana sahip olacağım Buradakilerin hepsini şey edeceğim.
- I had this idea for a pizza place where you make your own pie.
- Pizzacı için aklına bir fikir gelmişti... -... kendi pizzanı kendin yapıyordun.
I knew this would happen if you got a place of your own.
Kendine ait bir yerin olduğunda bunun olacağını biliyordum.
You've got five seconds to tell me a better idea than seizing this place for our own.
Beş saniyede aklına iyi bir fikir gelmezse... bu kale bizim olacak.
That you came out to a place like this on your own... ... to a man you knew wasn't right for you... ... because you liked the adventure of it all.
Sana uygun olmadığını bildiğin bir adam için... sırf macera uğruna... kendi başına böyle bir yere geldiğini.
You two are my last chance for this place for my people for my own redemption.
Siz benim huzurum için, burası için halkım için kurtuluşum için son ümidimsiniz.
You think Nathan can handle this place on his own?
Sence Nathan burayla kendi başına başa çıkabilir mi?
So, you built this place with your own hands?
Burayı kendiniz mi yaptınız?
Instead of working the still this morning, you'd be better off searching out your own place, before the snow comes.
Bu sabah çalışacağına, kar bastırmadan gizli yerini aramaya başlasan iyi edersin.
I'll tell you what when I open my own place this is exactly what you won't see.
Sana birşey söyleyim mi, kendi yerimi açinca böyle şeyler olmayacak.
I want you to make this man a guest in your own home, and make him feel like he can use a place- - and don't feed him to Mommy.
Bu arkadaşı evinde ağırlamanı çok rahat ettirmeni ancak anneme yedirmemeni istiyorum.
Wha... You own this whole place?
Bütün bu yer senin mi?
So you own this place, all right? Tell somebody else to take out the trash. Prue, I can't.
Yani sen buranın sahibisin tamam mı?
How long do you think before you guys own this place?
- Bu yeri satın almanız ne kadar sürer?
You have to defend this whole place with your own life.
Bu merkezi kendi canınız pahasına korumalısınız.
Were you serious this morning when you suggested that we get a place of our own together?
Bu saba kendi evimize çıkmayı önerdiğin zaman ciddi miydin?
If you have even the slightest hope of preserving your own you'll get out of bed and leave this place as fast as your legs will carry you.
Ama kendinizinkini korumaya yönelik en ufak bir umudunuz bile varsa bu yataktan kalkar ve bu yeri olabildiğince çabuk bırakırsınız.
This new little place opened right down the road from our house and they make these wonderful scones, and that is their mix so you can make them right in your own kitchen.
Evimizin bulunduğu yolun hemen aşağısında harika çörekler yapılan bir yer açıldı. Bu onların karışımı. Sen de kendi mutfağında yapabilirsin.
You told me this place was powered by its own hydroelectric dam.
Buranın kendi hidroelektrik barajıyla enerji sağladığını söylemiştin.
Okay, you two, since you won't bond on your own... I have signed you up for the father / son competition... at this year's Point Place Paul Bunyan Pioneer DayJamboree.
Siz ikiniz, kendi kendinize düzelemeyeceğiniz için sizi bu yılki, Point Place Paul Bunyan Pioneer Günü Eğlencesi baba-oğul yarışmasına yazdırdım.
Remember this when you run your own place.
Kendi yerini işletirsen şunu unutma.
Does this mean you're gonna get your own place now?
Bu kendine daire tutacağın anlamına mı geliyor?
I want you and me to take our own tour of this place.
Seninle burada bir tur atalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]