English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Söylemen yeter

Söylemen yeter translate Portuguese

245 parallel translation
- Evet. Tamam George, kazımaktan yorulduysan, David ile Susan'a onu nereye gömdüğünü söylemen yeter, onlar kazıyacak.
George, se te cansares, diz onde puseste o osso e nós esgravatamos.
Sen hiç endişelenme David. Çünkü sana yardım etmek için yapabileceğim bir şey varsa bana söylemen yeter.
David, se houver alguma coisa que eu possa fazer para te ajudar, diz-me que eu faço.
- Söylemen yeter. - Şey... Ormanın adamı Tarzan dün tutuklandı.
Bem,... é sobre Tarzan, o homem da selva que foi preso hoje.
Yapabileceğim başka bir şey varsa söylemen yeter.
Se puder ajudá-lo em mais alguma coisa, avise-me.
Söylemen yeter, savunmayı değiştiririz, hepsi o.
Basta dizer, e trocaremos a alegação...
Eğer öğleden sonrası için izin istiyorsan bunu söylemen yeter.
Se queres uma folga, esta tarde, basta que o digas.
Sen bakıver işte, istediğin bir şey olursa söylemen yeter.
Está à vontade para ver as coisas. Se quiseres alguma coisa diz.
Eşlik etmemi istemiyorsan söylemen yeter. Seni yalnız bırakırım.
Se não queres a minha companhia, diz e eu deixo-te em paz.
* Oynarım oyununu, söylemen yeter *
Give the word I'll play your game
Sadece gerçeği söylemen yeter. İnan bana.
Diga apenas a verdade e tudo correrá bem, acredite.
Adresi söylemen yeter, gelirim.
Diz-me a morada, espertinha. Lá estarei.
Ne istiyorsan... söylemen yeter.
Diga-me o que quer. Qualquer coisa.
Seninkini de düzene sokmamı istersen, söylemen yeter.
Quando quiseres que resolva a tua, avisa.
Söylemen yeter, hemen hallederiz.
Basta dizerem o sítio.
Söylemen yeter.
Basta dizeres-me.
Ama beni sonuna kadar dinle, küçük hediyeme bak ve eğer ilgini çekmezse, söylemen yeter.
Mas ouve lá, considera a minha oferta. E se não te interessar, depois dizes-me. Qual é a oferta?
Eğer yardımımın dokunabileceği bir şey olursa, bana söylemen yeter.
Seja no que fôr, se alguma vez poder ajudar, é só dizeres.
- Söylemen yeter.
- É só dizeres.
Bana ihtiyacın olursa, adımı söylemen yeter.
Quando precisares de mim, só terás de invocar o meu nome.
Söylemen yeter.
Basta dizeres.
Söylemen yeter, yeniden prens olursun.
Diz a palavra e voltas a ser príncipe.
Her şey ses kodludur, bir şey istersen söylemen yeter.
É tudo vocalmente codificado, peça o que precisar.
Söylemen yeter, o zaman başka bir şeyler düşünürüz.
Eu arranjo outro desafio. Para te ajudar.
Söylemen yeter.
- Há uma coisa. Diz-me o que é.
Tabi ki. Söylemen yeter.
Absolutamente.
Bu işlemde yardım gerekirse, bana söylemen yeter.
E se precisar de qualquer ajuda, ja sabe.
- Tek bir söz söylemen yeter.
Só pedimos uma declaração!
Bundan böyle benden ne zaman bir iyilik istersen bunu bana söylemen yeter.
Estás à vontade para me pedires o que quiseres.
Paranı geri istiyorsan söylemen yeter.
Se quer o seu dinheiro de volta, é só dizer.
Söylemen yeter, hemen giderim.
É só dizer e já lá estou!
Sadece yerini söylemen yeter. Bir daha ondan haber almayacaksın.
Diz-me onde ela está e não voltas a ouvir falar dela.
Hayır, sadece üzgün oldugunu söylemen yeter.
Poderias dizer que sentes muito.
Ne istediğini söylemen yeter.
Basta me dizer o que quer.
Çünkü istediğin buysa, vazgeçerim. Söylemen yeter.
Porque, Lola, se é isso que queres, basta dizeres e não te convido mais.
Bir şeye ihtiyacın olursa söylemen yeter.
Greg, se precisar de alguma coisa, é só pedir.
Sadece söylemen yeter, Frank.
É só dizeres, Frank.
Şey, bak ne diyeceğim. Eğer onu bulmana yardımcı olabileceğim herhangi bir şey varsa, söylemen yeter.
Bem, se eu puder ajudá-la em algo, é só falar.
Evet ve Raymond, tatlım birşey istediğin zaman, bize söylemen yeter.
Sim e, Raymond, querido, quando queres alguma coisa, só tens de dizer-nos.
Daha fazla ihtiyacın olduğunda söylemen yeter.
Se precisar de mais, é só dizer.
Eğer istemiyorsan, sorun değil. Sadece söylemen yeter.
Se não queres, basta dizeres.
Eğer istemiyorsan, sorun değil. Sadece söylemen yeter.
Porque se não quiseres, tudo bem, mas diz-me.
- Kesinlikle, söylemen yeter.
- Sem dúvida, basta pedires
Çıkmak istediğini söylemen yeter.
Diga apenas que quer sair.
Söylemen yeter.
Basta dizeres... Toma.
Söylemen yeter.
Basta dizeres. Não, eu respondo a esta.
Kaçta eve geldiğini söylemen yeter.
Diz-me só a que horas volta.
- Bana bir iyilik yapmalısın. - Söylemen yeter.
- Tens de me fazer um grande favor.
- Bana söylemen yeter, tamam mı?
- É só dizeres-me.
Alışmana yardım etmek için yapabileceğim bir şey olursa söylemen yeter.
Se houver algo em que possa ajudar, é só dizer.
Çok tatlıydın, babacığım. İstediğin bir şey olursa bana söylemen yeter.
E se houver alguma coisa que queiras, só tens de pedir.
- Eğer yardıma ihtiyacın olursa, söylemen yeter.
Se precisares de ajuda, diz-me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]