Bana bir bak translate Russian
1,392 parallel translation
Bana bir bak.
Посмотри на меня.
Bana bir bakın, benim.
Я тоже напуган, посмотрите.
Bana bir bakış bile atmazken, tüm bunları nasıl düzeltmeye başlayabilirim ki?
Как я могу начать исправить это, если она даже не смотрит на меня?
Söyleyeceğin bir şey yok ha? Bu komik. Oysa biraz önce bana, canın cehenneme bakışı attığına yemin edebilirim.
Хочешь мне что-то сказать?
İlki, parmağını içeri sokup bana öyle bir bakış attı ki,
Первый парень, когда он засовывал свой палец, он бросал на меня такой взгляд, типа :
- Dur bir bakayım. - Bak bana ne aldı.
Дай посмотреть, дай посмотреть.
Bana bak, bir daha asla oraya gelmeyecek.
Слушай, она не прийдёт туда больше. Ты слышишь?
Bak, bir bak, bir bak! Bana bunu hediye etti.
Смотри, это он мне подарил за то, что мы с ним друзья.
Bir bakıma bu yeleğin bir uğuru oldu bana.
На самом деле, типа повезло что я купил этот жилет.
Lord Byron'un... - "Bir adamla dans ettim, bir başkası bana bakıyordu ve daha yakışıklıydı."
Танцевала с одним странным субъектом, но другой, гораздо более приятный, не отрывал от меня глаз ".
Bir sürü şey içtim ve düşünmeden edemiyorum kardeşimle onun arkadaşını, bana inanmadıklarını ve bakım evindeki istismarı.
Ты знаешь, я признаю, я очень много пью в последнее время. Я не могу перестать размышлять о брате и о друге моего брата. Мне ведь не поверили.
Bana bak. Sakın bir şeye kalkışma.
Руки вверх!
Bak bu bana tam göçmenlere layık bir işmiş gibi geliyor.
Вроде, хорошая работа для иммигранта...
- Domates mi? Etrafına bir bak ve bana söyle.
Сами посмотрите и скажите.
Bak, bana bir dakika ver.
Слушай, подожди.
O saçı fazla bakımlı, fazla ayrıcalıklı genç bir adam ama bu bana düşmez.
- Осуждать. - Точно. - Ммм-хмм.
Şu duvardaki fotoğraflara bir bak eğer birini tanırsan, bana söyle, tamam mı?
Посмотри снимки на стене. Если кого-то узнаешь, скажи мне.
Bak, bana hiçbir şey borçlu olmadığını biliyorum. Ama senden son bir iyilik isteyeceğim.
Я знаю, что ты мне ничего не должен но я хочу напоследок попросить тебя об одной услуге
Bak, fikrini değiştirdiysen, bana yardım etmek istemiyorsan, anlarım. Hayır, sana yardım etmek istiyorum. Ama annenle konuşman için federal ajanlara yalan söyleyeceksem en azından bunun iyi bir nedeni olduğunu bilmeliyim.
Нет, я тебе помогу, но если уж врать федеральным агентам, Люси, чтобы ты могла поболтать с мамой... то хотя бы мне нужно знать, что на то есть причины.
kendisi terapistim, ve bana yaklaşık olarak, tek kişilik 7 gün süren karayip adalarına tekne turuna mal oldu.. Evet, kısa bir süre bakındım.
Это мой психотерапевт, и лечение стоит как семидневный круиз на Карибы по принципу "всё включено".
Bana şimdi bir bakın..
А взгляните на меня теперь.
Bak bakalım bana bir paket Garibaldis bulabilecek misin, canım.
Посмотрим, сможешь ли ты обнаружить для меня упаковку вкусного печенья, милая.
Hayalarını patlatma işi bitince basit Monroeville'deki evime bir kaç saatliğine gel filme bir bak ve bana neyin eksik olduğunu söyle.
После того, как тебе в конец отстрелят яйца, загляни в скромный городок Монро, в мою лачугу, на пару часов, зацени ролик. И скажи, чего не хватает.
Bak, bana sadece bir iyilik yapıp Profesör Reyerson'un fotoğraf atölyesine sokabilirsen eğer beni o derse, sadece bir derse sokarsan bu adam bilmem gereken her şeyi bana öğretebilir.
Послушайте, если бы Вы могли просто сделать одолжение и допустить меня на семинары по фотографии с профессором Рейерсоном, если бы Вы могли взять меня только на один предмет, только один, Этот парень может научить меня всему, что я хочу знать, всему.
Tebrikler. Şuna benim için bir bak, bir de bana bir fincan kahve getiriver.
Поздравляю, просмотри эти бумаги, и сбегай мне за чашечкой кофе
Bak, önemli olan, senin bir daha gün ışığını görmek isteyip, istememen, bana işe yarar bir şeyler söyleyeceksen, hey... işte sana en iyi zaman.
Слушай, дело в том, что если ты хочешь когда-нибудь увидеть дневной свет, ты должен дать что-то ценное. Сейчас как раз самое время.
Bak, bana bir kaset daha getirmiş.
Взгляни, принесла мне еще кассету, ягодка.
Bak bana bir iyilik yap, içeride O'na..
Слушайте, сделай мне одолжение, когда будешь там.
Bak, Leonard sana bir arkadaş olarak değer veriyor ve bana söylediğine göre senin küçük fikrin olmadan o deneyi yapabilmesinin imkanı yokmuş.
Слушай, я знаю, Леонард много для тебя значит как друг, и он сам сказал мне Что без твоей небольшой помощи, он никак бы не устроил весь этот эксперимент.
Ben bencil ve konrtolcü oldum... Aslında, hayatımın büyük bir bölümünde. Ama..... uzakta kalmak bana bakış açısı kazandırdı.
Я была властвующей эгоисткой... ну... большую часть своей жизни.
Ne istersem isteyeyim, bana karşı bir bakış atıp başka bir şey istiyorsun.
Чего бы я ни захотел, ты бросаешь на меня такой взгляд и хочешь чего-то другого.
Ve polis gözleri açık bir şekilde bana bakıyor!
Глаза полицейского открыты, и он смотрит на меня!
"Bana bak, Dana'ya söyle... " eger kumandanin aletini bir süreligine agzindan çikarsaydi... "belki o zaman daha iyi duyabilirdi."
"Послушай, ты скажи Дане если она время от времени будет доставать командирский член из своего долбанного рта, то возможно она сможет слышать лучше."
Ne zaman bir yere gitse bana "annene iyi bak"
Всякий раз, когда он уходил, он говорил мне : " позаботься о маме.
Onda bir şey vardı... Yemek masasında karşımda oturur bana bakardı sanki babamın bakışları Alex'in yüzündeydi.
Он все же присутствовал... сидя напротив меня за обеденным столом, смотря на меня.... сквозь меня, теми своими глазами с лица Алекса.
Garip bir gülümseme ile bana bakıyordu.
Он все смотрел на меня со странной небольшой улыбкой.
İngiltere'de öpüşmek gelenek gibi bir şeydir. Bak, dostum. O yüzden de, bana bu durum sevgili olmaktan ziyade platonik aşk gibi geldi.
Слушай, чувак, в Англии есть что-то типа традиции ну типа девушка целует своего парня так что мне кажется, что ты на самом деле с ней не встречаешься, она просто тебе нравится
Bak bütün sabah Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı'da tatlı dille konuşup sonunda enerji dalgalanmalarını izlemek için bana bir sisteme giriş şifresi vermelerini sağladım.
Я всё утро потратила уламывая главу комунальных служб, и он наконец согласился допустить меня к информации, где и когда были скачки напряжения.
Bana garip bir bakış atıyorsun ve ben de tüm hikaye kötüymüş gibi hissediyorum.
Ты так неубедительно это сказал, что теперь весь рассказ мне кажется чепухой.
Bir bak bana! Ben doğuştan çapkınım. Kontrol edemiyorum.
Такова моя натура, я не могу контролировать.
O kadar güzel bir insanla beraberken bütün dünya izliyor, bir restorana girdiğimizde bütün gözler ona çevriliyor, ondan sonra bana bakıyorlar, ve ne düşünüyorlar sence?
Если рядом с тобой такой роскошный мужчина, нельзя расслабляться. Пойми, когда мы заходим в ресторан, он приковывает к себе все взгляды которые потом неизбежно переводятся на меня. И что, по-твоему, все эти люди думают, видя нас вместе?
Bana ne yaptığına bir bak.
Видишь, что он сделал со мной.
Alice, şurada kocaman bir ağ-yıldız duruyor ve insanlara ateş ediyor, sense bana bakıyorsun.
Элис, здоровенная звезда из паутины стреляет в людей, а ты на меня пялишься.
Bir de bana şimdi bak.
А теперь посмотрите на меня.
Bak, bana deli diyebilirsin ama bir dairede keçi beslemenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Слушай, можешь считать меня психом. Я только... Я не думаю, что это хорошая идея, держать козу в квартире.
Şuraya bir bakın. Bakın Noel Baba bana neler getirmiş.
Вот взгляните.
Bana bak ufaklık, bana bu kızın adını ver de seni bir pislik olduğun için içeri tıkmayayım.
Короче, недомерок, скажешь, как зовут эту девушку, а я не посажу тебя за то, что ты дерьмище поганое.
Bak, Stella. New Jersey'den geldiğin için New York'u sevebileceğini düşünmemeni anlıyorum ama inan bana Marshall da öyle olmasını beklemiyordu ve şimdiyse yaşanacak başka bir yer düşünemiyor.
Послушай, Стелла, я понимаю, что ты из Нью-Джерси и думаешь, что не полюбишь Нью-Йорк, но поверь, Маршалл тоже так думал, а сейчас он не может представить, чтобы жить где-то ещё.
Bana yaptırdığına bir bak!
Только посмотри, что я натворила! И всё из-за тебя!
Bana bak, bu gerçek bir evlilik değil, ama gerçek bir evlilikte olan her şey var.
Слушай, я знаю, что это ненастоящий брак но в нём есть всё, что есть в настоящем браке...
Bak, arkadaş olduğumuzu biliyorum ama stajyerim olduğuna göre belki de bana "seksi şey" dışında bir şeyle hitap etmelisin, tamam mı?
Слушай, я знаю, что мы друзья, но раз ты - мой интерн, может, тебе лучше называть меня как-то по-другому, а не секси, хорошо?
bana bir sigara ver 29
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana bir şey olmayacak 19
bana biraz para ver 28
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana bırak 301
bana bir 30
bana bir şey söyle 45
bana bir şey olmayacak 19
bana biraz izin ver 23
bana bir iyilik yap 365
bana bir öpücük ver 88
bana bir iyilik yapabilir misin 16
bana bir dakika ver 36
bana bir şey olmaz 38
bana bir şans ver 47
bana bir şans verin 22
bana bırakın 79
bana bir dakika izin ver 18
bana bir iyilik yap 365
bana bir öpücük ver 88
bana bir iyilik yapabilir misin 16
bana bir dakika ver 36
bana bir şey olmaz 38
bana bir şans ver 47
bana bir şans verin 22
bana bırakın 79
bana bir dakika izin ver 18