English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Ben onu

Ben onu translate Russian

13,901 parallel translation
Çok önce kaybetmiştim ben onu.
Он давно для меня потерян.
Ben onu bırakmak istemedim.
Я никогда этого не хотела.
Müstakbel kocamla tanışacağım yer ve ben onu yakalayacağım?
Назначение, где я могу встретить своего будущего мужа и арестовать его?
O batarken ben onu izledim ta ki son nefesinin baloncuğu yüzeye çıkana kadar.
Она утонула, а я стояла там и смотрела... до последнего её вдоха.
Kendim hakkında endişeleniyordum ve şimdi kim olduğunu ne olduğunu ve o çocuklara, Martin'e ne yaptığını biliyoruz ben onu öldürmek istiyorum.
Я беспокоился о себе, но теперь, когда мы знаем, кто это, какой он, что он сделал с этими детьми, с Мартином, я просто... Я хочу убить его.
Sorun değil, bence ben onu epey çözdüm.
Ничего, думаю, я его раскусила.
Ben onu ilaç sandım.
Я думал, это лекарство.
Ben onu bulurum.
- Я приведу его. Такая милашка.
Hayır, o bunu düşünmeni istiyor ama ben onu buldum.
Так он это обставил, но я нашла его.
Evet vardı, ama onu ben öldürmedim.
Да, но я не убивал его.
ben de teröristin sesi kimin onu halletmeye çalışayım.
А я постараюсь узнать, кому принадлежит голос нашего террориста.
Bu dersten sonra ben de kaçıp görmeye gideceğim onu.
Я пропущу занятие, чтобы навестить его сегодня.
Sorghaghtani onu bir nehre götürdü. Ağır bir halının içine sardı ve tam onu nehre atacaklarken ben bağırdım.
Поэтому Сорхахтани бросила её в реку, зашитой в тяжёлый ковёр... и перед тем, как они её бросили, я закричала.
Ben, erkeklerin babalarıyla iletişim halinde olmalarının hayatlarına yön verdiğine inanırım. Ve bu ilişkinin nasıl olması gerektiğini seçmeli ya da bilirsin, onu tanımamak bir eksiklik olur.
Я иногда думаю, что связь человека с его отцом формируется всю жизнь, и он должен выбрать, как эти отношения или... их отсутствие определяют его самого.
Umarım ki bu adresle ilgili bir iz bulacağız ve ben gidip onu getireceğim.
Ну, мы попробуем отследить адрес и... потом, думаю, мы возьмем его.
- Ben hallettim onu.
- Я уже разобрался.
Ben yanında yokken onu yalnız bırakmadığın için asıl ben teşekkür ederim, Henry.
Генри, спасибо тебе... что был с ней, когда я не мог.
Bana ne istediğini söyle, ben de onu sağlamaya çalışayım.
Скажи мне чего ты хочешь, и посмотрим, что я смогу сделать, чтобы ты это получила.
Annemde şizofreni var ve doktoru ilacını değiştirdi, bu değişiklik onu sarstı ve ben de yardımcı olmak için yanına gittim.
У моей мамы шизофрения, а врач сменил ей лекарство, которое её перевозбуждало, и я ездил в лечебницу за ней поухаживать.
Onu güvende tutmamı istedin, ben de istediğini yaptım.
Ты сказал мне держать ее в безопасности, я держал.
Onu kurtarmaya çalıştığım her sefer ben de öldüm.
Я тоже умирал.
Ama ben Florida'da büyüdüm. Onu kullanıp nasıl balık yakalayacağımı biliyorum.
Я вырос во Флориде и знаю, как поймать им твою рыбу.
Ben olsam onu müzik enstrümanı olarak saymazdım.
Я бы не назвал это музыкальным инструментом.
Ben de onu tanımayı planlıyorum ya.
Ну, я планирую узнать его.
- Onu Kupa'ya ben yönlendirdim.
Я привёл его прямиком к Чаше.
Ben biri için açılan bir mezarın başında durduğumda onu ne kadar sevdiğimi daha sık hatırlarım.
Я стоял над разверстыми могилами любимых мной людей слишком часто.
Onu ben götürürüm.
Я его заберу.
Onu ben öldürmedim dedektif.
Я не убивала её, детектив.
Bu onu geri getirmeyecek ve ben de bilmek istemiyorum.
Назад его этим не вернуть, потому я не хочу знать...
Ben on yaşındayken babam annemi bir ilişki yaşarken yakaladı ve onu intihar etmekle tehdit etti.
Так, когда мне было 10, мой отец застукал маму на интрижке, и угрожал покончить с собой.
- Onu ben öldürmedim.
Я не убивал его.
Onu ben hallederim.
Я сам разберусь с ним.
Ben alayım onu Bay Ekip Şefi.
Я подержу, начальник штаба.
Tek parça halinde dönmesini isterim ki onu ben vurabileyim.
Я хочу, чтобы он вернулся в целости, чтобы я сама могла застрелить его.
Yüzümü görmüş olabilir, o yüzden ben işimi yaparken onu uzakta tutmalıyız.
Мы не в курсе, знает ли он меня в лицо. Надо держаться от него подальше, пока я сделаю то, что должна.
Ki o pizza diliminde o uyku hapından onu Uykulu Ekspres'e uzunca bir süre götürecek kadar var ve ben de bu sırada Piper'la buluşabileceğim.
А их на том куске достаточно, чтобы посадить его на поезд до Сонного города, чтобы я встретился с Пайпер.
Onu ben tutmadım.
Не я его нанял.
Sands yaptı onu, ben değil.
Это был Сэндс, не я.
Onu ben çaldım.
Это был я.
Ben alayım onu.
Давай возьму.
Onu anlamak için tüm gece uyanık kaldım ben de. Arabanın arkasında bir modelim var, yardım etsene...
Это я и выяснял всю ночь, пытался понять.
Onu ben aldım.
Я его забрала.
Onu holde bırakan ben değilim.
Не я оставила его в коридоре.
Sende ben de biliyoruz onu yetiştiremeyeceğim, ve... ve bu moral bozucu ama yine de minik adamı partilerde falan göreceğim.
И я в курсе, что я не смогу вырастить его, и... и это печально, но я всё равно буду видеть ребятёнка на вечеринках и так далее.
Tamam sen işe git, ben de onu odandan çıkarmaya çalışırım.
Ладно, иди на работу, а я попытаюсь вытянуть его из твоей спальни.
Ben geçen hafta bıraktım onu.
Ой, я остановила ее на прошлой неделе.
- Ben de onu dedim zaten. - Evet.
Это то что я сказал.
- Hayır, onu ben yaptım.
- Нет, руку я сам.
Hayır, onu da ben yaptım.
- Нет, её тоже убил я.
Ben buradan gideceğim, bakalım onu yakalayabilecek miyim.
Пойду туда, вдруг удастся с ней встретиться.
Bırakın onu, yoksa ben yaparım.
Выпустите её, или я сам выпущу.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]