English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Küçük bir şey

Küçük bir şey translate Russian

1,532 parallel translation
Cesaret ve sadakatinizin beni duygulandırdığını belirtmek isterim ama söylemek istediğim küçük bir şey var.
Я конечно тронута вашей преданностью и поддержкой, - Но у меня есть одна маленькая просьба.
- Küçük bir şey nasıl büyüyebilir ki?
Я знаю, чем ты обладаешь. Слишком большой - это не про твой.
Bu, küçük bir şey değil Cristina. Bu...
Это не ерунда, Кристина.
Belediye başkanının yanında çalışan eski bir dostum küçük bir şey için kampanya yapmamızı istiyor.
У меня есть давний приятель в главном офисе, который хочет создать маленькую компанию для...
Bildiğim küçük bir şey.
Это так, пустяки.
Böylesine küçük bir şey bile ona olan ilginizi artırdı.
Такие вещи поднимают человека в твоих глазах.
Sadece küçük bir şey çal ve söyle.
Давай, спой что-нибудь.
Küçük bir şey canın çekmiyor mu?
Да? Неужели тебя не мучает жажда?
Sana küçük bir şey aldım.
У меня есть кое-что для тебя.
Küçük bir şey.
Сущий пустяк.
Biliyorum araba kullanmak senin için küçük bir şey ama benim için anlamı büyük, anlıyor musun?
Потомучто вождение - для меня это важно, хоть и кажется, что это ерунда. Понимаешь?
Kutlama için küçük bir şey.
Это просто маленький повод для праздника
Karşılığında benim de verecek küçük bir şeyim var, önemsiz bir şey.
У меня есть небольшой ответный подарок, совсем скромный.
Onun o kadar küçük bir şey taşıdığını sanmıyorum.
Двадцать второй? Не думаю, что он носит что-нибудь столь маленькое.
Küçük bir şey söyleyince kötü olan ben oldum. İpucu :
А потом я говорю какую-то ерунду и оказываюсь плохим парнем!
Fırtına yaklaşıyor ve bittiğinde dünyamızdan geriye küçük bir şey kalmasından korkuyorum.
Грядет буря, и когда это случится, боюсь, мало что останется от нашего мира.
üzülme. üzülme.'fakat özel bişeye ihtiyacımız vardı- - son küçük bir şey gerçekten işe yarayacak birşey.
Спокойно. Спокойно. " Но нам нужно было что-то особенное... последний штрих, над которым надо было попотетью.
Hâlâ, bu... Daha büyük bir şey için küçük bir şeyden vazgeçmek bir tercih meselesidir.
Порой все бросить - самый простой выход.
Başa çıkmak zorunda olduğu şeylerden nefret ediyorum ve yardım için yapabileceğim küçük bir şey bile yok.
Я ненавижу все то, через что ей пришлось пройти, а я так мало ей помогла.
Seninle benim aramda küçük bir şey.
Так скажем, надбавочка, между нами мальчиками.
Küçük de olsa damadın başını derde sokacak bir şey var mıydı?
Любая мелочь?
Ya kumaşları bana anlaştığımız fiyata zamanında getirirsin,... ya da yeni açtığın küçük şirketin diye bir şey olmaz.
Вы можете привезти мне ткань вовремя, за деньги, или ваша "маленькая начинающая компания" больше не сможет ничего поставлять.
Küçük Grey'e aşık olmasaydım bu sefer de bana saygı duymamak için başka bir şey bulacaktın.
Если бы я не оплошал с малышкой Грей, ты бы нашел другую причину не уважать меня
Senin bir yere gitmen gerekmiyor mu, küçük şey?
Тебе разве никуда не надо отвалить, малышка, а?
O melek yüzünün altında aslında hırslı, küçük bir boktan başka bir şey değilsin.
За твоим ангельским личиком на самом деле скрывается маленький честолюбивый подонок, да? !
Eğer o listede küçük düşürücü, eşcinsel eğilimli kafa sallatan herhangi bir şey varsa, atacağım!
И если что-либо в этом списке, включает в себя унизительную и неприличную тряску волосами, то я это вырежу!
Adam onun bir kamyon dolusu tampon çaldığını söylüyordu. Küçük sızıntıları durdurmak için veya onun gibi bir şey.
Парень утверждал, что он угнал грузовик с тампонами... для того чтобы устранить мелкие пробоины.
Şey, ayrılmadan önce küçük bir güven testi yapmak istiyorum.
Что же, перед тем как уйдете, хочу, чтобы вы попробовали небольшое упражнение на доверие.
İlk başta, mor ben küçük bir kızken dinozor gibi bir şey vardı ve beni çok korkuturdu o da mordu.
Ну, во первых, оно фиолетовое. Когда я была маленькой, был какой-то динозавр, он меня ужасно бесил, и он был фиолетовый.
Şey... bu sanki büyük bir beyzbol takımı en iyi atıcısını kaybettiğinde birden herkesin savunmayla yer değiştirmek istemesi ve küçük topla oynamamasına benziyor.
Ну... это, как будто из футбольного клуба в разгар сезона уходит крайний правый полузащитник, тренеры пытаются найти ему замену на скамейке, а никто из запасных не может так пробежать по бровке.
Bir şey olmaz bana. Şimdi yalnızca küçük kardeşim için endişeliyim.
Сейчас важнее братюня.
Size bir şey söylemek istiyoruz, çünkü... Küçük bir değişiklik olacak.
Мы хотим вам кое-что сказать, дело в том у нас будут небольшие перемены.
Sana küçük erkek arkadaşın hakkında bir şey anlatayım mı? Tamam?
Позволь мне рассказать тебе кое-что о твоём друге, ладно?
Bizim için küçük bir numaradan biraz daha büyük bir şey sadece.
Для нас, это не более, чем салонный трюк.
Her şey eski haline döner. Cadılar Bayramı'nın sadece bir gece sürdüğünü unutan küçük kızlar hariç...
Все возвращается на круги своя, кроме маленьких девочек, которые забывают, что Хэллоуин длится всего одну ночь.
Bu sıkıcı, küçük gezeni muazzam bir para makinesine dönüştürmemizi hiçbir şey durduramaz.
Теперь ничто не помешает нам превратить эту грязную планетку в огромный денежный мешок.
- Küçük bir kaza. Büyük bir şey değil.
Небольшая катастрофа.
Kırmızı bir şey giyme. Küçük bir çete problemi yaşıyorlar.
Там плохо к этому относятся.
Şey ben, eski dostlara küçük bir buluşma ayarlayabileceğimi düşündüm.
Ну, я подумала, что могла организовать воссоединение двух старых друзей.
Zaten hakkımızda bir sürü şey öğrendiler ve tamamen öğrendikleri zaman senin küçük cadını da yanımızda yakacaklar.
Они уже слишком много знают. И они сожгут эту маленькую ведьму .. прямо перед нашими глазами, как только узнают.
Hiçbir şey öğrenemedim. Fakat, şunu söyleyebilirim ki, bu büyümüş de küçülmüşün altında, çok hassas küçük bir kız çocuğu var.
Но я могу сказать тебе, что за этой не по годам развитой показной смелостью скрывается очень чувствительная девчушка.
Şey, sanırım o içinde annesini korumaya çalışan korkmuş küçük bir kız çocuğu.
Я думаю, глубоко внутри она просто испуганная маленькая девочка, пытающаяся защитить свою мать. - Зива.
İhtiyacın olan şey hile kodları, sürüş yeteneği ve Mario Kart'ta ezilen küçük çocukların dileğini yerine getirecek sihirli bir peri.
Все что тебе нужно - чит-коды, прокачанные скиллы по вождению и волшебный джинн, исполняющий желания маленьких мальчиков, которые не умеют играть в Mario Kart ( видео-игра )
Kardinaller Koleji, küçük karanlık bir odaya giriyorlar ve ordan tek çıkan şey duman oluyor.
Коллегия кардиналов уходит в маленькую темную комнату и единственное, что из нее выходит - это дым.
Ama kuyruğunu kökünden kaybetmen çok küçük düşürücü bir şey- -
Да, Лис, но как унизительно! Жить с начисто отстреленным хвостом...
Şey, sanırım şimdi küçük gruplara ayrılıp bir şeyler yapmalıyız, değil mi?
Ну, мне кажется мы должны, ммм наверное разбиться на группы и начать что-то делать, верно?
- Küçük bir gezintiye çıkıyoruz. Çok vahşi bir şey değil.
Потому что наш вояж будет коротким.
Küçük kız kardeşin evleniyor bu çok stresli bir şey.
- Я знаю. Твоя младшая сестра выходит замуж.
Sessiz ol, küçük bebeğim, Sakın bir şey söyleme.
# Тише малыш, не говори ни слова. #
Sessiz ol, küçük bebeğim, Sakın bir şey söyleme.
# Тише малыш, не говори ни слова #
Evet çünkü o kimseyi değiştirmeye çalışmıyor. Onun kanıtlayacak bir şeyi yok. Gerçek ve sahtenin birbiriyle aynı şey olduğu küçük dünyasında yaşıyor o.
это подходит для нее, потому что она никого не убеждает в этом у нее нет доказательств она просто живет в мирке, не видя отличий между копиями и оригиналами ей повезло.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]