English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ O ] / Onu tanırdım

Onu tanırdım tradutor Espanhol

367 parallel translation
Onu tanırdım, Horatio.
Le conocí, Horacio.
- Mary'yi iyi tanırdın. - Evet onu tanırdım.
- Así que conocía a Mary.
Evet, onu tanırdım.
Sí, conocía a tu padre.
Oh, Carlos, onu tanırdım.
Carlos, la recuerdo muy bien.
Onu tanırdım.
Lo conocía.
Onu tanırdım.
Yo la conocía.
Onu tanırdım.
La conocía.
Onu tanırdım, ama arkadaş değildik.
La conocía, pero no éramos amigas.
Onu çok iyi tanırdım.
Le conocí muy bien.
Onu uzun zamandır tanırdım.
Esto es una sorpresa. La conozco hace mucho.
Tabi, bunu yaparım, ama siz de onu tanıştırdığınız gibi beni başkalarıyla tanıştıracaksınız. Evet.
Que por supuesto, no tuve más remedio que hacerlo, y usted es esa clase de gente a la que ella intentará aferrarse.
Herkesin onu tanıdığını sanırdım.
- Creí que todo el mundo lo conocía.
Onu, annemle tanıştırmak için buraya çağırdığım günü hiç unutmayacağım.
Nunca olvidaré el día que le pedí que conociera a mi madre.
Ayrıca... Alice Alquist'i tanırdım. 12 yaşımdayken beni... özel bir gecede onu dinlemeye... ve ardından soyunma odasına onunla tanışmaya götürmüşlerdi.
Además, conocí a Alice Alquist hace tiempo.
Bunu hırsızlık yapan bir kumarbazdan aldım. Ama önce günah çıkarttırdım. ve onu kendi inancının asla başaramayacağı incilerle bezeli güzel mi güzel kutsal bir yere gönderdim.
Se la quité a un ladrón de cartas... pero primero lo castigué... y lo envié a las puertas del Cielo... tan bueno como cualquiera de su creencia.
Onu 20 yıldır tanırdım. Tanıdığımı sanıyordum yani.
Hemos sido amigos durante veinte años y creía conocerle.
- Buraya Philadelphia'dan ilk taşındığımızdan beri tanışıyoruz. Buraya gelir ve para ödemeden sigara alırdı. Bir keresinde onu durdurmayı denedim.
Desde que vinimos de Philadelphia venía y se llevaba cigarrillos gratis.
Garip davranıyordun ben de onu çağırdım.
Disculpadle. Has estado actuando tan extrañamente que le llamé.
Onu yakından mı tanırdın?
¿ Le conocía usted bien?
Anne, onu herhangi bir arkadaşınla tanıştırdın mı?
Ahora, madre, ¿ se lo has presentado a tus amigos?
Onu savaşta tanırdım.
Lo conocí durante la guerra.
Tom Mason'u gördüm, tam çıkmak üzereydi. Onu tanıştırmak için yanımıza çağırdım.
Vi a Tom Mason, y lo llamé para que se acercara... para presentarlo antes de irse.
- Hayır, onu çok az tanırdım.
Apenas lo conocía.
- Onu eskiden, Cardiff'ten tanırdım.
Lo conocía de chico, en Cardiff.
Hatta onu kendisinden çok tanırdım diyebilirim.
Tal vez debería decir que mejor que muchos.
Eğer Poe'yu tanısaydım, onu alkol sorunu yüzünden dışlamaz onu anlamaya çalışırdım.
De conocer a Poe, me habría repelido su alcoholismo, pero habría intentado comprenderle.
Onu iyi tanırdım. Roma'nın zalimliği kanına işlemeden önce.
Lo conocía antes de que la crueldad romana contaminara su sangre.
Babasını tanıyor muyum diye sordu, ki tanırdım onu.
Me preguntó si había conocido a su padre, que en paz descanse.
Onu arkadaşım olarak çağırmadım, Onu bir tanık olarak çağırdım.
No la llamo como amiga, sino como testigo. Buena suerte, Tom.
Onu sadece sima olarak tanırdım. Genelde kavşakla kulüp arasında bir yerde karşılaşırdık.
La conocía de vista ya que nos cruzábamos entre la glorieta y el restaurante.
Onu ben getirdim ve tanıştırdım.
Yo se la presenté.
Onu o kadar suçlulaştırdılar ki bir saniyeliğine bile suçlunun o olmadığına inanmadım.
Lo hicieron parecer tan culpable que nunca dudé ni por un momento... de que era él.
Onu Patron Gonzo'yla sanırım siz tanıştırdınız.
Creo que usted fue quien se lo recomendó al jefe Gonzo.
Ben tanırdım onu.
Yo lo conocía.
- Anladım. - Onu tanırdınız.
- Ahora, usted lo conocía ¿ verdad?
Onu iyi tanırdım.
Yo la conocía bien.
Onu soğuk, ölümcül bakışlarından tanımamanıza şaşırdım...
Me sorprende que no lo reconociera por su fría y mortal mirada y...
"Onu iyi tanırdım!" Yine kendini kaptırdın.
- "¡ Lo conocí bien!" - No empieces otra vez.
Onu 30 yıldır tanırdım.
Lo he conocido por 30 años.
Onu çok iyi tanırdım.
Lo conocía muy bien.
Kitabımın tanıtımında çağırdım onu, ama gelmedi.
La invité a una de mis lecturas públicas de mi obra mientras estabas fuera, pero no apareció.
Germanicus ve Livilla'yla tanıştırdın mı onu?
¿ Le has presentado ya a Germánico y a Livia?
Bir takım çingeneler kiralamıştı. Onu izlediler, müzik çaldılar, sonra bir yerlerde pencere kırdı... Çevrede sorun, pek çok kişi onu tanır.
Un día, contrató a unos gitanos, le seguían tocando su música, luego rompió un cristal... lntente averiguarlo.
Ben de onu dostlarımla tanıştırdım.
Y yo le presenté a los míos.
Onu seninle ben tanıştırdım.
Yo te lo presenté.
O beni tanımıyor, ben de onu tanımıyorum... Küçücük bir şey ama ısırdı mı kötü ısırıyor.
Pequeña pero feroz, ¿ no?
Onu 40 yıldır tanırdım.
Lo conocí hace 40 años.
Eğer o mektubu alsaydım... onu hala kalpten tanırdım.
Pero si yo hubiera recibido esa carta... todavía la sabría de memoria.
Ben onu konferansı olmadan önce tanırdım!
¡ Le conocía de antes...!
- Anaokulundan beri tanırdım onu.
La conozco desde el jardín de niños.
Çünkü onu tanırım.Beni bundan vazgeçirmeye çalışırdı.
Lo conozco. Habría tratado de disuadirme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]