English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir oyun daha

Bir oyun daha Çeviri Fransızca

352 parallel translation
Çok hızlı yazıyor. Yeni bir oyun daha yazmış olmalı.
Il écrit si vite, il a dû créer de nouvelles pièces.
Hiç sevmemiştim. Başka bir oyun daha görmeyeceğimi bilsem, yine de seyretmem.
Ça m'ennuie de voir des pièces.
Bir oyun daha.
Encore un tour.
Bir oyun daha istiyorum.
Je veux jouer.
Kazanması için bir oyun daha gerek.
Il ne lui faut plus qu'un jeu pour gagner.
Peki, o hâlde bir oyun daha oynayalım ve eğer kazanırsanız, hepsini geri alabilirsiniz.
DOCTEUR : Bien, encore une partie alors. Et si vous gagnez, vous pourrez tout reprendre.
Oynanacak bir oyun daha var.
Il reste encore un jeu à jouer :
Bir oyun daha.
Plus qu'un jeu.
Bir oyun, Martha. Bir oyun daha ve sonra doğru yatacığına.
Encore un petit jeu, puis on va se coucher.
Sana bir oyun daha vereceğim.
Vous aurez un autre sketch.
- Bir oyun daha?
- Tu vois... - Une autre partie?
Sadece bir oyun daha ve sonrasında rahatsın.
Encore un coup et j'arrête.
Bu durumda param bende kalır, bir oyun daha oynarız.
Dans ce cas, je garde mon argent. Nous ferons une autre partie.
Bir oyun daha?
Encore une?
"K" harfi gider ve siyahi dahi kadın Scrabble'da bir oyun daha kazanır.
Voilà le "K" et le génie d'ébène a gagné une autre partie de Scrabble.
- Onunla bir oyun daha oynayacağım. - Peki Harry'i yenebilir misin?
- Je lui proposerai une revanche.
Bir oyun daha oynayabilir miyiz, dünyanın geri kalanı için?
On peut faire encore une partie pour le reste du monde?
- Bir oyun daha oynayalım mı Binbaşı?
- Une autre partie, major?
Hadi! Bir oyun daha.
Allez, mec, encore une partie.
Bir oyun daha, tamam mı, şef?
Encore une?
Belki daha büyük bir oyun hedefliyorlardır.
Ils ont une idée derrière la tête.
Bir araba dolusu maymundan daha fazla oyun bilirler.
Les assureurs connaissent la musique.
Sana ne yapacağımı söyleyeyim. Daha sonra uğrayacağım, ve hâlâ uyanık olursan küçük bir oyun çevireceğiz.
plus tard, si tu ne dors pas, on fera une partie de cartes.
Oyun destesini yırtın, bir daha oynamayın
Et ne jouez plus
Daha çok bir oyun gibi.
Autre chose. A notre mariage, ils ont dit la même chose.
Daha acımaz bir oyun arıyordun.
Tu voulais un jeu plus sauvage.
"... ben de asla bir daha oyun yazmamaya karar vermiştim. "
Je jurai de ne plus en écrire.
Sanırım bu oynadığımız bir oyun. Tanrı'nın gözünde hangimiz daha çok alçalabiliriz diye.
C'est un jeu auquel on joue entre nous pour voir lequel d'entre nous sera le plus méchant aux yeux du paradis.
Daha önce kimsenin oynamadığı bir oyun çıkarırsın.
Et tu joues cette partie comme personne n'a jamais joué.
Bir oyun daha?
Une autre partie?
Bir daha sizinle oynamayacak. Hangi oyun olursa olsun.
Il ne jouera plus avec vous, à rien!
- Hayır, daha yakın bir oyun.
Je pensais à des jeux plus intimes.
Oyun durmuşken kaza anını bir kez daha izleyelim. CBS'in özel sabit kamerasından.
Maintenant, revoyons l'accident image par image grâce aux caméras ultra-sophistiquées de CBS.
Hoşlanmadığım bir şey daha, oyun oynamak.
Une autre chose qui me déplaît, jouer la comédie.
Virginia, başka bir oyun oynasak daha iyi bence.
Virginia, on devrait jouer à autre chose.
Bir daha oyun sahnelersem yazar olmayacak.
La prochaine fois que je produis une pièce, pas d'auteur.
Bay Torikoshi, daha sonra benimle bir oyun ister misiniz?
Messire Torigoshi, on refait une partie, après?
Sana daha önce de bunun bir oyun olmadığını söyledim.
Je vous ai déjà dit que ce n'était pas un jeu.
Sizlerin oynadığı oyunlardan daha ilginç bir oyun olacak.
Un jeu bien plus excitant que celui auquel vous jouiez jusque-là.
Siz ondan daha delisiniz. Deli bir adama oyun oynuyorsunuz.
Vous êtes plus fou que lui... à jouer des tours à un fou.
Monopoly gibi bir oyun ama daha çok insanın canı yanıyor.
C'est un peu comme le Monopoly, sauf qu'il y a plus de blessés.
Bundan daha büyük bir oyun olur mu?
Tu vois un enjeu plus important?
Bir oyun, bir şans, öncülük ya da daha fazlası.
La façon de jouer, l'entrainement, ça peut être tout aussi excitant. si pas plus.
Böyle bir hareket daha yaparsa oyun dışı kalacak Zed.
Ce n'est pas une théorie, Commandeur.
Bir tane daha Zed ve oyun dışı kalacak.
Encore un comme ça, Zed, et c'est terminé pour lui.
Bir oyun oynayalım mı? Daha önce hiç oynamadım ama bunun bize engel olması gerekmez, değil mi? Peki.
Que diriez-vous d'une partie?
Bayrağı aldığımda oyun biteceği için bir daha oynamak zorunda kalmayacaksın!
Une fois qu'on aura le drapeau, tu n'auras plus à jouer!
WOPR daha şimdiden sacede... bir oyun olsa da... 3. Dünya Savaşı'nı tekrar tekrar yaşadı.
Le PROG fait la troisième guerre mondiale, sous forme de jeu, à longueur de journée.
ama sonra hiçbir şey anlamadıklarını fark ettiğimde daha tehlikeli bir oyun oynadım.
Et puis... Quand j'ai vu qu'ils ne comprenaient rien, je suis devenu plus audacieux.
Kimin daha erkek olduğunu öğrenmek için sadece küçük bir oyun.
Juste un petit jeu pour déterminer qui est le meilleur.
Bir tane daha alırsan, oyun dışısın.
Une de plus et tu dégages.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]