English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Daha ne kadar var

Daha ne kadar var Çeviri Fransızca

471 parallel translation
Daha ne kadar var?
Il y a beaucoup à monter?
Daha ne kadar var?
C'est encore loin?
- Daha ne kadar var?
C'est loin?
Hasenpfeffer'a daha ne kadar var?
Sommes-nous encore loin de ce maudit endroit?
Sence göle daha ne kadar var Charlie?
Sommes-nous encore loin du lac, Charlie?
Kamarot, geminin limana varmasına daha ne kadar var?
Commissaire de bord? Quand atteindrons-nous le port?
Daha ne kadar var?
On va continuer longtemps?
- Kulübe daha ne kadar var?
- On est encore loin?
- Daha ne kadar var? - Bunu aceleye getiremezsin.
Ce sera encore long?
- Üsse daha ne kadar var?
- La base est à combien d'ici?
Sana ne dediler? Daha ne kadar var?
Qu'est-ce qu'on t'avait donc dit?
Lepingsville'e daha ne kadar var?
C'est encore loin, Lepingsville?
- Daha ne kadar var?
- C'est encore loin?
Geri dönmemize daha ne kadar var?
Quand rentrons-nous?
Daha ne kadar var?
Combien de temps?
Daha ne kadar var?
- Ça va être encore long?
- Daha ne kadar var? - Bir saat falan.
- Il y en a encore pour longtemps?
Daha ne kadar var, Matthew?
C'est encore loin, Matthew?
Bunun geldiği yerde daha ne kadar var?
II y en a beaucoup comme ça?
Dr Bernardo'nun evine daha ne kadar var?
La maison du Dr Bernardo est loin d'ici?
Daha ne kadar var dersin Danny?
Encore combien?
- Daha ne kadar var?
Il y en a encore pour combien?
Dur. - Daha ne kadar var? - Üzerindeyiz oranın.
Une véritable édition du XVIe siècle du Kamasutra reliée main en cuir.
Göle daha ne kadar var?
Le lac est loin?
- Tapınağa daha ne kadar var?
- Le temple est-il loin?
Düşünebildiğim kadar çok altınım var. Yağmur artık daha fazla yağmayacak.
• J'ai de l'or dans Ia tôte 11 ne pleuvra plus jamais
Sonra da havayı kontrol ediyor. Eğer yazın çok sıcak, kışın da çok soğuk ise biz insanlar için ve daha fazla yağmur, kar, rüzgar ve sis var ise ve bulabildiği başka daha ne kadar kötü şey varsa... hemen Amerikan bayrağını dikip ilan ediyor :
Il en étudie le climat, et si c'est torride en été, glacial en hiver, et si c'est plus pluvieux, plus brumeux et neigeux que nulle part ailleurs, il y plante notre drapeau et déclare que c'est un camp américain.
Bataryada ne kadar zamana ihtiyacın var? Biraz daha aşağıda kalabiliriz.
Batterie bien chargée?
Sence daha ne kadar vaktimiz var? Şey olana kadar...
Combien de temps, selon toi, avant...
Oraya varınca ne yapacağız? Peşimizde o kadar polis varken daha ne kadar uzağa gidebiliriz?
Une fois arrivés au lac... croyez-vous que nous puissions aller loin?
Daha ne kadar yolumuz var?
C'est encore loin?
Henüz gidecek çok yolumuz var daha. O yüzden ne kadar hızlı olursanız o kadar iyi!
Ce n'est pas encore gagné, vous devez être prêts au plus vite.
Ama biliyorum ki şu andan itibaren yaptığım herşeyde senin bugüne kadar çektiğinden daha büyük acı var.
Pourtant... ce que je ferai désormais ne t'apportera que de la peine.
- Ne kadar daha var?
- Combien de temps?
Onları sen ne kadar istiyorsan, Jed, Ben daha fazla istiyorum, onlara ihtiyacım var.
Vous les voulez peut-être, mais pas autant que moi. J'ai besoin d'eux.
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
On bat le pavé de Londres Sans savoir ce qu'on trouvera Il y a les poches ouvertes Sur le derrière des passants Si on veut bien prendre ce qui vient
mutlaka bunu satın alacak birileri olmalı... böyle güneşli bir gün daha olamaz bunun bir tekrarı olamaz... kimin bu kadar parası var?
Quelqu'un voudra bien acheter Un si beau soleil ne reviendra pas Cela n'arrivera pas deux fois Où est celui qui a tant de sous?
öyle mutluyum ki, uçabilirim... ne güzel bir gökyüzü, cennet gibi bir çatı... böyle güneşli bir gün daha olamaz bunun bir tekrarı olamaz... kimin bu kadar parası var?
Je suis si heureux Comme si je volais Quel ciel, un vrai paradis Un si beau soleil ne reviendra pas Cela n'arrivera pas deux fois
Sizinle rekabet etmemin uygunsuz olacağını biliyorum Ama yeteneğinizin bu kadar iyi olduğunu görünce... Daha fazlasını görmek istedim Bir sakıncası var mı?
Je ne suis qu'un pauvre hère sans ambition, mais vous voyant si rapide dans vos mouvements, je n'ai pas pu y résister.
- Daha ne kadar yolumuz var?
- C'est encore loin?
Tamam o zaman.Sana daha ucuza satayım.Ne kadarın var
- D'accord, je te fais un prix. Tu as combien?
Bir şey daha söylemek istiyorum. Eğer Anne'in tahmini doğruysa eğer bir gün Muriel'le aranızda güçlü hisler oluşursa ve ikiniz de bunun farkına varırsanız şahsen karşı çıkmam buna her ne kadar uluslararası evliliklere karşı olsam da.
Je tiens aussi à vous dire que si Ia prévision d'Anne se réalisait, si un sentiment plus fort grandissait un jour entre muriel et vous, et si vous daignez vous en apercevoir, tous Ies deux, je n'aurais rien contre votre personne... bien que j'aie des doutes sur Ies chances de bonheur
Tan Sze Bey'le daha önce tanışmıştım.... Gerçekten çok sağlam bir adam. her ne kadar fakir bir adam olsamda, onunla aslında çok fazla ortak yanım var!
Même si je n'ai vu Tan Si qu'une fois, que c'est quelqu'un d'important et que je suis un pas grand-chose, je le considère comme un ami.
Onu kendi öz kocana mı savuracaksın? Bize daha ne kadar acı çektirmeye niyetin var?
Que fais-tu?
Borcum ne kadar? Satacak bir dolu malım var daha.
Combien je vous dois pour l'essence?
İstediğin kadar kızabilirsin, ama bir içkiye daha ihtiyacım var, Jack... 0 halde anneye zamanının olmadığını söylerim.
Fous-toi en rogne si tu veux, mais il me faut encore un verre. Je te laisse. Je dirai à maman que tu ne peux pas.
Daha ne kadar yolumuz var?
Nous avons beaucoup de route à faire?
Daha ne kadar yolumuz var?
Est-ce que nous avons beaucoup de route à faire?
- Ne kadar daha çalismana izin var?
- Tu travailles jusqu'à quand?
Aceleye gerek yok. Sizi buradan atana kadar bir saatiniz daha var.
Rien ne presse, on vous chasse dans une heure.
Bu harita ne kadar doğru? Daha hassas bir harita var mı?
Dites-moi, cette carte est-elle exacte ou y a-t-il plus précis?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]