Fortunately for you translate Turkish
133 parallel translation
Fortunately for you..... we're not actually interested in what you did over the last few days.
Şansınıza son bir kaç gün ne yaptığınız pek de umurumuzda değil.
But fortunately for you, I need all three of you at Tantrapur.
Ama şansınız var ki, üçünüze de Tantrapur'da ihtiyacım var.
- Fortunately for you, as you can see.
- Şansınız varmış, gördüğünüz üzere.
Fortunately for you, it's to ask a favor.
Ne mutlu ki yapmanızı istediğim bir görev var.
Fortunately for you, however, your daughter was brought to my asylum.
Talihlisin ki kızın benim akıl hastaneme getirildi.
Fortunately for you, we took it back to the main lab.
Sizin gelişiniz onu ana laboratuvara geri götürmemize denk geldi.
And, fortunately for you, I'm a compassionate one.
Ve şansına, merhametli biriyim.
Fortunately for you, this weekend...
Senin şansına, bu hafta sonu...
Fortunately for you, they were only holo-warriors.
Neyse ki senin için, Onlar sadece holo-savaşçıydılar.
Fortunately for you, son, in Spain we stopped being scared a long time ago.
Ne mutlu sana, oğlum, İspanya'da korkmayı uzun zaman önce bıraktık.
Fortunately for you, that child's uniform shields you from your rightful fate.
Şansına, o çocuk üniforması seni hak ettiğin sondan koruyor.
Fortunately for you, you are moving to a new town.
Tanrıya şükür ki, başka şehre taşınıyorsun.
Fortunately for you though your mom is like the greatest
Şanslısın ki annen mükemmeldir
Fortunately for you, this aroused my interest.
Şükür ki bu içimdeki bazı şeyleri uyandırdı.
Fortunately for you, you only worked Thursday nights because your little plan took a lot of extra time and effort, hmm?
Kaput zaten kapalıydı. Neyse ki sen sadece perşembe geceleri çalışıyordun.
What if an alien race had interfered and given the Neanderthals an evolutionary advantage? Fortunately for you, they didn't.
Dışarıdan birileri gelip ilkel insanların evrimine müdahale etseydi ne olurdu?
Fortunately for you, we have a relationship with the downtrodden here.
Şansılısınız ki, buradaki eziklerle iyi ilişkilerimiz var.
Fortunately for you, I am willing to board the X - 303 in the interest of saving lives.
Neyse ki, hayatları kurtarmak adına X-303'e binmeye niyetliyim.
Fortunately for you, nothing you did is worth dying over.
Yaptıklarının hiçbiri ölmeni gerektirmiyordu.
Fortunately for you, I know you don't mean that.
Çok şanslısın, çünkü sana inanmıyorum.
But fortunately for you, it's ladies'night.
Ama senin şansına bu gece kadınların gecesi.
Fortunately for you, I'm gonna overlook this mental breakdown of yours.
Şansına, senin bu zihinsel çöküntünü tekrar gözden geçireceğim.
- Fortunately for you, Jack, it's our problem, not yours.
Ne yazık ki, Jack, bu bizim sorunumuz, senin değil.
Fortunately for you, we're not them.
... ve şanslısın ki biz onlar değiliz.
Fortunately for you, my wife is a patient woman.
Sizin şansınıza, karım sabırlı biridir.
But fortunately for you, your incompetence may work in my favor.
Ama şansın var ki, senin beceriksizliğin işime yarayabilir.
Fortunately for you, Capitan Mahir, politique pratique has suspended Israeli reprisals against all but terrorists.
Şükret ki, Mahir Kaptan, politik uygulamalar kapsamında tüm İsrail misillemelerini askıya aldı, tabii teröristlere karşı olanlar hariç.
Fortunately for you, I left my integrity back in Los Angeles.
Sizin şansınıza, dürüstlüğümü Los Angeles'ta bıraktım.
- Fortunately for you.
Belki Bea'ya da yardım edebilir.
But, fortunately for you, she's fake-damaged, and she's gonna leave you and have a better life with some dope like her who just pretends to be all fucked up.
Ama iyiki senin kız sahte yıkılmışlardan, yakında seni terk edecek, kendi gibi yıkılmış rolü yapan harika birini bulup iyi bir hayat yaşayacak.
It's difficult to prove, fortunately for you.
Şansın var ki, kanıtlaması zor.
Now, fortunately for you, I have the override code.
Şimdi, şansınız var ki, elimde etkisiz duruma getirmek için gerekli kod var.
Fortunately, public opinion is for you.
Çok şükür ki halk senin tarafında.
But, fortunately, you have enough for both of us.
Ama şansımıza senin ikimize yetecek kadar var.
You should be waiting for us in the inn. Fortunately we are here.
Sen handa bizi beklemeliydin şans eseri burdayız.
Fortunately, I did not ask you all up here for the pleasure of seeing your smiling faces,... but because I want to say that we have to reorganise things a bit,... now that we have two more people living in the house.
Neyse ki, hepinizi buraya istememin nedeni güleryüzünüzü görmek değil,... işleri yeniden düzenlememiz gerekmesi,... zira artık evde yaşayan iki kişi daha var.
Fortunately, you have enough for both of us.
Neyse ki, sende her ikimize de yetecek kadar ver.
Fortunately for the three of you... we still have time to correct this rather egregious oversight.
Üçünüzün şansına, bu hatayı düzeltmek için hâlâ vaktiniz var.
Fortunately for us... I'm what you might call a... student of history.
Neyse ki bizim için... nasıl desem... tarih öğrencisiyim.
Fortunately enough, for a water seller like you, I would guess.
Sizin gibi su satıcılarının şikayeti olmasa gerek.
Oh... fortunately for you, there's still time.
Neyse ki hala zaman var.
Fortunately, for you, where you're going that won't be a problem.
Neyse ki, gittiğin yerde bu senin için bir sorun yaratmayacak.
Well, fortunately you won't have to worry about that for much longer.
Peki, neyse ki çok daha uzun süre bu konuda endişelenmenize gerek olmayacaktır.
Fortunately, you are all safe as you had time to get to an atomic shelter equipped with everything necessary to survive for 20 years.
Şans eseri, hepiniz güvendesiniz. 20 yıl yaşamanıza yetecek malzemeyle birlikte bir sığınağa saklanacak vakit bulmuşsunuz.
Fortunately, for you, Jack, it's our problem, not yours.
Ne yazık ki, Jack, bu bizim sorunumuz, senin değil.
Fortunately, however, for you and I, will be spared such a dismal fate.
Neyse ki sen ve ben bu korkunç kaderden muafız.
You know fortunately for him, he is at a level-one trauma center.
Birinci sınıf bir travma merkezinde kaldığı için şanslı.
Fortunately, I don't have to take your word for that, being the lying toe-rag you are, because we arranged for the bills to be marked, so we could trace them back to source.
Şansım var ki bu konuda senin gibi pislik bir herifin sözüne güvenmek zorunda değilim. Çünkü izini sürelim diye para destesine, kaynağını bulabilmek için işaret koymuştuk.
If you can get past this the treasure of the Spanish Mane is all yours. Fortunately for me, you will not.
gecmıs olsun tum hazıne senın neysekı benım ıcım sorun olmayacak
Because, fortunately, for you, lying to the police is not against the law.
Neyse ki, polise yalan söylemek yasalara aykırı değil.
Fortunately for him, if you ask me!
Keşke hepiniz onun gibi olabilseniz.
fortunately for us 24
fortunately for me 17
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your own sake 81
for your birthday 37
for your daughter 16
for your mother 31
fortunately for me 17
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your own sake 81
for your birthday 37
for your daughter 16
for your mother 31
for your wife 22
for your safety 30
for your 26
for your help 20
for your time 16
for your loss 23
for your trouble 28
for your own safety 97
for you too 25
for your family 28
for your safety 30
for your 26
for your help 20
for your time 16
for your loss 23
for your trouble 28
for your own safety 97
for you too 25
for your family 28
for yourself 58
for your father 16
for your son 19
for your own protection 24
for you and me 24
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
for your father 16
for your son 19
for your own protection 24
for you and me 24
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
your phone 169
you're cute 195
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
your phone 169
you're cute 195
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
you know that 5741
you tell 24
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
you know that 5741
you tell 24
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you don't want to talk to me 24
youth 73
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you don't want to talk to me 24
youth 73