English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take him down

Take him down translate Turkish

1,402 parallel translation
Take him down.
İndir onu.
Just take him down to the shore for a couple days.
Bir kaç günlüğüne onu sahile götürelim.
Take him down!
Ondan kurtulamaz, korkmayın, tutun.
Take him down.
Aşağıya götür.
Fine, so when you're done with that, then we take him down.
İyi, onunla işin bittikten sonra, icabına bakarız.
Tony, take him down, quietly.
- Tony, adamı sessizce al.
Take him down!
Yere yatır!
Well, in 126, he busts out of jail, and Warrior Angel has to take him down.
126. sayıda hapisten kaçar ve Warrior Angel onu yakalamak zorunda kalır.
I'm going to take him down.
Onu alaşağı edeceğim.
Well, the DA thinks Linderman's mob ties run so deep, if I can take him down, the empire crumbles.
Ayıca, DA Linderman'ın çetesinin bağlarının daha derine gittiğini düşünüyor,... eğer onu enseleyebilirsem, imparatorluk çöker.
They're gonna take him down.
Uçağı düşürecekler.
I mean a Spitter can take him down for pedal.
Eğer çaylak onları haklayabildiyse
Take him down!
İndir onu!
then when you're done, take him down to the fan room.
İşin bitince onu havalandırmaya götür.
take him down to the fan room.
Onu havalandırmaya götür.
Lieutenant, take him down.
Teğmen onu götür.
Take him down to lock up, and throw away the key!
Onu hücreye kapatın. Anahtarını da atın!
And all the evidence we need to take him down is right here.
Onu haklayacak tüm kanıtlar burada.
Security guard, I say we take him down.
Güvenlik görevlisiyse, haklayalım derim.
Please tell you're here because the Fire Lord turned out to be a big wimp and you didn't even need the eclipse to take him down
Lütfen, bana Ateş Lordu'nu kolayca yendiğini ve onu alaşağı etmek için tutulmaya gerek kalmadığını söylemek için geldiğini söyle.
After that particular atrocity, I went to some lengths to take him down.
Bu vahşetten sonra, onu indirmek için elimden gelen her şeyi yaptım.
- You've gotta help me take him down.
- Onu adalete teslim etmeme yardımcı ol.
Who's gonna take him down to Central Booking?
Hey, onu merkeze kim götürecek?
Who is going to take him down to central booking?
Onu merkeze kim götürecek?
I can take him down right now.
Şu anda onu indirebilirim.
Uh... have someone take him down to the station.
- Biri onu merkeze getirsin.
They had to take him down to Elmhurst Hospital.
Elmhurst Hastanesi'ne götürmek zorunda kaldılar.
Everybody move, take him down.
Herkes çekilsin.Yere yatır onu.
We'll take him down in pieces.
Parça parça indiririz.
We have to find his deepest, darkest secret and take him down.
En gizli, en saklı sırrını bulup onu saf dışı etmeliyiz.
You take him down, you get your wad of cash.
Onu öldürdün, ve bir tomar para aldın.
Kick his ass for me. Take him down!
Benim için vur!
Take him down!
Yakalayın onu!
You wanna take him down.
Onu indirmek istiyorsun.
You wanna take him down?
Alaşağı etmek ister misin?
- Let's take him down, then.
- Onu yakalayalım o zaman.
We'll take him down when we take down Armand.
Armand'ı yakaladığımızda onu da yakalarız.
If you cross paths, either you'll kill him, he'll kill you or quite possibly he'll take you down and carve you up thereby discovering and ruining all of our considerable efforts.
Eğer yollarınız kesişirse, ya sen onu ya da o seni öldürür... ya da muhtemelen seni alaşağı eder içini kesip açar... böylece bütün çabalarımızı keşfedip mahveder.
And what's been a lot of fun is to take Michael from where you first meet him, where he's aloof, a bit shut down, cold, playing his cards very close to his chest, to the point halfway into the season, around episode 12, 13,
Ve eğlenceli olan, onunla ilk tanıştığınızdaki halini ele alırsanız,... mesafeli biraz içine kapanık, soğuk ne düşündüğünü belli etmeyen biriydi. Sezonun yarısına gelindiğinde 12 ve 13'üncü bölümlerde....... Lincoln gerçekten sandalyeye gönderildiğinde, herşey yıkıldı.
One to take me down, and the other to snatch him.
Biri beni saf dışı bırakmak, diğeri onu yakalamak için.
What needs to happen is we need to get down to this Oceanside place and get him out of jail, and take him home.
Yapmamız gereken, Oceanside'a gitmek ve onu hapisten çıkarıp eve getirmek.
I Told Him Just To Take What He Wanted And To Leave, But He Shoved Me Down On The Couch.
Ona ne istiyorsa alıp gitmesini söyledim, ama beni kanepeye doğru ittirdi.
You take this man down to the guest bedroom, you give him your best blowjob, huh?
Bu adamı al, aşağı misafir odasına gidin, ona yapabildiğin en iyi oral seksi yap, tamam mı?
Take doug back to the loft. Lock him down tight.
Doug'u tavan arasına götür Ve bir güzel kilitle.
He wants to take you down with him.
Seni de bulunduğu yere çekmek istiyor.
Policy is that I take the information down first and I give it to him.
İlk olarak ben bilgileri alır ve ona veririm.
Uh, we're going to take that evidence, go to Kent... get him to shut down his little operation and have him back off.
Bu kanıtları Kent'i susturmak, Ve onu başından atmak için ayarlayacağız. Teşekkürler.
Track that down, it should take you to him.
Onu bulun, sizi ona götürür.
He'd get caught up with some floozy who would drag him down and take all his money with her.
Onu perişan edip, beraberken bütün parasını çar çur edecek bir fahişeye tutulabilir.
You mean the dead one I've been asking him to take down for three years before it finally blew over?
Hem de üç senedir, devrilmeden kes artık dediğim şu çürümüş ağaç, değil mi?
And I'm gonna take him and everybody with him down.
Sonra da onu ve onunla beraber kim varsa, hepsini alaşağı edeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]