English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take him with you

Take him with you translate Turkish

749 parallel translation
Take him with you.
Onu da götürün.
Put Pard in it and take him with you.
Pard'ı onun içine koy ve yanında götür.
You've got to take him with you!
Giderken onu da götürmelisin.
But you take him with you.
Fakat yanında onuda götür.
Take him with you.
Onu yanına al.
- You take him with you.
- Onu da yanında götür.
You can have it if you take him with you.
Hepsi senin olabilir onu da yanına alırsan.
Find him and take him with you.
Onu bul ve yanında götür.
– He said there were two seats in the plane... – Why don't you take him with you?
– O bana iki koltuk olduğunu söyledi... – Neden yanına almıyorsun?
Can't you take him with you by force?
Onu zorla götüremez misin?
So take him with you.
O yüzden onu da yanınızda götürün.
You're gonna turn this place into a shooting gallery! Get out and take him with you!
Burasını atış alanına çevireceksin!
Take him with you.
Onu da alın.
- Take him with you.
- Onu da götür. - Evlat...
- Take him with you.
Onu da götür.
You come with me. - Don't take him away, officer.
Siz benimle geliyorsunuz.
He hug you to pieces and take those pieces back home with him, huh?
Seni kollarında canını çıkarana kadar sıkıp kalanı eve götürür.
When they take him, will you be with him?
Onu götürürlerken onunla mý olacaksýnýz?
If you want a spot in his business, why you'll have to take it up with him.
Eğer iş istiyorsan onunla anlaşmalısın.
Didn't take you long to tie up with him.
Ona ortak olman uzun sürmemiş.
Jeff, even though Gibraltar likes you... I wish you wouldn't take so many chances with him.
Jeff, Gibraltar seni sevse bile... şansını fazla zorlamasan iyi edersin.
Mr. Thatcher is going to take you on a trip with him tonight.
Bay Thatcher'la bu gece bir yolculuğa çıkacaksınız.
So to protect yourself and your fellow thieves you caught up with him and killed him leaving your friend Paul Clarke to take the rap.
Kendini ve hırsız ortaklarını korumak için gidip onu öldürdün ve suçu dostun Paul Clarke'a attın.
Do you suppose we could take him out with Alma?
Biraz Alma'nın yanına götürebilir miyiz?
Gentleman over there presents his compliments... asks if you'd take a glass of summat with him.
Şuradaki beyefendi saygılarını iletip... bir şeyler içmek için kendisine katılıp katılmayacağınızı soruyor.
- Yes, you'll have to take us with him.
- Evet, bizi de onunla götürmeniz lazım.
You'll find him at the police station and now I must ask you to go and take your assistant with you.
Onu karakolda bulabilirsiniz şimdi gitmenizi istemek zorundayım, ve yardımcınızı da yanınızda götürmenizi.
You going to try to take him with us?
Onu bizimle götürmeyi mi deneyeceksin?
I think you told the jury that Colonel Paradine did not usually take burgundy because it disagreed with him.
Jüriye Albay'ın genellikle şarap içmediğini söylediniz. Ona uygun değildi dediniz.
And take him along with you, please.
Onu da götür lütfen.
Suppose if I tangled with him, I'd have to take you on too.
Sanırım onunla karşı karşıya kalırsam seni de karşımda bulurum.
If you go with him now, I will never take you back.
Eğer şimdi onunla gidersen, seni bir daha asla geri almam.
He was going to take you to a concert, but you said... something had come up and you couldn't go with him.
Sizi bir konsere götürecekti ama siz bir şey olduğunu ve onunla gelemeyeceğinizi söylediniz.
Dix, why don't you get in touch with Gus and let him take you to the doctor.
Dix, neden Gus'ı bulup seni doktora götürmesine izin vermiyorsun.
If you want him, you've got to take the bad with the good.
İşte Dix Steele bu. Ve onu istiyorsan iyisiyle kötüsüyle bunu kabullenmelisin.
He wants to take you away with him.
Seni yanında götürmek istiyor.
- Must you take that tone with him?
- Onunla böyle konuşmamalısın.
Get rid of him. Put him in the cellar. Take the rug with you.
Ve kilimi de birlikte götürsen iyi olur, at gitsin...
Does he take you with him to get her jealous?
Onu kıskandırmak için mi, seni yanına alıyor?
Probably wants you alive to take home with him.
Muhtemelen yanında götürmek için seni canlı istiyor.
Look, why don't you take me up there, introduce me to him and be done with it?
Baksana, neden beni de yukarı götürüp onunla tanıştırmıyorsun?
Therefore he sends to know your lordship's pleasure... if you will presently take horse with him... and with all speed post with him toward the north... to shun the danger that his soul divines.
Buna göre, siz Sayın Lorduma soruyor, bu gördüğü tehlikeden kaçmak için, onunla birlikte derhâl atlara atlayıp son sürat kuzeye gitmek ister misiniz diye.
You don't know how much it's meant to me to have you work with me every day... and take my mind off him.
Her gün enimle çalışıp, aklımı ondan uzaklaştırmış olman ne kadar önemliydi bilemezsin.
I take it you've had some run-ins with him.
Galiba onunla çatismistin.
Or forced him to take you with him, otherwise you'd know it was over...
Ya da seni de yanında götürmesini iste yoksa bilirsin ki her şey bitmiştir.
If you're with me, go take Alcott out and bury him.
Benimle birlikteysen, Alcott'u çıkarıp, göm.
You think he'll take me with him?
Beni de yanına alır mı dersin?
I told you he'd take me to Rome with him.
Beni Roma'ya götüreceğini sana söylemiştim.
What if the king has refused to take you with him?
Ya kral senin gelmeni reddederse?
Alright, but take him home with you, so he won't hang around town.
- Tamam, ama onu evde tutun, Bir daha şehri karıştırmasın.
Take him for instance, if anybody ever'd lodged a complaint against him you think he'd be where he is now? - Come on let's get on with it.
.. dayakçı olacaktık, özellikle de ben.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]