English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take him away

Take him away translate Turkish

1,814 parallel translation
Take him away.
Götürün.
I never kept him over my head lest crows or vultures take him away.
Ben onu hep başımın üzerinde tuttum Kargalar ve akbabalar onu götürecekleri için.
Take him away and search him.
- Götürün ve üzerini arayın. - Üzerimi mi arayacaksınız?
They would take him away.
Onu götürürler.
And when I take him away, the bugs'll disappear.
Onu buradan götürdüğümde böcekler yok olacak.
They'll take him away from me.
Onu benden uzaklaştıracaklar.
Get Lucas to take him away.
Lucas'ı çağır, alsın şunu.
Take him away!
Götürün!
Sorry to take him away so soon when you just got him back.
Onu ayağının tozuyla alacağım, üzgünüm.
Chris, take him away, charge him.
Chris, götür onu, tutukla.
What, take him away, teach him how to kill people?
Ne, uzaklaştır onu, İnsanlar nasıl öldürülür öğret.
You're not gonna take him away again, right?
Onu tekrar geri almayacaksın, değil mi?
If you take him away from me... it will be the worst punishment that I could give to you.
Onu benden alırsan... bu sana verebileceğim en kötü ceza olur.
I would just kidnap him and take him away somewhere until the pheromone wore off, but the people back on his home planet are starting to get sick, and it looks like they're going to get worse before they get better.
Feromonun etkisi geçene kadar onu kaçırıp uzağa götürürdüm ama kendi gezegenindeki insanlar hastalanmaya başlamışlar. ... İyileşmeden önce kötüleşiyorlar gibi görünüyor.
You sure must know that if you visit him now, he's likely to think you must be aliens, sent down to take him away.
Ona şimdi giderseniz, herhalde sizin uzaylı olduğunuzu, onu kaçırmak için gönderildiğinizi düşünecektir. Yani, onu korkutabilirsiniz.
"Tell them that he is not well, so someone.." .. please come here and take him away.
Onun iyi olmadığını söyleyin, böylece birileri... buraya gelip onu götürür.
Take him away.
Al götür onu.
- Take him away.
- Götürün onu. - Hayır!
Take him away. - Ah!
Götürün onu.
I swear I'll take him away.
Yemin ederim onu götürürüm.
- Take him away.
- Götürecek.
This time, I will not let anyone to take him away.
Bu sefer onu kimsenin almasına izin vermeyeceğim.
Don't take him away from me!
Onu benden almayın!
I'm not letting anybody take him away from me this time.
Onu artık başkasına veremem.
If they knew that Young-rae existed, they would take him away.
Young-rae'nin varlığından haberleri olsaydı, onu benden alırlardı.
Take him away.
götürün onu.
Just take it, please, take him away.
- Lütfen alın. Alıp, götürün onu.
And you should see it before you take him away from it.
Ve onu burdan götürmeden bunu da göz önüne almalısınız.
Just take him away.
- Götürün bunu. Ne?
Not that I blame you, because I could take him away from you if I wanted to.
Çünkü istesem onu elinden alırım.
He was afraid they would take him away.
Onu götüreceklerinden korkuyordu.
If he stays here and another relative comes to take him away again...
Eğer kalır ve bir başka akraba gelip onu yine alırsa...
Walk right up, take that fucker's gun right away from him.
Doğruca üstüne yürüyüp, o siktiğimin herifin silahını alacağım.
Then when it got tough and he knew they were gonna try to take it away from him he put a gun to his head before they could.
Ama işler bozulunca elinden çiftliğini alacaklarını anladı ve onlar yapmadan önce kafasına silahı dayadı.
He's going to take the knife away. Please, let him finish and they'll go away.
Bıçağı bırakacak, lütfen işini bitirmesine izin ver, sonra gidecek
No sentence I gave him, not 500 years, not even death, nothing, will take your pain away.
Ona vereceğim hiç birşey ; ne beş yüz sene hatta ölüm bile, hiç biri. Senin acını alamaz.
And when we get what we need from Mr. Rossler, they're going to move in and they're gonna take you away from him.
Ve Bay Rossler'dan istediğimiz şeyi aldığımızda harekete geçecekler ve seni ondan kurtaracaklar.
- Take him away.
Götürün onu.
Take him away.
Götürün onu.
Are you trying to tell me that after 12 years of marriage you don't think that that man is capable of pulling the trigger on someone who's trying to take away everything from him? Everything?
1 2 yıllık evlilikten sonra bana o adamın her şeyini ama her şeyini almaya çalışan birine tetik çekemeyeceğini mi söylemek istiyorsun?
It's so easy for him to step back, grab your fucking arm, - take your knife away. - Could someone please check us out?
Geriye doğru yaslanıp, kolunu yakalayıp bıçağı elinden almak çok kolay.
Why don't I take him far from here, two beaches away?
Niye onu buradan uzaga, iki sahil uzaga goturmuyorum?
Maybe he was afraid she would take Donovan away from him.
Belki de Polina'nın Donovan'ı ondan uzaklaştıracağından korkmuştur.
Make him love you and take you away.
Kendini sevdir ve bu işi bırak.
And the thing he had to do, then, was to take O'Grady, to avoid scandal, and any scrutiny on him in particular, was to move him to an outlying parish far away from where the police would have jurisdiction,
Daha sonra bir skandalın ve özellikle de kendisiyle ilgili herhangi bir incelemenin önüne geçmek için O'Grady'yi alıp polisin yetkisinin olmayacağı ücra bir mıntıkaya tayin etmek zorundaydı.
First thing in the morning we find him and take his toys away.
Sabah ilk iş onu bulur ve oyuncaklarını elinden alırız.
He thought that Dylan was trying to take me away from him forever.
Dylan'ın beni sonsuza kadar ondan ayıracağını düşündü.
He's got a life. You can't take that away from him.
Onun bir hayatı var, bunu ondan alamazsınız.
I'll take him the long way round, lead him away from camp.
Onları yanlış tarafa götürüp kamptan uzaklaştıracağım.
Fine, take the money away from him.
Güzel. Parayı ondan al gitsin.
And I'm not gonna take you away from him.
Ve seni ondan almayacağım da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]