English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wherever you like

Wherever you like translate Turkish

250 parallel translation
Stick it in wherever you like.
İstediğiniz yere koyun.
I'll win, and we'll go wherever you like.
Kazanacağım ve nereye istersen oraya gideceğiz.
You can go on wherever you like and take it easy for a couple of weeks, and I'll join you then or sooner.
Dilediğiniz yere gidip... ben sizinle buluşana dek birkaç hafta geçirin.
You, wherever you like.
Sen istediğin yere git.
But now you can go wherever you like.
Şimdi nereye istiyorsan gidebilirsin.
How wonderful it must be to be rich. To marry whoever you like, live wherever you like.
Zengin olmak, eşini seçmek ve istediğin yerde yaşamak harika olmalı.
Wherever you like.
Nerede istersen...
Wherever you like.
Nerede istersen.
We could do anything you like, go wherever you like.
Ne istersen yaparız, nereye istersen gideriz.
- Wherever you like.
- Nereye istersen.
Wherever you like.
Nereye istersen.
We'll go wherever you like.
Nereye istersen, oraya gideceğiz.
- Go wherever you like, we're free!
- Nereye istersen git, özgürüz!
Wherever you like.
- Nereye istersen.
And then I'll go with you wherever you like... and you can do with me whatever you want.
Seninle her yere gelirim. Ne istersen yaparım.
Put me wherever you like.
- Affedersiniz. - Nerede olsa kalırım.
From wherever you like.
Nerden istersen.
Go wherever you like.
İstediğin yere git.
Er, just sit wherever you like.
İstediğiniz yere oturun.
Wherever you like.
- Nerede istersen.
It was many places, it was wherever you like, whenever you like.
Birçok yerdeydi. O yatağıma girdi. Nerede istersen, ne zaman istersen.
- Well, I to England. You, wherever you like.
- Şey, ben İngiltere'ye ; sen, nereyi istersen.
Go wherever you like.
Nereye gidersen git.
Choose wherever you like!
İstediğin yeri seç!
If you're reasonable enough and finally start talking you can go wherever you like.
Bu sana yeterince makul geldiyse, konuşabilir ve sonrasında istediğin yere gidebilirsin.
Wherever you like. Here, or there?
Nereye istersen, buraya ya da oraya...
I'll drive you back tomorrow, wherever you like
Treni merak etme. Seni yarın sabah arabamla götürürüm. Nereye istersen.
Wherever you like.
Nereye isterseniz.
Or wherever you like!
Veya siz nereye isterseniz!
You can go to Sarajevo or wherever you like.
- Bitti. Sarayova ya da nereye istersen gidebilirsin.
- Wherever you like.
- Nerede istersen.
Caress yourself with your fingertips, wherever you like.
Parmaklarinin ucuyla kendini yavasça oksamaya basla, en çok hoslandigin yerleri.
Wherever you like.
Nereye istersen. Lutéce. 21.
Go wherever you like, Karen - do you want to fly about a bit?
İstediğin yere git Karen. Biraz dolaşmak ister misin? Piyonu taşımak istiyor musun?
Wherever you like.
İstediğin yere otur.
Go wherever you like!
İstediğin yere git.
Wherever you look, stairways climb steeply like ladders, or descend into dark, putrid chasms and slimy porticos, dank and lice-infested.
Dört bir tarafta, dimdik yukarı çıkan yahut karanlığa doğru inen merdivenler kokuşmuş dar sokaklar bit kaynayan, pislik içindeki üstü kemerli geçitler görürsünüz.
Go wherever you like!
Nereye gitmek istiyorsanız gidin!
- Wherever you'd like.
Nereye isterseniz.
- Wherever the hell you like.
- Ne cehenneme istesen.
And then, do it later on but that seems like such a hack's way of getting married, so we're going to drive up-state, or over to Jersey, or wherever it is that you do it, and do it.
Gerisini de sonra yapacaktık. Ama bu çok sıradan göründü, o yüzden... Jersey'e veya bu işler nerede yapılıyorsa oraya gidip... yapacağız.
Oh, wherever you like.
Nerede istersen.
We'll take field trips wherever you'd like.
İstediğiniz yerlere gezi düzenleyeceğiz.
And may I remind you that I have standing orders to investigate all quasars and quasar-like phenomena wherever they may be encountered.
Ve şunu hatırlatabilir miyim gördüğümüz her dalga yayan gezegenin incelenmesi için emir aldım.
And another thing I must tell you, my dearest Katerina Matveyevna : you're appearing to me as a purest swan, like you swim to wherever you need to go, or on your errands... only it takes my breath away, so happy I feel, as though I was shot pointblank from a cannon.
Sana söylemem gereken bir başka şey de şu ki benim çok sevgili Katerina Matveyevnam : sen gözümde, gitmek istediği yere doğru yüzen tertemiz bir kuğu gibisin.
Wherever you like...
Nerede istersen.
Wherever you'd like.
Nerden istersen.
Act like wherever you are, that's the place to be.
Nerede olursan ol, beraber olunacak mekanmış gibi davran.
You go out whenever you feel like it you go wherever you want.
Ne zaman kafana eserse o zaman çıkıyorsun, istediğin yere gidiyorsun.
You get this right, you can drive wherever you want as slow as you Like.
Bu işi kıvırırsan Ray, istediğin yerde istediğin kadar yavaş sürebilirsin.
Maybe I should just go any time I get the urge, like you, wherever I am.
Belki de ne zaman gelirse, hemen oraya yapmalıyım, senin gibi, nerede olursam olayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]