English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You got me here

You got me here translate Turkish

1,248 parallel translation
All right... you got me here.
Pekala... Beni buraya getirdin. Ne istiyorsun?
You got me here to hook up your stereo? Can't you get one of your friends to help you?
Sen yarın okuldan sonra dosdoğru oraya git, yeter.
But Sir, I got less than 80 men in my company. And if you don't mind me saying so, those Germans don't seem too pleased with you being here.
Ama efendim, yanımda 80'den az asker var ve bunu söylemek istemezdim ama Almanlar burada olmanızdan hoşlanmışa benzemiyor.
But actually let me tell you how this, how we got here.
Ama cidden izin ver nasıl bir şey anlatayım neler oldu bak,
I love my Grandpa- - don't get me wrong- - but he's got no idea how it works in here and I'm not sure you do, either.
Yanlış anlama, dedemi seviyorum. Ama burada işlerin nasıl döndüğünü bilmiyor. Senin de bildiğini sanmam.
Well, silly old Ivan here thought you were going to be some kind of sex bomb. ( both laughing ) look what he's got me wearing.
Bana ne giydirdi, bir de sana bak.
I appreciate you lettin'me crash here. I got a safe house for you.
Sen nasıl Manticore'u bırakamazsan bende Gören Gözler'i bırakamam.
If it makes you feel any better as soon as I got to Dex's, I felt bad and I had the cab bring me here instead.
Sana daha iyi hissettirir mi bilmiyorum ama Dex'in Yeri'ne varır varmaz kendimi çok kötü hissettim. ... ve taksiye atlayıp buraya geldim.
I just got here, but you can get me lunch.
Daha yeni geldim.Ama öğle yemeği ısmarlayabilirsin Özür dilerim
Guys, I got Zhaan here with me. Where are you?
Millet, biz Zhaan ile buradayız, siz neredesiniz?
When you got here, you made some comment... about me not really having a chick in the house.
Buraya geldiğinde, evde gerçekten bir civciv var mı... diye bir soru sormuştun.
Do you see what you got me doing here?
Bana ne yaptırdığını görüyor musun?
You got something for me, Benny, or did you just come here to run your mouth?
Bir şey söyleyecek misin, Benny? Yoksa çene çalmaya mı geldin?
TRUST ME, WHEN I FIRST GOT HERE, I WAS JUST AS CONFUSED AS YOU ARE.
İnan bana, buraya ilk geldiğimde, benim de aklım seninki kadar karışıktı.
So I'm gonna plop myself right here in the vip section, so you can give me what you got.
Burada, VIP bölümünde duracağım sen de bana sendekini vereceksin.
You've got my future planned out for me as long as I stay here?
Burada kaldığım sürece benim için yaptığınız planlar yürüyecek mi?
Do you mean to tell me you dragged these poor, struggling actors down here... and got their hopes up just for your own amusement?
Yani, eğlenmek için zavallıları umutlandırıp süründürüyor musun?
You got to get me out of here, buddy.
Beni buradan kurtarmalısın arkadaşım.
You all came here to hear your favorite Smoochy songs but we've got something different, something personal to me.
En sevdiğiniz Smoochy şarkılarını dinlemeye geldiğinizi biliyorum. Ama bugün farklı bir şey hazırladık. Benim için özel olan bir şey.
We got a second chance here, me and you.
Burda, ikinci bir şansımız var, ben ve sen.
Now, you got a couple thousand dollars, I'm sure, lying around this house. You better give it to me now, or I will shoot you dead right here, right now.
Evde milyonlarca dolarınız olduğuna eminim.
Okay, then you and me, we got to get him out of here again and we got to do it before tomorrow.
- Hayır - Tamam, onu dışarı çıkartmalıyız yarından önce
You've got to get me out of here before they come back!
Onlar geri gelmedene beni buradan çıkarmalısınız!
If you don't believe me, I got it right here on tape.
Bana inanmıyorsanız, her şey bunda kayıtlı.
So if you think you're gonna lean on me... like these punks you got in here... you better think again... because if anything happens to me... it's gonna be on the 6 : 00 news worldwide.
Bana buradakilere davrandığınız gibi davranacağınızı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Bana bir şey olursa,.. ... bu anında altı haberlerine çıkar ve anında tüm dünyanın haberi olur.
You got a snake problem here but I can talk him down if you just give me a second.
Burada bir yılan problemi var ama bana birkaç saniye verirsen onunla konuşabilirim.
You got me by the balls here.
Beni burada iş üstünde yakaladın.
Okay, tell me about this place you got here.
Pekala, biraz bu evden bahset.
- You've got to get me out of here!
- Beni buradan çıkarmaya geldin!
I've not got any right to ask you for anything, darling, but if you feel anything at all, if there's anything left at all, then tell me and I'll fucking hang about here, you know?
Bunu sana daha önce sormadım ama şimdi soruyorum. Ne düşünüyorsan bana söyle.
You got to help me here, May.
Yardım etmelisiniz, May.
Let me see what you got here.
Bakalım burada ne var.
You said you'd pay me when we got back here.
Buraya döndüğümüzde bana ödeme yapacağını söylemiştin.
( Milo ) Nina told me to hold off till you got here.
( Milo ) Nina sen gelene kadar beklememi söyledi.
Provided you tell me how you got here.
Buraya nasıl geldiğini anlatman şartıyla.
You're costing me money here. I've got a second shift at the Monaco.
Sizin yüzünüzden paramdan oluyorum.
I knew you guys would show up here as soon as you got onto me.
Beni bulmak için hemen buraya geleceğinizi biliyordum.
After we shoot, you got to show me where to have fun around here.
Çekimlerden sonra nerede eğleneceğimizi göstermelisin.
Look, Gallant, you came here to help me get on base, and I got on base.
Gallant üsse girmeme yardım etmek için geldin. Şu anda üsteyim.
And if I told you how I got here, you wouldn't believe it, so let me go back.
Ve eğer buraya nasıl geldiğimi söylersem bana inanmayacaksın. Bu nedenle baştan anlatayım.
I'm not one who talks about what's past, and here you got me- -
Geçmişten konuşan bir adam değilimdir, ama senin sayende- -
You got all kinds of learning', and you made me look the fool without tryin'... and yet here I am with a gun to your head.
Her türlü eğitimi almış biri olarak beni çaresiz bir aptal durumuna düşürdün... ama kafana dayılı bir silahla buradayım.
You have got to get out of here because I am closing... and you are not going to schmooze me into forgetting that I'm closing.
Şimdi çıkman gerek, çünkü kapatıyorum. Beni konuşturarak dükkânı kapatacağımı unutturamazsın.
Hold on here. If you tell me it's got a roof... I'm stealing that baby from you.
Bir de çatısı var derseniz, onu sizin elinizden alırım.
Hey, Josh, can you help me here? I got him.
Dorsey, onu yakaladım.
You're going back to Oz. " I'm on the bus, I'm looking forward to coming back here and the FBI tells me that they got a witness against me for an old murder rap.
Oz'a geri dönüyorsun " dediler, otobüsteydim, buraya dönmeyi bekliyordum ve FBI, eski bir tecavüz ve cinayetten bana karşı bir tanıkları olduğunu söyledi.
I'VE BEEN A LOYAL AND DEVOTED EMPLOYEE HERE FOR NINE YEARS. YOU'VE GOT NO RIGHT TO TREAT ME LIKE THIS JUST BECAUSE I'M GAY. "
Sırf gayim diye böyle muamele etmenize gerek yok, " diyeceğim.
Lenny, you got to help me, man...'cause...'cause something weird is going on here.
Lenny, bana yardım etmelisin, adamım çünkü, çünkü burada garip şeyler oluyor.
This thing on the side for me... I got enough to turn a New York quarter on it... but I don't have what you got right here with the distribution.
Benim açımdan bakıldığında istediğim kadar mal bulabilirim fakat senin elindeki gibi bir satış durumu bende yok.
Anyway, since I got you up in here... acting like my bitch and shit... with all your guilty-ass crying and whatnot... maybe you can do something for me.
Her neyse, buraya geldiğinden beri... böyle küçük or.spular gibi davranıp sanki suçlu gibi ağlıyorsun ama benim için bir şey yapabilirsin.
You ain't done fuck-all to cheer me up since you got here.
Buraya gelene kadar beni eğlendirecek birşey yapmadınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]