You got something translate Turkish
9,998 parallel translation
You got something?
Bir şey mi buldun?
Tell me you got something.
Bana bir şey bulduğunu söyle.
You got something to say?
Söylemek istediğin bir şey mi var?
You got something to say?
Söylemek istediğiniz bir şey mi var?
Abby, you got something?
Bir şey mi istiyorsun Abby?
So you got something for me, Bones? I just finished comparing the kerf marks on the clavicles of the new victims with the ones found on Freeman's remains. Yes.
Benim için bir şeyin var mı, Bones?
Have you got something to write with?
Yazacak bir şeyin var mı?
Here, I got something for you right now.
Şimdilik sana bunu bulabildim.
I got something for you.
Sana bir şey aldım.
I got something for you.
Sizin için bir şeyim var.
Lieutenant, he's got something you need to see.
Teğmenim, görmeniz gereken birşey var.
I got something that might put you right back into the middle of things.
Seni tam olayın içine sokacak bir şey var elimde.
Got something you may be able to work with.
Sanırım işine yarayabilecek bir şey buldum.
Look, Sammy, I've got to tell you something.
Dinle Sammy, sana söylemem gereken şeyler var.
You know, ever since you got knocked out there's been, I don't know, something different.
Bayıldığın beri sende ne bileyim, farklı bir şey var.
I think I've got something if you're sure you want to save him.
Onu kurtarmak istediğine eminsen bir yol bul buldum sanırım.
Listen, Rosa, there's nothing I'd rather do in my life than write a sexy text to your boyfriend, but I think this is something you got to do on your own.
Bak Rosa, şu an hayatımda sevgiline seksi mesajlar atmaktan başka bir işim yok ama bu sanırım senin kendi başına yapman gereken bir şey.
You guys got something?
Bir şey mi buldunuz?
- You know what's funny? I got something just for that.
Bunun için bir seyim var.
You know, we just got to find her before she does something nobody can walk away from.
Onu kimsenin kurtulamayacağı bir şey yapmadan bulmamız gerekiyor.
We got to find something, you know?
Kabil'i bulmalıyız ya da bir şey bulmalıyız tamam mı?
Liv, I, uh... ( SIGHS ) I've got to show you something.
Sana göstermem gereken bir şey var.
You pull something like that again, you are out of my life. Look, they've got Helena, okay?
Bir daha böyle birşey yaparsan gözüme gözükme.
Siobhan, I've got something for you.
Siobhan, bir şey buldum.
Lieutenant, I hear you've got something.
Teğmen, bir şey olduğunu duydum.
I'm afraid I've got something to show you.
Korkarım sana göstermem gereken bir şey var.
We got you a little something, too, doll.
Bebeğim, bizim de senin için küçük bir şeyimiz var.
You know, her sister died five years ago tonight, so I'm hoping she just went somewhere, got sloppy drunk, maybe checked herself into a hotel or something so no one would know.
Kız kardeşi beş sene önce bugün ölmüş, bir yerlere gidip zil zurna sarhoş olup kimse öğrenmesin diye otelde falan kalmıştır diye umuyorum.
You want something from me, you got to give me something back.
Benden bir şey istiyorsan, karşılığında bir şey vermelisin.
Well, I got something for you.
Sana bir şeyler getirdim.
Come on. I got something to show you.
Sana göstermem gereken bir şey var.
I also got you beer... something imported that the guy said would impress you.
Sana da bira aldım ithal falan galiba adam harika olduğunu söyledi.
All right, call me as soon as you've got something.
Tamamdır. Bulur bulmaz bana haber verin.
I got something to show you, boss.
- Sana gösterecek bir şeyim var patron.
I got something for you.
Senin için bir şeyim var.
- You look like you've got something.
- Bir şeyler bulmuş gibisin.
I wish you could, too, because if you can't, then something's got to give.
Ben de inanmanı isterim, yoksa bir noktada dayanamayacak hale gelirsin.
Hector, I've got to give you a heads up on something.
Hector, seni uyarmam gereken şeyler var.
I got you something...
Sana bir şey aldım...
Hey, look, I got you something.
Hey, bak. Sana bir şey getirdim.
If you've got something to say, say it.
Bir şey diyeceksen, durma.
" Will, you've got to do something.
" Will, bir şeyler yap.
Good,'cause I've got something to show you.
- Banka hesabı açık. - Güzel.
- Everything. - I've got something else for you.
- İstediğimiz her şeyi.
It's all working out. I've got something else for you.
Evet.
Hey. I've got something to show you.
Sana göstermek istediğim bir şey var.
Something's got to be wrong with you.
Kesin bir şeyler var sende.
You got something?
Birşey mi buldun?
You got my number so call me if something happens or if she wakes up.
Numaram sende var. Bir şey olur ya da kız uyanırsa beni ararsın. Sağ ol.
Got something for you.
Sana bir şey getirdim.
You got to make it look like she died in the line of duty, like, gang crossfire or something.
Görev başında öldürülmüş gibi görünmesinden emin olman gerek çete çapraz ateşi, ya da onun gibi bir şey.
you got something for me 35
you got something to say 105
you got something on your mind 16
you got something to say to me 29
you got something better to do 16
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you got something to say 105
you got something on your mind 16
you got something to say to me 29
you got something better to do 16
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got a minute 371
you gotta 165
you got 695
you got me all wrong 20
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got a minute 371
you gotta 165
you got 695
you got me all wrong 20