English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your hair

Your hair translate Turkish

9,770 parallel translation
Thank God your hair broke your fall. I don't know what happened.
Tanrıya şükür saçın düşüşünü yavaşlattı.
Yeah. Why's your hair so white?
Neden saçların bu kadar beyaz?
Everyone, I love your hair and your moustaches.
Herkes, ben saçını ve bıyıkları seviyorum.
The flowers in your hair have robbed the very life from me
# Saçlarındaki çiçekler hayatımdan çok çaldı. #
Um, I really like your hair.
Saçına bayıldım.
I like what you've done with your hair, sir.
Saçınızın yeni halini sevdim efendim.
Playing with your hair.
Bacak bacak üstüne atman, saçınla oynaman...
Your hair and nails are evidence that you wished to make a favourable impression.
Saçın ve tırnakların olumlu bir izlenim bırakmak istediğinin kanıtı.
I mean, I'm glad your hair's not like that.
Yani, senin saçın öyle değil.
You gotta let your hair down every once in a while.
İnsan arada bir saçlarını öne dökmeli.
An uncivilised, unsightly, filthy bore, with your tasteless clothes and with your hair like thistledown.
Medeniyetsiz, çirkin ve pis bir baş belasısınız o zevksiz kıyafetleriniz ve şeytanarabasına benzeyen o saçınızla.
That or, "How do you comb your hair?"
- Ya o ya da "Saçını nasıl tarıyorsun?"
How do you comb your hair?
- Nasıl tarıyorsun cidden?
Your hair looks different.
Saçın farklı görünüyor.
- Your hair's wet.
- Saçın ısak.
Does he pull your hair?
Saçını çekiyor mu?
What's with your hair?
Bu saç ne böyle?
Look at your hair.
Saçına bak.
- Your hair looks good.
- Saçların güzel gözüküyor.
How does that blow your hair back, Blart?
Saçlarını nasıl arkaya atacaksın o zaman, Blart?
I'm always jealous of your hair... you know that
Saçını hep kıskandım. Sen de biliyorsun.
What happened to your hair?
- Saçına ne oldu?
And your hair will fall out.
Ve saçların dökülecek.
Remember to put your hair up when you're at the table.
Sofradayken saçlarını toplamayı unutma.
You can't be at the table with your hair down.
Saçların bu şekilde sofrada oturamazsın.
You can't have your hair in the plate.
Tabağında saçını görmek istemezsin.
Hey, excuse me, sir. Before I get outta your hair, can I get your name?
Affedersiniz, rahatsız etmek gibi olmasın ama adınızı öğrenebilir miyim?
- Why didn't you oil your hair?
- Saçına niye yağ sürmedin?
- That you were gonna tuck your hair behind your ear.
- Saçını kulağının arkasına sokacağını.
Do you ever think about... doing something with your hair?
Saçınla ilgili bir şey yapmayı düşünüyor musun?
Can I touch... can I touch your hair and touch his hair?
Dokunabilir senin saçına ve onun saçına dokunabilir miyim
Your hair... your hair is amazing.
Saçın... saçın inanılmaz.
You cut your hair.
Saçını kısaltmışsın.
Um, I know that you're acting out your father issues by dying your hair with that trashy peroxide and dry-humping that man on my couch but I don't think it's nice to expose your child to this behavior.
Babanla ilgili problemlerinden dolayı saçını orospu sarısına boyayıp kanepemde o adamla sürtüştüğünü biliyorum. Ama bence çocuğunu bu tarz davranışlara maruz bırakman hoş değil.
You comb your hair with your back to the mirror.
Saçını aynaya arkanı dönüp tarıyorsun.
Stop doing your hair, right? Get me stuff out of the car.
Saçınla uğraşmayı bırakıp eşyalarını dışarı çıkar.
I wanted them out of your hair, you know.
Sana rahatsızlık vermelerini istemiyorum.
You are dressed. But... - your hair was different.
Giyinmişsin ama saçın farklıydı.
We'll just get the address and be out of your hair.
Adresi alıp hemen yakanızdan düşeriz.
She brings perfumed oils... and asks to anoint your hair.
Kokulu yağlar getiriyor... saçını yağlamak istiyor.
- And your hair is a mess.
- Ve saçların berbat halde.
Who used to cut your hair?
Saçını kim kesiyor?
Tie your hair up.
Saçını bağla.
- Oh, I see. -'Cause the hair might shadow your face.
- Anladım. - Çünkü saçın yüzüne gölge düşürebilir.
I used to cut your mother's hair all the time.
Annenin saçını hep ben keserdim.
Max is part of our family now... and if you so much as harm one hair on his head... I will see to it that you and your entire department regret it.
Max artık ailemizin bir üyesi ve eğer onun kılına zarar gelirse bütün bölümünüzü bunu yaptığınıza pişman ederim.
Hello, gorgeous. I love what you're doing with your hair.
Saçını söyle yapmana bayılıyorum.
Puts hair on your chest.
Sizi etle tırnak gibi yapar.
- You and your gorgeous, thick, long hair.
- Devam et. - Sen ve senin olağanüstü yoğun ve uzun saçların.
Ron-like. - You have your same hair.
- Senin de saçın hala aynı.
Someday you're gonna find a gray hair, and I don't mean on your head.
Bir gün baktığında gri saçları göreceksin, başındakilerden bahsetmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]