Да не особо translate Turkish

Да не особо...

Hayır...

- Да не особо.

- Sanmıyorum.

Да не особо.

Pek sayılmaz.

- Да не особо.

- Pek sayılmaz.

Да не особо.

Pek şaşırmadım.

Да не особо.

Pek değil.

Да не особо.

Çok değil.

Да не особо, но я все равно горжусь.

Ahım şahım bir şey değil ama etrafa gururla gösteriyorum.

Да не особо.

Pek iyi değil.

Да не особо много.

Buna ne kadar votka koydun? Normal miktarda.

Да не особо помогло...

- Aslında, hayır.

- Да, но не нужно его особо продвигать.

- Evet, ama fazla üstüne düşme.

Да, но помощь меня не особо волнует.

Evet, ama, yardım konusu, fazla umrumda değil.

- ( говорит по-венгерски ) - Да мы не особо хотим есть.

Aç değiliz.

Да нет.. мы.. это.. хы... Особо ничего не делаем.. что угодно?

Tabi ki değiliz, biz sadece şey yapıyorduk...

Меня саму не особо оценили. Да и никого из нас.

Kimse ilgi görmese de ben biraz ilgi görürdüm.

Да мне это особо и не надо.

Artık o kadar meraklı değilim.

Да. Но ты особо не старайся, мы его будем кремировать.

Evet ama üzerinde çok çalışmana gerek yok, onu yakacağız.

- Да, мистер Валестра не особо располагает к себе. - Без шуток?

Bay Valestra kesinlikle bir "halk adamı" değildir.

Он тебе не особо доверяет, да?

Size pek güvenmiyor.

Да. Но я просто решила расслабиться, хотя, ни на что особо не рассчитываю.

Ama konunun Bay Crosby ile bir alakası olmadığını idrak ettim.

- Да нет, не особо. Каждый отвечает сам за себя.

Herkes kendi başının çaresine bakmalı.

Да, конечно, но тут и говорить-то особо не о чем.

Umarım söz etmenin herhangi bir sakıncası yoktur? Evet, evet ama anlatacak pek fazla bir şey yok.

Да не о чем особо рассказывать.

Pek de anlatılacak birşey yok.

Да ты не расстраивайся особо.

O şeyin seni üzmesine izin verme.

Да я особо не надеялась...

Zor ihtimaldi zaten.

Да и ты не особо сопротивляешься.

Hızlı biriyim.

- Сколько у тебя? - Да не особо-то я игрок...

Bu gece kumar oynamayı pek beklemiyordum.

Но это тебе и не особо нужно, да, Поттер?

Tabii ki senin ihtiyacın yok, Potter.

Да мы на самом деле не часто видимся. Мы никогда особо не находили общего языка.

Aslında birbirimizi çok görmüyoruz, pek görüşmüyoruz.

Ты в следах-то особо не разбираешься, да?

İz sürme hakkında çok şey bilmezsin değil mi?

Да, таким напитком особо не наотмечаешься. На здоровье!

Fazla birşey değil ama... şerefe.

Смотреть особо не на что, да?

Görecek pek de bir şey yokmuş, değil mi?

Да я не особо люблю татуировки.

Dövmeleri pek sevmem.

Да и костюмчик твой мне не особо нравится.

Kıyafetini de sevdiğimi söyleyemem.

Да нет, не особо, он живёт своей жизнью, я — своей.

Hayır, pek sayıImaz. O kendi hayatını, ben de kendi hayatımı yaşıyorum.

Да, не особо.

Pek sayılmaz.

А ты понимаешь? Да не особо.

Pek sayılmaz.

Так что... да не о чего особо рассказывать.

Burada haber verecek pek bir şey yok.

Да я особо не причем.

Bunun için çok az bir katkım oldu.

Да нет, не особо.

Hayır, gerek yok. - Ağır görünüyor.

- Джон, послушай я знаю, ты никогда не был особо верующим, да тебе и не надо было но это не значит, что мы не верим в тебя.

- John, bak hiçbir zaman inancının çok olmadığını biliyorum, hiçbir zaman bunun için bir sebebin olmadı ama bu demek değil ki sana inanmıyoruz.

Да, но не высовывайся особо.

Başını aşağı eğ.

Да не особо.

Yeterince konuşuyor muyuz?

¬ ы относитесь к ней с особой теплотой, да?

Evet, gerçekten bir umut oldun ona, değil mi?

У меня был кое-какой контакт с Дейви мимоходом... пару раз здоровался с ним ( "дай пять" ), один или два раза играл с ним в "ку-ку", но с Мартой я не особо контактировал.

Davey'le iletişimimiz oldu. Birkaç kez çaktık. Bir veya iki cee seansı yaptık.

Да я могу подумать об этом, только это не особо помогает.

Onu, ne kadar düşündüğümün bir önemi yok, işe yaramıyor nasıl olsa.

Да нет, тут особо не о чем говорить...

Hayir, konusmaya degmez.

Да я не особо следил за нитью разговора.

{ \ 1c00FFFF } { \ 3c000000 } { \ 4c000000 } Gerçekten de dikkatimi vermiyordum.

Не могу ничего поделать, детектив-инспектор, но сдаётся мне, вы не особо расследуете, да?

Düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum, Dedektif tam anlamıyla yeterince dedektiflik yapmıyorsunuz, değil mi?

Мэтт мой ребенок, и, да, он нуждается в особой заботе. И я не собираюсь сдаваться, только потому что сдаются его родители.

Matt benim çocuğum, onunda özel ihtiyaçları var, ve ebeveynleri öyle yaptı diye ondan vazgeçecek halim yok.