Onu öldüremezsin Çeviri İspanyolca
148 parallel translation
Onu öldüremezsin.
No puede matarlo.
Onu öldüremezsin oğlum.
Nunca lograrás matarlo, hijo.
Onu öldüremezsin.
No puedes matarlo.
Onu öldüremezsin!
¡ No puede matarle a sangre fría!
Onu öldüremezsin.
Y usted no va a matarlo.
Onu öldüremezsin!
No puedes matarlo.
Onu öldüremezsin, o bana ait!
Él me pertenece. ¡ Vete!
Onu öldüremezsin!
¡ Ella no!
Onu öldüremezsin, Max!
¡ No puedes matarle!
- Onu öldüremezsin.
- No puedes matarle.
Al o lanet şeyi ve yavaşça kıçına sok. Öldüremezsin, John. Onu öldüremezsin.
Toma esa condenada cosa y metetela en el culo junto con... no puedes matarlo, john.
Onu öldüremezsin. Hayır!
¡ Xena, no puedes matarla!
Onu öldüremezsin.
¡ No la mates!
Ares'in bilmecesinin bir kısmını çözdün ama onu öldüremezsin, Gabrielle.
Has descifrado parte del acertijo de Ares, pero no puedes matarla, Gabrielle.
Ben istiyorum. - Sana yardım etmezsem... onu öldüremezsin.
Janni, como yo encontré a este sujeto yo quiero la recompensa.
Sanırım onu öldürdük Onu öldüremezsin, hamamböceği gibidir.
Creo que lo matamos. No puedes matarlo ; es como una cucaracha.
Şimdi onu öldüremezsin de. Bu çok şüphe uyandırır.
Matándolo ahora, llamaríamos la atención
Otobüste kimse yok, ayrıca onu öldüremezsin.
No hay nadie en el autobús y usted no puede matarlo.
Onu öldüremezsin.
¡ Por favor!
- Hayır, onu öldüremezsin.
- No, no puedes matarlo.
Onu öldüremezsin. Bu yüzden o salakça fikrinden vazgeç ve saçınla oynamayı da bırak.
No es fácil matarla así que no hagas tonterías y deja de jugar con el pelo.
Onu öldüremezsin.
- Con alguien más.
Onu öldüremezsin, o zaten ölü.
No se puede matar lo que ya está muerto.
Onu öldüremezsin.
No me puedes matar.
- Onu öldüremezsin.
No puedes matarla.
Benim gibi sen de onu öldüremezsin.
Como yo, no serás capaz de matarle
Evet, onu öldüremezsin, yoksa paranı geri alamazsın!
¡ No puedes matarla, sino no obtendrás tu dinero!
Onu öldüremezsin. Onda, ihtiyacımız olan bilgi var.
No puedes matarlo, tiene información que necesitamos.
Senden ve herkesten her ne aldıysa, bağışlanamaz. Ama bunun için onu öldüremezsin.
Lo que sea que te sacó... de ti de todos, es imperdonable.
Bu yüzden onu öldüremezsin.
Es por eso que no puedes matarlo.
Onu bu yüzden öldüremezsin.
No lo vas a matar por eso.
- Başka bir adam olsa onu öldürürdüm. Sen kimseyi öldüremezsin.
Tu no harías daño a una mosca.
Onu kendi evinde öldüremezsin.
No puedes matarlo en su casa.
Onu öldüremezsin
No podéis matarle.
Onu tek başına kılıçla öldüremezsin.
No podrás matarle tú solo con una espada.
Onu öldüremezsin!
¡ No!
- Onu bir parça kumaş için öldüremezsin.
No puede matarlo por un trozo de tela.
Onu tamamen öldüremezsin.
No se los mata en seguida.
- "Onu" öldüremezsin, James...
- No la mataré, James...
- Onu sen öldüremezsin.
- No la matarás.
- Ama onu öldüremezsin.
- Pero no puedes matarlo.
Bence onu o kadar kolay öldüremezsin.
No podrás librarte de el tan fácilmente.
- Onu sanki bir tür hayvanmış gibi öldüremezsin!
¡ No puedes matarlo como si fuera un animal!
Onu gözünü kırpmadan öldüremezsin!
¡ No puedes matarlo a sangre fría!
Öyle öldüremezsin onu.
No puedes matarlo así.
Bir emri ya da onu ileten telgrafı... ya da bu işi yaparak maaş alan insanların tümünü... öldüremezsin.
No puedes asesinar una orden ni al telégrafo que la transmitió ni a los que se alegran de poner comida en la mesa al ser sus ejecutores.
- Onu sen öldüremezsin!
- No lo matarás tú.
- Onu tekrar öldüremezsin.
No puede volverlo a matar.
Ama onu yakalayamazsan, öldüremezsin de.
Pero no puedes matarlo si no lo atrapas.
- Onu henüz öldüremezsin.
No puedes matarlo, ¿ de acuerdo?
Onu sen öldüremezsin karga.
No es tuyo para matarlo, cuervo.
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öldürdün 172
onu öptün mü 17
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öldürdün 172
onu öptün mü 17