English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How can i say

How can i say translate Turkish

991 parallel translation
How can I say?
Nasıl desem...
As I told you earlier, after the death of her child, the lady... How can I say?
Size daha önce de söylediğim gibi, çocuğunun ölümünden sonra hanımefendi... nasıl söylesem, kendisini tamamen kaybetti.
I know that, but how can I say it?
Biliyorum ama bunu ona nasıl söyleyeceğim?
How can I say?
Nereden bileyim?
Some ignorant 19th-century iconoclast, with a view to... how can I say... improving his abode, had someone paint over the original 17th-century decorations with these... if you'll forgive me... these absurd and quite revolting scenes of hunting and feasting.
Bazı cahil 19.yy gelenek düşmanları kendilerine... nasıl desem - 17.yy sanat eserlerini... kendi zırvalarıyla değiştirmeyi görev edinmişlerdir... bu pisl-affedersiniz - bu saçma ve tiksindirici av ve sevinç sahneleriyle hem de.
How can I say...
Nasıl diyebilirim...
How can I say?
Nasıl bilebilirim?
How can I say everything I've thought without losing my way, boring you?
Düşündüklerimi kendimi kaybetmeden, seni de sıkmadan nasıl söyleyeceğim?
And... how can I say he had a tough gaze.
Ve... nasıl söylesem sert bakışları vardı.
My dear, I can't tell you how sorry I am... but I hope with all my heart that Jekyll will have something to say for himself.
Tatlım, ne kadar üzüldüğümü anlatamam... tüm kalbimle umuyorum ki Jekyll'ın geçerli bir nedeni vardır.
lm not exactly irreligious but... being a physician I sometimes wonder how a man like you can locate a soul and, having located it, diagnose its condition as rotten.
Tam olarak inançsız biri sayılmam, ama bir hekim olarak, nasıl oluyor da sizin gibi biri, insan ruhunu sezebiliyor ve onun sezdikten sonra çürüdüğünü söyleyebiliyor merak ediyorum doğrusu.
I know how you feel. And there's nothing I can say or do to help you, except that well, I wish it wish could have been me instead of Frankie.
Neler çektiğinin farkındayım ve acını hafifletmek için ne yapabilirim, ne söyleyebilirim bilmiyorum.
I don't suppose you can understand how any woman unprotected, as you say I am, can be lifted above self-interest by a sentiment so delicate and pure that she feels only humiliation when you speak of such things.
Bana dediğiniz gibi, korunmasız bir kadının öylesine ince ve saf bir duyguyla kişisel çıkarların ötesine geçmesini ve böyle sözler sarf ettiğinizde sadece küçük düştüğünü hissetmesini sanırım siz anlayamazsınız.
How can I reach Miss Field? What's that you say?
Bayan Field'e nasıl ulaşabilirim?
I know how you've been acting towards her... and all I can say of what she's done is it's about time.
Ona nasıl davrandığınızı biliyorum. Bence bunun zamanı gelmişti.
I can't even begin to say how much.
Ne kadar olduğunu söylemeye bile başlayamam.
From so far away, how can I hear what they say in Milano?
Zaten Milano'da söylenen bir şeyi nasıl duyabilirim?
I say, "how can I?"
"Bunu nasıl yapabilirim?" dedim.
There'll come a time in the future when I shan't mind about this anymore... when I can look back and say quite peacefully and cheerfully how silly I was.
İlerde, artık buna daha fazla kafayı takmadığım, arkama bakıp huzur içinde, ne aptal olduğumu söyleyeceğim bir zaman gelecek.
How can I possibly say that?
Bunu nasıl söylerim?
How can you say she loves Fré
Frederick'i sevdiğini nasıl söyleyebiliyorsun?
Since this is my first visit, I don't see how you can say such a thing.
Bu daha ilk ziyaretim, neden böyle söylediğini anlayamadım.
I can assure you no woman's ever been the worse for knowing me, and I'd like to know how many mealy-mouthed bluenoses can say the same.
Seni temin ederim hiçbir kadın beni tanıdığı için kötü duruma düşmedi. Ayrıca kaç tane samimiyetsiz tutucu kadının aynısını söyleyebileceğini merak ediyorum.
Say, I can't see how a smart girl like you... can spend so much time on these things.
Bak, senin gibi zeki bir kızın böyle şeylerle nasıl zaman geçirebileceğini anlayamıyorum.
With all things around the phone... I can not say... how I love you. "
"telefonun yanında bulunanlar nedeniyle, seni ne denli sevdiğimi söyleyemedim".
How can I get a hold of you, say... say about five o'clock?
Sana nasıl ulaşabilirim? Saat 5 gibi olsun diyelim.
I can't even say how diffiicult this is... the tension such an absurd thing causes!
Böylesine saçma bir şeyin neden olduğu şu stresi anlatmam mümkün değil!
It's been... I can hardly find the words to say how it's been.
Ne hissettiğimi anlatacak kelimeler bulamıyorum.
How can I tell you're allowed to say something to turn on my head forestall...
Ne oldu vazgeçtin ne kadar korkak? Hop yine atladın, senden ne uzak..
How many people can say that? I don't know.
- Kaç kişi bunu söyleyebilir?
I don't see how it can miss. I must say you're persuasive, and your figures seem to make sense.
Gayet ikna edici olduğunuzu söyleyebilirim ve çizimleriniz de gayet güzel.
I can't say how I feel, the way things are.
Ben ne hissettiğimi hiç bilmiyorum. herşey çok belirsiz.
I guess, all I can say is how much I...
Tahmin ederim bütün söyleyebileceğim ben ne kadar...
I can't say how quick it'll be.
Nasıl hızlı yapabilirim bilmiyorum.
How can Mary Beth say I took the medal?
Mary Beth madalyayı aldığımı nasıl söyler?
If, or perhaps I should say when, we take the Ant Hill... how long do we have to hold it before we can expect any support?
Ant Tepesini alabilirsek, ya da aldığımızda diyelim... destek gelmeden ne kadar süre savunmamız gerekecek?
How can she say a thing like that when I saw her with my own eyes? If I hadn't been there, I don't know what she'd have done.
Kendi gözlerimle gördüm, nasıl böyle söyleyebilir?
I say, how very tiresome for you.
Sizin için çok can sıkıcı olmalı!
Chief, how can I help if you won't say anything?
Patron, bir şey söylemeyeceksen, nasıl yardım edebilirim?
How can I know if she don't say?
Söylemezse nereden bilebilirim?
I can't say how sorry I am, sir.
- Ne kadar üzgün olduğumu bilemezsiniz.
It's desperation. I can't tell you how often I felt like giving up.
Sayısız kereler pes etmeyi düşündüm.
You can get out of the tournament. Walk up to Cadwalader... and say, "Look, Joe Kilroy's in town and, uh, I quit." How?
Turnuvadan çıkabilirsin Nasıl?
And I wonder as we examine our hearts together in this place set aside for worship..... how many of us here can say, "I rule my own spirit."
Kalplerimizi birlikte sorguladığımız ibadete mahsus bu yerde kaçımız "Kendimi denetlerim" diyebilir.
You can't know how I feel.
Hissettiklerimi yok mu sayıyorsun?
I can take you... How do you say... One arm tied behind my back.
Seni tek kolum bağlı olsa bile alt ederim.
You can't simply say, "Today I will be brilliant." No matter how long it took, he came out with multitronics, the M-5.
Ne kadar zaman aldığı önemli değil, M-5 multitronik üniteyi yarattı.
So how can you say I'm free... if everything I do is planned ahead of time?
Her hareketim önceden planlanmışsa,.. ... nasıl özgür olabiliyorum?
I really can't say how many teachers supported him.
Onu kaç muallimin desteklediğini gerçekten söyleyemem.
Can't say for how long would I still have to wait
Hepsini bulmak çok uzun zaman alabilir
Hey, how can you say a thing like that?
Hey, öyle bir şeyi nasıI söyleyebilirsin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]