English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How can you

How can you translate Turkish

34,899 parallel translation
How can your conventional mind explain away things that you've seen?
Geleneksel zihinlerinizin bunları nasıl açıklayacağını düşünüyorsunuz?
- How can you know that?
- Nereden biliyorsun?
How can you be thinking about video games right now?
Şu an nasıl oluyor da bilgisayar oyunu düşünebiliyorsun?
- How can you be sure?
- Nasıl bu kadar eminsin?
[Bobby] How can you do that?
Bunu nasıl yaparsın?
How can you call him "Nick"?
Ona nasıl Nick diye hitap edersin?
How can you treat him with politeness?
Ona nasıl kibar davranırsın?
- How can you be so sure?
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
How can you be on his side?
Nasıl ondan tarafta olabilirsin?
How can you be sure?
Nasıl emin olabiliyorsun?
And some people said, "Well, how can you join a person declaring a war on drugs, someone like Ronald Reagan?"
"Nasıl Ronald Reagan gibi birinin uyuşturuculara karşı... CHARLES RANGEL KONGRE ÜYESİ... açtığı savaşa katılabilirsin ki?" diyenler oldu.
How can you trust them?
Onlara nasıl güvenebilirsin?
And how can you live that way?
O şekilde yaşayabilir misin peki?
How can you block this area?
Burayı niye engelliyorsunuz?
Hey, how can you say something like that?
Nasıl böyle bir şey söylersin?
[laughs] See how you can do it, Mr. Know-it-all.
Bakalım ne yapacaksın çokbilmiş.
And to be honest, Marcy, I'm just... I can't tell you how relieved I am.
Ve dürüst olmak gerekirse Marcy sana ne kadar rahatladığımı söyleyemem.
Gosh, you can see how much she really loves her grandma.
Büyükannesini çok sevdiği nasıl da belli oluyor.
- That's how you can help.
Bu çok yardımcı olur.
She... she didn't want to tell you that, because... you know how you can be.
Sana bunu söylemek hiç istemedi,... çünkü senin nasıl biri olduğunu biliyor.
How can I help you, Mr. DeSousa?
Size nasıl yardımcı olabilirim Bay DeSousa?
It puts shit into perspective, like how you can live your whole life alone and... it's-it's fine.
Hayata farklı bakıyor insan, mesela sonsuza dek yalnız yaşayabilirsin, hiç önemli değil.
Well, how can I know the answer to that? - You were his doctor for... How long?
- Bunun cevabını nereden bilebilirim?
How can I help you?
Dış İlişkiler Yöneticisi. Size nasıl yardım edebilirim?
How can I tempt you?
Ne kaçırdığını bilmiyorsun.
[Nina] We can ask your local police to come in to see you but you can tell us if it's worth that while, how about that?
Yerel polisten sizinle görüşmesini isteyebiliriz ama bize söylemeniz bizim için çok önemli, ne dersiniz? Tamam.
How can I help you, sir?
Nasıl yardımcı olabilirim efendim?
You threw ten pitches. How tired can you be?
10 tane atış yaptın, ne kadar yorgun olabilirsin ki?
I just want you to know that I'm here for you if you every need someone to talk to about Riley, and how annoying she can be.
Riley ve onun ne kadar sinir olması konusunda konuşacak birine ihtiyaç duyarsan ben yanında olduğumu söylemek istedim.
Can you imagine how much money we'll be bringing in?
Ne kadar para kazanacağımızı hayal edebiliyor musun?
How can I come with you?
Neden seninle gelemem?
You know how sometimes you want a za'atar-spiced. Fennel stromboli, but you don't want to leave the house?
Bazen canınız zahter baharatlı, biberli stromboli çeker de evden çıkmayı hiç istemezsiniz ya?
If the most qualified astronauts on the planet can't make it work, how do you expect to make money selling tickets to people following in their footsteps?
Gezegendeki en kalifiye astronotlar bunu başaramıyorsa onların izinden gidecek kişileri nasıl bilet almaya teşvik edip para kazanmayı bekliyorsun?
How about we, uh, find one of your boys who can give you a lift home?
Nasıl olur da, uh, oğlanlarından birini bulmaya ne dersiniz? Kim size bir asansör ev verebilir?
- Well, I'm not sure how I can help you other than to tell you to follow your gut.
Kendine güven demekten başka nasıl yardımcı olabilirim bilmiyorum.
Sometimes all you guys think about is how you can have the most fun.
Bazen tek düşündüğünüz nasıl daha çok keyif alabileceğiniz.
Honestly, I don't know how I can help you,'cause I'm just a person and you're, like, this super magical Orville Redenbacher type guy who invented this entire universe, but I'll do my best.
Açıkçası sana nasıl yardım edebilirim hiç bilmiyorum. Ben sıradan bir insanken sense bu mahalleyi yaratmış süper sihirli bir Orville Redenbacher gibisin. Elimden geleni yapacağım.
How can I help you?
Sana nasıl yardım edebilirim?
Okay, look, I don't want Shawn involved either, so how about you blow us away with an offer so we can end this.
Pekala bakın ben de Shawn'ın olaya dahil olmasını çok istemiyorum. Bize şöyle reddedemeyeceğimiz bir teklif yapın ve burada işi bitirelim.
How can I help you, Professor?
- Size nasıl yardımcı olabilirim Profesör?
I'm sorry, and I understand how you feel, but there's just nothing more that I can do.
Üzgünüm, neler hissettiğini anlıyorum. Ama elimden bu kadarı geliyor.
You say you can, and I want to know how you do it.
Sen öyle olduğunu söyleyebilirsin, Ben de bunu nasıl yaptığını bilmek isterim.
I'm curious as to how you can have an alibi witness on a murder case, and your client ends up on death row.
Bir cinayet davasında sanığın suçsuz olduğunu kanıtlayacak bir tanığı olup da neden idam sırasında beklediğini merak ediyorum.
What I think is, if you can't figure out how to have a simple date with a woman who's already agreed to go out with you, then maybe you don't deserve to go out with her
Seninle gitmeye razı olmuş bir kadınla nasıl çıkacağını dahi bulamıyorsan belki de onunla çıkmayı hak etmiyorsundur.
Donna Paulsen's office, how can I help you?
Donna Paulsen'ın ofisi nasıl yardımcı olabilirim?
So why don't you tell me how I can help?
Nasıl yardımcı olabilirim?
How can I know I'm the one for her? You can't.
- Onun için doğru olduğumu nereden bilebilirim?
You switched into my cell the first night and ever since, you've been bragging about everything that you can do in here, so how about you stop telling me that you can't do it, and just tell me whether or not you will.
İlk geldiğim gece hücreni değiştirdin o zamandan beri de burada her şeye gücünün yettiğinden bahsedip durdun. Yapamayacağını söylemeyi bırak yapıp yapmayacağını söyle.
How do you feel about rigging a cable to a BC, float her up, see if we can't boost our signal any?
Bir kabloyu BC'ye bağlamak hakkında ne düşünüyorsun? Onu şamandıralım, sinyalimizi artırabilir miyiz bakalım mı?
So if you have something to hide, no matter how insignificant, you can always just drop out.
Yani, eğer saklayacak bir şeyin varsa, ne kadar önemsiz olursa olsun, her zaman bırakabilirsin.
= How can you tell me to calm down?
Nasıl sakin olayım?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]