English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How can i

How can i translate Turkish

26,477 parallel translation
So how can I help you, Dr. Bobb?
Size nasıI yardım edebilirim Dr. Bob?
So, how can I help you fine gentlemen?
Ee, sizlere nasıl yardım edebilirim beyler?
How can I be a teacher with a face like this?
- Bu suratla nasıl öğretmenlik yapabilirim ki?
I've been reassigned to assist on cases, so... for now, how can I help?
Soruşturmalara yardım ediyorum artık sadece. Nasıl yardımcı olabilirim yani?
How can I when you can't just trust me?
Bana güvenmediğin sürece nasıl anlayabilirim ki?
I turned around profits at the diner, and I asked for a raise, but how can I ensure my future?
Restorandaki kârı arttırdım ve zam istedim, fakat geleceğimi nasıl güvence altına alabilirim?
= How can I know from the start. =
- En başında nereden bilecektim?
How can I explain it? =
Nasıl anlatsam?
How can I say this? Erm...
Şöyle ki... nasıl desem?
How can I not be mad?
Nasıl kızmayayım?
How can I be of assistance to you?
Sana nasıl yardımcı olabilirim?
How can I help you?
Size nasıl yardımcı olabilirim?
So I'm not sure how you can say you know nothing about them.
Yani onlar hakkında hiçbir şey bilmediğinizi nasıl söyleyebildiğinizden emin değilim.
I mean, how can one person do all of that for you?
Demek istediğim, bir insan birine bunların hepsini nasıl yapabilir?
You know, the whole time, I was thinking, "How fast can I get home?"
Tüm bu zaman boyunca aklımda olan şey "Eve daha çabuk nasıl varabilirim?"'di.
I can't believe how many came.
Ne kadar çok kişinin geldiğine inanamıyorum.
I can only imagine how hard it was to track down an escaped mental patient in the middle of it.
Kaçak bir akıl hastasının izini bulmak Hem de bu fırtınada, oldukça zor olsa gerek.
But I must ask how can you be so sure?
Ama sormam lazım nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
How can that woman and I look exactly the same?
- Nasıl o kadın ve ben tamamen aynı gözükebiliriz?
I can't tell you how...
- Sana şu anda anlatamam.
I can't believe how fucking hot it is.
Bu kadar sıcak olmasına inanamıyorum amına koyayım ya.
Can you imagine how she's gonna react if I tell her that they're trying to get Nick released from the hospital?
Ona Nick'i hastaneden taburcu ettirmeye çalıştıklarını söylesem nasıl tepki vereceğini hayal edebiliyor musun?
My mom limits how much I get, but I, uh... If you want, I can bring it over tomorrow.
Ne kadar alacağımı Annem ayarlıyor ama ben, eğlenmek için biraz saklıyorum.
How do we stop her? I'm hoping that can be discerned by others.
Umarım bunu başkaları fark edebilir.
I can't allow myself to think about how important you are.
Senin ne kadar önemli biri olduğunu düşündüremem kendime.
I don't know how I can help you today.
Bugün size nasıl yardım ederim bilmiyorum.
Can't you see how happy I am?
Ne kadar neşeliyim.
I - I-I can see how you might not remember what color tutu she wore to school today, but to not even know what grade she's in...
Bu gün okulda ne renk etek giydiğini hatırlamamanızı anlayışla karşılayabilirim ama kaçıncı sınıfta olduğunu bilmemeniz- -
It's amazing how long you can stay alive - with your guts all hangin'out... - I have your money.
Bağırsakların dışarıdayken... ne kadar yaşayabileceğine şaşarsın.
Because if you can explain to me how blowing up buildings and turning psychopaths into assassins is benefitting society, I might register for one of your classes.
Çünkü binaların nasıl patladığını, psikopatların toplum yararı için suikastçıya nasıl dönüştüğünü anlatabilirsin. Belki de derslerinden birine kaydolmalıyım.
You can report me if you want, but I don't know how legal it is for a retired policeman to have evidence lying around at home.
İstersen beni şikayet edebilirsin, ama emekli bir polisin delilleri evinde böyle ortada bırakması ne kadar yasal bir şey bilemiyorum.
I know how we can get the evidence.
Kanıtı nasıl bulacağımızı biliyorum.
No, this is not saying your symptoms aren't real, but you're here so that you and I can decide how best to move forward.
Bu, belirtilerinizin gerçek olmadığını göstermez. Buradasınız çünkü ikimiz, sizin için en doğru adımın ne olduğuna karar vereceğiz.
How many times do you need to hear that I can't do this without you?
Bunu sensiz yapamayacağımı daha kaç kez söylemem gerek?
I can't tell you how happy I am to hear that.
Bunu duyduğuma nasıl sevindim bilemezsin.
I have to figure out how to be friends with him again but I can't even bring... bring myself to knock on his door.
Onunla yeniden nasıl arkadaş olacağımızı çözmeliyim ama kapısını çalmak için bile kendimi ikna edemiyorum.
I just can't believe how stupid I was, how gullible.
Ne kadar aptal, ne kadar saf olduğuma inanamıyorum.
How can I help you?
Nasıl yardımcı olabilirim?
How about you and I go down to the precinct, and you can answer some questions?
Benimle merkeze gelip birkaç soru cevaplamaya ne dersin?
All right, well, Alchemy is Savitar's high priest and he gets his power from the stone that he uses to create meta, so I was thinking if we can find out what that thing is, maybe we can figure out how to stop him.
Pekala, Alchemy Savitar'ın başrahibi ve güçlerini meta yaratmak için kullandığı taştan alıyor, yani düşündüm de, o şeyin ne olduğunu bulabilirsek belki de onu durdurmanın bir yolunu da bulabiliriz.
Mm-hmm, I can see how hard you were working to rescue me.
Evet, beni kurtarmak için ne kadar uğraştığını görebiliyorum.
You know, even I have a threshold for how much pain I can watch my friends go through... how hard they have to fight.
Benim bile arkadaşlarımın çektiği acıları izlemek konusunda bir acı eşiğim var.
I can't tell you how hard it was to get all of that dirt out.
o pisliğin içinde dışarı çok zordu benim için.
I mean, how far can a celestial being trapped in a feeble human body for the first time get?
Çelimsiz insanların bedenine ilk defa girmiş ilahi bir varlık ne kadar uzaklaşabilir ki?
Yeah, I know how... complicated exes can be.
- Eski sevgililerin nasıl olduğunu bilirim.
I'm scared of how it can all just end... with no rhyme or reason.
Her şeyin ansızın sebepsiz yere bitebileceği gerçeğinden korkuyorum.
I should've known how selfish and thoughtless you can be.
Ne kadar düşüncesiz ve bencil olabileceğini unutmuşum.
What I don't understand, though, is how the detective can think I'm the one who leaked sensitive information to my mum.
Anlamadığım şey ise dedektifin anneme gizli bilgileri benim sızdırmış olabileceğimi nasıl düşündüğü?
I can't begin to imagine how much you miss him.
Onu ne kadar özlediğini hayal bile edemiyorum.
How am i supposed to marry the most perfect woman in the world If i can't give her the most perfect wedding?
Eğer ona en güzel düğünü yaşatamayacaksam dünyanın en harika kadınıyla nasıl evleneceğim?
I can't tell how fast they're moving.
Ne kadar hızla hareket ettiklerini belirleyemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]