English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm like you

I'm like you translate Turkish

43,137 parallel translation
- I think you boys will probably like to try some of our famous bottomless wings and fries?
- Sanırım siz çocuklar muhtemelen denemekten hoşlanacaksınız. Ünlü dipsiz kanat ve patateslerimizden bazıları?
From where I'm sitting, you look very much like the terrorist.
Benim durduğum yerden sen teroriste çok benziyorsun.
- You don't know him like I do.
- Onu tanımıyorsunuz.
This only looks like plastic, but I'm telling you it's solid gold.
Plastik gibi görünebilir ama kesinlikle saf altın.
If you grab me like that again, I'll punch you so hard, you'll see.
Bir daha beni tutarsan sana bir çakarım, gözlerin açılır.
Well, I hope they like what you have to say.
Umarım anlattıklarını beğenirler.
You know, I'm hiding like like I did that day but... but this time she finds me.
Bilirsin işte, saklanıyordum ama - - ama bu sefer beni buluyordu.
Honey, I'd like you to meet the sklar family.
Tatlım, sklar ailesiyle tanışmanı istiyorum.
I'm, uh... I'm a drug addict and I'm an alcoholic and I'm a sex and love addict and I... I think I need to just be by myself for maybe, like, a year and try and figure this shit out, but I wanted to say that I'm sorry to you because you were a great guy and I really had such a good time with you
Uyuşturucu bağımlısıyım, alkoliğim, aşk ve seks bağımlısıyım ve sanırım bu konuları çözmek için bir yıl filan kendi başıma kalmalıyım ama senden özür dilemek istiyorum çünkü sen çok iyi biriydin ve seninle gerçekten çok iyi vakit geçirdim ama belki bir yıl sonra
I know I was being a dick there, like when you showed up at my party and... on the lot that day and the whole Heidi thing.
Partime geldiğinde sersem gibi davrandığımı biliyorum. O gün stüdyoda, Heidi meselesinde de öyle davrandım.
I guess I was worried that if after we had sex, I started texting you or calling you, you would just be like, "Who is this fucking dork?"
Sanırım seks yaptıktan sonra sana mesaj atarsam "Kim bu ahmak ya?" diyebilirsin diye endişe ettim.
I feel like I forced you to come out here and now you're stuck.
Seni buraya gelmeye zorladım, şimdi burada kapalı kaldın.
But remember, if not for what I did on the night of your impossible task, you wouldn't be here right now, like this.
İmkansız görevinin gecesinde, Yaptığım şeyi, yapmasaydım burada olduğun gibi olmayacağını unutma
Sitting there acting like you don't know what I'm talking about.
Orada oturup neden bahsettiğimi bilmiyormuş gibi davranıyorsun.
But I'm telling you, like I said, this is not the gay AIDS.
Ama dediğim gibi, bu gey AIDS'i değil.
- Yeah. Well, if you're asking me if I like wild animals slobbering all over me, then, yeah, I guess I'm not really a... - not really a dog lover then.
Vahşi hayvanların üzerime salya akıtmasını seviyor muyum diye soruyorsanız o zaman evet, köpek düşkünü değilim pek.
Yeah, you drank about, like, four or five entire crows'cause I'm grinding one up for every bottle at this point.
- 4-5 tane bütün karga içtiniz çünkü artık her şişe için bir tane öğütüyorum.
I-I-I... no, I just literally need you to have a look at my back, you know, make sure there's no moles or, like, unsightly hairs, bumps, zits, you know,
Gerçekten arkamda olup sırtıma bakmanı istiyorum. Leke falan var mı bakarsın. Çirkin gözüken kıl tüy, sivilce falan.
- You don't know the job. Doesn't matter. I know it probably involves hurting me, degrading me or generally treating me like shit.
Muhtemelen canımı yakacak, beni aşağılayacak bana bok gibi davranacağız bir iştir.
I feel like we have more in common than you think.
Sandığından daha çok ortak yanımız var.
Well, if I had asked, you would have been like, "I'm too shy."
Eğer sorsaydım çok çekingenim tavrına bürünürdün.
No? How should i mess with you? Like this?
Seninle nasıl uğraşmalıyım?
I don't know about you but I'd love a little break, like, a pollen break.
Seni bilmem ama biraz molaya bayılırım. Bir polen molası gibi.
I'm a snake like you. With a heart like yours.
Ben senin gibi bir yılanım Senin gibi bir kalp ile.
Okay. Mary, I think you have something you'd like to say to the class.
Tamam, Mary, sınıfa söylemek istediğin bir şey var sanırım.
I told you something like this would happen.
Böyle bir şey için uyarmıştım seni.
I'm Pat Golding, but you can call me Pat if you like.
Ben, Pat Golding, ama istersen Pat diyebilirsin.
And I'll put my arm around you like so.
Ben de elimi beline koyayım.
Maybe up here in business class you can afford to make decisions like that, but back there I kinda have to follow the rules.
Belki birinci sınıfta böyle kararlar verebilirsin ama arka tarafta kurallara uymak zorundayım.
When I get back, you're gonna shut the hell up, and I'll pretend like we didn't have this conversation, okay?
Geri döndüğümde susacaksın ve bu konuşma hiç yaşanmamış gibi davranacağım, tamam mı?
I'm writing a book about the accident and I'd like to ask you a few questions.
Kaza hakkında bir kitap yazıyorum. Ve size birkaç soru sormak istiyorum.
Because if we keep living like this I think we'll just keep hurting each other and, you know, we'll get to a point where I don't know if we can fix it.
Çünkü eğer bu şekilde yaşamaya devam edersek birbirimizi inciterek, Daha sonra çözümleyebileceğimizden emin olmadığım bir noktaya geleceğiz anlıyor musun?
- I'm not like you, Diz.
Senin gibi değilim Dizz.
I'm gonna be an MC whether you like it or not.
İste ya da isteme, MC olacağım.
I would like you to know that all of your efforts on behalf of my daughter, they are greatly appreciated.
Kızım için verdiğiniz bütün emeklere müteşekkiriz.
I'm not sitting back while you squeeze the life out of my daughter - like you did to me. - What?
Bana yaptığın gibi kızımın da hayatını yok etmene izin veremem.
Mylene, it might sound like I'm coming out of left field here, but... did I tell you about my cousin Tremaine from Paterson?
Mylene, söyleyeceğim şey kulağa alakasız gelebilir ama sana Paterson'daki kuzenim Tremaine'den bahsettim mi?
I'll beat you like I don't even know you.
Seni tanımıyormuş gibi döveceğim.
I was looking at them, and I.. And I couldn't help but too imagine what you'd be like, if you were dad.
Onlara baktım ve baba olduğunu hayal etmekten kendimi alamadım.
Me and you... One on one, no one else around. I will beat your ass like a Cherokee drum.
Sen ve ben teke tek, etrafta kimse olmadan senin götünü Kızılderili davulu gibi tokatlarım.
Like I'm need a gun to take care of you,
Senin işini bitirmek için kurşuna ihtiyacım var sanki.
If you defied my order like that inside, I'd make you fucking bleed.
Eğer tekrar emrime karşı gelirsen kan kaybından ölmeni sağlarım.
I feel like I'm screaming at you.
Sanki sana bağırıyorum gibi.
I'm sorry that you had to find out about him like this.
Bu şekilde öğrendiğin için üzgünüm.
I guess I feel like, sometimes I think of you as a father in a way...
Sanırım bazen seni bir baba olarak düşündüm bir bakıma...
I would like the record to show you signed over control to the regiment.
Komutayı alaya devrettiğinizi gösterir belgeleri imzalar mısınız lütfen?
I see in the alleyway a high stack of boxes, and I jumped, you know, like, for fun.
Ben de zıpladım. Eğlencesine işte.
If you'd like, I'd be very happy to give you a rundown of the who's who if you get a little window in your schedule while...
Eğer programınızda vakit ayırabilirseniz size kimin kim olduğunu anlatırım.
I better like what it is you're writing.
Umarım yazdıkların hoşuma gider.
Again, I'm sorry, sir... but you need to behave like a leader.
Tekrar özür dilerim efendim ama bir lider gibi hareket etmelisiniz.
I'm sorry to bother you like this but...
Seni böyle bi zamanda aradığım için üzgünüm ama...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]