English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I believe i am

I believe i am translate Turkish

1,524 parallel translation
I believe I am, sir.
Ne yazık ki öyle, efendim.
- Yes. Yes, I believe I am.
- Evet, evet ediyorum.
It was she who said, and I believe I am accurate in my words... that the conventional classroom is a place... where children are like butterflies, mounted on pins... fastened to their places.
- O der ki ve kelimelerde sanırım yanılmıyorum... - Birleşik sınıf, - Çocukların kelebek gibi oldukları yerlerdir.
Yes, I believe I am.
Evet, galiba öyle.
I believe I am... but a child in solitude cannot find his gift for society.
Yeterli olduğumu biliyorum... ama yalnız bir çocuk toplumla kolay kaynaşamıyor.
I can't believe how forgetful I am lately
İnanamıyorum... son günlerde ne kadar da unutkan oldum.
- I am, believe me.
- Öyleyim, inanın bana.
I am, believe me.
İnan bana düşünüyorum.
If it's any consolation, I believe the cause I am working for is just.
Teselli olacaksa, uğruna çalıştığım amacın haklı olduğuna inanıyorum.
I'm not surprised you're quick to think Lauren is betraying me. But whether or not you or Sydney believe me, I know the life I'm living, and I know the woman I am married to.
Bu yüzden hemen Lauren'ın bana ihanet ettiğini düşünmeni anlıyorum ama Sydney ya da sen bana ister inanın ister inanmayın, yaşadığım hayatı biliyorum ve evlendiğim kadını tanıyorum.
I cannot believe how late for work I am again.
Ben daha ne kadar işe geç inanamıyorum.
- I can't believe what I am seeing.
- Ben görüyorum inanamıyorum.
And I can't believe how lucky I am.
Ve ne kadar şanslı olduğuma inanamıyorum.
You will never believe where I am right now.
Şuanda nerede olduğuma inanamayacaksın.
You would not believe what happened to me if I told you. Is Tina not here yet, or am I later than I thought?
Bu tatsız konuyu kapatalım... ama Marina ve ben sizi bir akşam yemeğine bekleriz.
Am I to believe that?
Buna inanayım mı?
I can't believe how comfortable I am talking to you over these last months.
Son bir kaç ay boyunca seninle konuşurken ne kadar rahatladığıma inanamazsın.
But believe me, I know who I am... and I won't change my mind.
Ama inan bana kim olduğumu biliyorum ve fikir değiştirmeyeceğim.
Look, Clark, I'm no expert on quantum tunneling or wormholes but if minds like Einstein and Thorne believe time anomalies are possible who am I to rule it out?
Bak Clark, kuantum tünellerde veya kurt deliklerinde uzman sayılmam ama Einstein ve Thorne gibi dehâlâr zaman anormalliklerinin olabileceğine inanıyorlarsa ben kimim de bunu yok sayayım?
Believe me, I am not trying to accuse you of anything.
İnan bana, seni herhangi bir şeyle suçlamıyorum.
Believe it or not, I am a gentleman.
İnan ya da inanma, ben bir beyefendiyim.
As wretched as I am... these Arabs believe that the chastisement that awaits me in hell... is far more severe and lasting.
Adım gibi biliyorum ki bu Araplar cehennemde geçireceğim zamanın daha uzun ve haşin olacağına inanıyorlar.
Yes, I believe I am.
Evet. Ben olduğuma inanıyorum.
Believe me, I am on the level.
İnanın bana, dürüst biriyim.
I know you don't believe me but I am extremely sorry the accident took place.
Bana inanmadığını biliyorum ama kazadan dolayı çok üzgünüm.
What, am I supposed to believe that you've had some epiphany?
Sana vahiy falan mı geldi?
But you need to talk to me and tell me how am I supposed to believe in you... when you don't trust me enough to tell me the truth?
Ama bana söylemen lazım, bu durumda sana nasıl inanabilirim bana doğruyu söylemem konusunda güvenmiyorsun ki.
This is amazing - lm happy that youre happy I am. I mean I cant believe it.
- Bu inanılmaz. - Mutlu olmana sevindim. Yani.. buna inanamıyorum.
But believe me for what I am now, not for what I've done in the past.
Ama bana şimdiki halimle inan. Geçmişte yaptıklarım için değil.
I am not certain I believe Ouimet can win, but I have given up all attempts at prophecy.
Onun kazanabileceğine kesin olarak inanmasam da... bir kehanette bulunamıyorum.
Lieutenant, he doesn't believe I am with you.
Teğmen, o sizinle olduğuma inanmıyor.
Believe, I am skilled in becoming a shadow.
Güven bana, gölge olmakta ustayımdır.
- Why am I supposed to believe?
- Buna neden inanayım ki?
I imagine the birds, they lay eggs and they're like 'Oh my God, I can't believe it came out of my pussy'.
Kuşları düşündüğümde, yumurtluyorlar ve "Aman tanrım, amımdan bunun çıktığına inanamıyorum"
How am I gonna ask Him if I don't even know if I believe in Him?
Ona inanıp inanmadığımı bile bilmezken ona nasıl sorarım?
Why am I hearing a lot more opposition to these windmills than you initially lead me to believe there'd be?
Neden beni başta inandırdığından daha fazla muhalefetle karşılaşıyorum?
Who will believe that I am so easily tricked by you?
Sana bu kadar kolay kandığıma kim inanır ki?
I am so scared that one day you will not believe in me anymore. ( Korean )
Bir gün artık bana inanmamandan çok korkuyorum.
I can't believe I am doing this.
Böyle bir şey yaptığıma inanamıyorum.
I believe in this military, I am urging the Senator support this bill, 66 billion dollars for men and women in uniform.
Senatör'ün üniformalı kadınlar ve erkekler için, 66 milyar dolarlık bu planı onaylamasını son derecede öneriyorum.
I am not! I know when I'm scaring you, believe me.
Seni neyin korkuttuğunu biliyorum.
Now with her gone what am I supposed to believe in now?
Şimdi onunla beraber şimdi neye inanmam gerek?
- I believe I am.
Kesinlikle öyleyim.
I am a modern man, Miss Day. I... believe in progress.
Ben modern bir adamım..
How am I supposed to believe you?
Ve ayrıca kanatlarını da göstermek istemiyorsun. Nasıl sana inanayım ki?
I am willing to believe that you killed Shaitana, but not in the way that you said that you did.
- Bayan, Shaitana'yı öldürdüğünüzü kabul etmeye hazırım ama dediğiniz şekilde öldürdüğünüze inanamam.
I - I believe I'd like to stay, ma'am.
Ben inanıyorum kalmak istiyorum, bayan.
I believe in our cause, and if you can't save my son, I am happy to see the reactors melt down.
Davamıza inanıyorum, ve eğer oğlumu kurtaramazsanız reaktörlerin erimesinden memnuniyet duyarım.
Carefully and many times, and I humbly believe that... I am fulfilling the role of the leader.
Gayet dikkatlice ve defalarca ve naçizane inancıma göre lider rolünü yerine getiriyorum.
My... spanish is not as good as your english, but i believe that that is a birth certificate for Marta Alvarez, am i right?
Benim İspanyolcam sizin İngilizceniz kadar iyi değildir, ama sanırım bu Marta Alvarez'in doğum sertifikası, değil mi?
Sir... I am a person whose parents have been murdered... and no other family connection and feeling... and believe in confidence of messages.
Bayım... ben anne ve babası öldürülmüş... yaşayan başka bir akrabası olmayan... mesajların mahremiyetine inanan bir adamım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]