English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lucky for you

Lucky for you translate Turkish

1,421 parallel translation
Well, it's lucky for you the Munchkins showed up.
Kıtırlar geldiği için çok şanslısın.
Well, lucky for you, I like older man.
Evet, şanslısın, yaşlı erkeklerden hoşlanıyorum.
Lucky for you, there someone I want even more.
Şanslısın ki, daha çok istediğim biri var.
Well, lucky for you, my whole face is British.
Şanslısın, tüm yüzüm İngiliz.
I mean, lucky for you, The Highball was Adam's second home.
Yani, çok şanslısın, çünkü Highball bar Adam'ın ikinci adresi gibiydi.
Lucky for you you're hot, so I'll tolerate you butchering the moves.
Bu yüzden figürlerin içine etmene müsamaha edeceğim. - Bu adil değil.
Lucky for you you're not claustrophobic. Me?
Şanslısın ki kapalı alan korkun yok.
Lucky for you, I've got the biggest ad in the phone book.
Şansına, telefon rehberindeki en büyük ilan benimki.
- Lucky for you, it " s middle of summer.
- Şanslısın, yazın ortasındayız.
Lucky for you, your coach got you a make-up quiz.
Ne? Şanslısın ki, koçun yeni bir sınav ayarlamış.
Lucky for you!
Şanslı seni!
Lucky for you, I haven't said anything at all.
Şanslısın. Daha bir şey demedim.
But lucky for you, there's this.
Bir şansın var, işte bu.
Lucky for you those tats are homemade, homie.
Dövmelerin ev yapımı olduğu için şanlısın, hemşerim.
That's lucky for you.
Sizin için büyük şans.
Lucky for you, all I need is a couple hundred.
Şanslısın sadece iki yüz dolara ihtiyacım var.
Lucky for you, I look really good in pink
Şanslısın ki, pembe bana çok yakışıyor.
Lucky for you, I'm into wrong.
Üzgünüm. Ama yanlış şeylerden hoşlandığım için şanslısın.
Lucky for you, I got some pull around here.
Şanslısın ki, burada benim lafım geçer.
And lucky for you, I'm on my way to Met U. For my financial aid pitch.
Neyse ki kredi istemek için Met Üniversitesi yolundayım.
Lucky for you, it's only Darkos, his son.
Hayır. Şanslısın ki bu sadece onun oğlu Darkos.
Lucky for you it's not in the bar-code system yet.
Şanslısın. Henüz barkod sistemine dahil değil.
Lucky for you.
Senin şansına.
Lucky for you I didn't make any other plans tonight.
Şanslısın ki bu gece başka plan yapmadım.
I was lucky to find this for now. You work full-time here?
Bu işi bulduğum için şanslıyım.
But lucky for that crow you showed up when you did'cause I was gonna come off of these sticks and I was gonna...
Kargaya yaptığın şeye bakılınca şanslıyım. Çünkü bu direkten neredeyse düşüyordum. Ben...
Cos you had to get up around five, have some paella, if you're lucky, a bit of shrimp, then wait for night.
Çünkü 5'te uyanmak gerekiyordu, biraz tavuk, şansın varsa biraz da karides. Sonra geceye kadar bekleyiş.
You are the lucky class chosen for this year's Battle Royale!
Siz seçilen şanslı sınıfsınız Bu yılın Battle Royale'indesiniz!
You're so lucky to watch movies for free. I'll take you next time. Yeah!
Bedavaya film izlediğin için şanslısın.
Um... thanks for saving us Jet. We were lucky you were there.
Bizi kurtardığın için teşekkürler Jet.
Lucky for you we came along.
- Beraber geldiğimiz için şanslısın.
Well, as you can see he wasn't much of a chewer, which was very lucky for us, made it easier to identify the food.
Şey, gördüğünüz gibi bu adam yiyecekleri iyi çiğneyen biri değilmiş, ki bu da bizim yiyecekleri kolayca tanımamızı kolaylaştırıyor.
Skating, that's a good segue because lucky for us, you take pride in sharpening your skates.
Kaymak. Güzel bir geçiş. Şansımız varmış ki patenlerini keskin tutmakla övünüyormuşsun.
Yeah, well, we're all rooting for you, but you might not be so lucky.
Evet, hepimiz sana destek olacağız ama o kadar şanslı olmayabilirsin.
If you're lucky, Vince, they'll put him away for life.
Şanslıysanız ömür boyu hapse girer.
You're lucky I've got some extra pull around here... thanks to my 18 medals for heroism.
Fazladan bir serbest bırakma hakkın olduğu için şanlısın. Kahramanlıklarımdan dolayı aldığım 18 madalya sağolsun.
I'm sorry for not realizing how lucky i was to have you.
Sana sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu anlayamadığmdan affet beni.
You ended up being extremely lucky for me, Ace.
- Bana çok şans getirdin As.
Anybody would be lucky to have you working for them.
Seni alacak şirket çok şanslı.
Yeah, well, lucky for me, you don't get paid for your opinions.
Pekala, neyse ki sana düşüncelerin için para ödenmiyor. - Meşgulüm. - Bütün hafta burdayım.
And you! You're lucky I don't press charges against you for assault.
Sana gelince, şanslısın seni saldırıdan gözaltına almıyorum.
And if you're lucky, there'll be something else waiting for you there too.
Şanslıysan orada seni bekleyen başka şey de olacak.
Hey, Sarge, uh, Lucky and me were wondering if we could talk to you about those orders for tomorrow?
merhaba, çavuş, uh, şanslı ve ben yarın için verilen emirle ilgili sizinle konuşup konuşamayacağımızı merak ettik.
Lucky for you, he's better.
Şansınıza iyileşmiş.
Lucky for you I was able to do damage control with your tutor.
- Bir daha olmayacak.
Because if you're lucky, maybe you won't be married for much longer.
Çünkü şanslıysan, o kadar uzun süre evli kalmazsın.
Lucky for you he had a little sports injury.
Şansın varmış da küçük bir spor kazası geçirmiş.
You lucky your boy got mad love for you.
Adamının seni deli gibi sevdiği için şanslısın.
And you're really lucky, because there are so many more books for you to read and so many places for you to see.
Ve çok şanslısın çünkü okuyabileceğin daha çok kitap var. Ve göreceğin çok yer var.
Well, I wasn't aiming right for his mouth, but sometimes you get lucky.
Ağzına nişan almamıştım ama şans bazen yaver gidiyor.
You and all the other bastards... lucky enough to be here... children of sin, spawn of the damned... are all named for saints... saints who are disciplined, saints who are chaste.
Bu benim adım değil. Sen ve diğer piçler burada olduğunuz için yeterince şanslısınız. günahkar çocukları, lanetlenmiş tohumlar... bunlar azizlerin adlarıdır! Disiplin edilmiş azizler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]