English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You got a little

You got a little translate Turkish

3,615 parallel translation
- You got a little extra hot sauce, huh?
Fazladan sos ha?
You got a little coffee stain on your shirt there.
Üzerinde küçük bir kahve lekesi var.
Oh, you got a little one, uh?
Oh, seninki biraz ufak demek, uh?
You got a little problem.
Ufak bir sorunun var.
You got a little something on you right there.
- Şuranda bir şeyler var.
Uh. You got a little some...
- Senin de yüzünde- -
You got a little something...
Küçük bir şey var, nedir o?
So you got a little fucking scared.
Biraz korkuttuk amına koyayım işte.
You and Strauss got a little history?
Sen ve Strauss'un ufak bir geçmişi mi var?
And you cooked it so the noodles got a little crunchy?
Şehriyeler hafif çıtır olana kadar kızarttın mı?
You got to admit, it was just a little bit fun reeling in that big fish, though, huh?
Kabul etmelisin, kocaman balığı makaraya almak biraz eğlenceliydi, ha?
The show kind of got away from you a little.
İpin ucunu biraz kaçırdın.
Honey, do you think you're nervous because you've got a little crush on Mr. Jarvis?
Tatlım, Bay Jarvis'ten biraz hoşlandığın için mi gerginsin acaba?
I got a little job for you.
Sana küçük bir görev vereceğim.
If I got to bend the rules a little bit to get a bad guy off the street, I'm gonna do it, and you would, too.
Kötü bir adamı yakalamak için kuralları biraz esnetmem gerekiyorsa bunu yaparım, ve sen de yaparsın.
He says, "stick it in the barn. " You crack it out in a year or two when you've got a little money. "
"biraz para kazanınca bir iki yılda çözüm bulursun."
Oh, come on, you got to admit, it was a little...
Lütfen itiraf et, sen de biliyorsun...
You got to arch your back a little bit.
Sırtını biraz daha kambur yap.
Anyway, I got a little ♪ surprise for you. ♪
Her neyse, senin için ufak bir sürprizim var.
Okay, you put a little twang behind that that beautiful voice of yours, get the right person behind you, and boom, you got magic.
O güzel sesini biraz genizden çıkarırsın, arkanada doğru kişiyi alırsın, ve işte sihir.
Annie, you got to be a little bit more careful when you're messing with somebody else's life.
Annie, başkalarının hayatına burnunu sokarken biraz daha dikkat et.
You got a tight, little ass...
Götün sıkı ve ufak.
I got you a little gift.
Size küçük bir hediye aldım.
So we got a little rule book that says you only go after murderers.
Küçük bir kural kitabımız var, diyor ki sen sadece katilleri öldürüyorsun.
God, you got a hot rod little bod and everything.
Vücudun yanıyor bitiyor be.
Well, you got to cut him a little slack... it is his honeymoon.
İyi, biraz gevşemek için sebebi var... bu onun balayı.
Yeah, tell him that. Oh, by the way, I got you a little something.
Oh, bu arada, senin için küçük bir şeyim var.
Yeah. I got in a little trouble, you know, and once you got a record, it's hard to find a job.
İnsanın bir kez sabıkası olunca iş bulmak zor oluyor.
Sometimes you got to work a little outside the system, Bones.
Bazen çalişmak için düzenin dışına çıkıyorsun, Bones.
I think we should loop Al in on that little offer you got from your
Sanırım, Al'a yeni arkadaşın Bay Morgan'ın sana yaptığı küçük teklifi...
You got that? that is. I could make a buttload of swords that will shatter yours into a million tiny little pieces.
Elimde doğru malzemeler olduğu sürece kılıcını çıra gibi yakacak bir kılıç yapabilirim.
Well, I know it was a little traumatic for you, but I for one am very glad you got traded.
Senin için travmatik olmuş olabilir ama transfer oluşun beni çok gururlandırdı.
- I got you a little upset.
- Biraz sinirlendin.
Then I figure you need a little bit of a pick-me-up because it's got to be a goddamn daunting thing to fucking reconsider your entire fucking life trajectory!
Sonra da konuşmaya ihtiyacın olduğunu fark ettim çünkü tüm hayatının tehlikeye girdiğini görmek korkudan altına sıçmana sebep oluyordur galiba!
Did you hear Dean's little girl got a dick now?
Dean'in küçük kızının artık siki olduğunu duydun mu?
Got a little something you might want to hear.
Duymak isteyebileceğin birşey olabilir.
♪ girl, you got your sexy ways ♪ Look, the other day in Addison's office, I felt like I saw a little something going on between you two.
Baksana, geçen gün Addison'ın odasındayken ikiniz arasında bir şeyler varmış gibi hissettim.
I got a little something for you... here.
Senin için bir şey getirdim, işte burada...
You've got to help me a little
Biraz yardımcı ol.
I'm sorry, Howard, but I got to tell you, I'm a little relieved you're not going.
Üzüldüm Howard ama yine de söyleyeyim gitmediğin için biraz rahatladım.
You know, with Howard and Bernadette getting married, I got caught up in a little wedding fever.
Howard ile Bernadette evlendiği için ben de düğünden biraz etkilendim.
I've got a little bald spot right here, but I take pills, so as long as we have medical coverage, you know, it should be fine.
Kafamın şurasında saç çıkmayan bir yer var. Ama hap kullanıyorum. İlaçların halledemeyeceği bir şey değil, geçer.
Got a call you had a little trouble.
Ufak bir sorununuzun olduğunu söylediler.
Hey, guys, before I forget, I got you a little groomsman present.
Beyler, unutmadan size birer sağdıç hediyesi aldım.
But I got to tell you, it was a little on the short side for a warning.
Ama söylemezsem olmayacak, uyarı için biraz kısa kesmişsin.
We got you, you little vest-wearing son of a bitch!
Enselendin, yelek müptelası piç. Hayır, hayır.
You got to chill out a little bit.
Biraz rahat olmalısın.
It's a cool little town you got here, you know, once you get used to it.
Küçük güzel bir kasabanız var burada. Alıştıktan sonra sorun yok.
You got a lucky little kid in there.
- İçindeki bebek çok şanslı.
We got you a little something for your birthday.
Doğum günün için küçük bir hediyemiz var.
Oh, hey, Stuart, I got you a little souvenir from my trip to space.
Baksana Stuart, sana uzaydan küçük bir hediye getirdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]