Ben senin translate Russian
14,786 parallel translation
Ben senin babanım.
Я твой отец.
Ben senin beyaz zırhlı şövalyenim demek?
Значит, я твой рыцарь в сверкающих доспехах?
- Ben senin arkanı kollarım, sen de benimkini.
– Я прикрываю тебя, ты меня.
Sorduğum bu değil. Ben senin bu insanların nereye gittiklerini bilip bilmediğini soruyorum? Tek tek her kişinin?
Я спрашиваю, знаете ли вы, не куда отправили всех этих людей, а конкретного каждого?
- Ben senin dediklerine uyuyorum.
- Я понимаю, о чем ты.
Ben senin ne dediğini biliyorum.
Я знаю, что имеешь в виду ты.
Kocanım ben senin!
Я твой муж!
Ben senin kızınım ve seni özledim.
Я твоя дочь, и я соскучилась.
Sanırım ben senin oğlunum.
Кажется, я ваш сын.
Ben Ben senin...
Я... Я думал, ты...
Ve ben senin acı çektiğini görmek istemiyorum.
А я не хочу, чтобы тебе было больно.
Tabii, ben senin tahlil sonuçlarına inanan bir salağım.
Конечно, я дура которая верит результатам сканирования.
Hay ben senin...
Сукин сын.
Bunu kimse yapamazdı. Ben senin adına yaptım.
Никто из вас не мог, пришлось мне сделать это за вас.
Yalnız ben senin paraya önem verdiğini hiç zannetmiyorum.
Видите ли, мне кажется, вам плевать на деньги.
Ben götürebilirim ama çıkışta senin alman lazım.
Я его отвезу, но забрать должен ты.
- Efendim... - Bak bu yoldan ben de senin kadar geçmek istiyorum. Ama en azından temelimizi koruyalım.
Я хочу заниматься этим не больше твоего, но мы должны прикрыть тылы.
Bak, tüm ülke senin rüşvetçi olduğuna inanmak istiyor. Ben de aranıza sağlam bir...
Страна хочет верить, что вы коррумпированы, и я проведу очень четкую линию между вами...
Bak, ben sana yardım edebilirim, ama bu iş için de senin yardımın gerek.
Я могу вам помочь, но для этого мне нужна ваша помощь.
Ve ben de senin geleceğini biliyordum, Cisco gediğe girip buraya doğru....... yola çıkmadan önce.
А я знал, что ты придешь, Циско, еще до того, как ты вошел в брешь и сделал первый шаг в этом мире.
Ben kiraladim, kontratim var, artik benim dairem, senin degil.
Я снимаю её, у меня договор. Мне решать кого селить, не тебе.
Senin arabanla gidiyoruz, ben kullanıyorum.
Твоя машина, я поведу. Моя машина, я поведу.
Benim arabam, ben kullanıyorum. Senin araban, ben kullanıyorum.
Твоя машина, я поведу.
Burası istediği kadar göz korkutucu olsun senin hiçbir zorluktan kaçtığını görmedim ben.
Настолько открыто, насколько позволяет это место, я говорю, что никогда не видел, как ты уходишь от трудностей.
Hızlı olabilirsin, ama ben de suda senin kadar hızlıyım!
Возможно, ты быстрый, но под водой я быстрее!
Biliyorum. Ben de senin kadar endişeliyim.
Я знаю, я также беспокоюсь, как и ты.
O insan ben olamam. Senin olmana da izin veremem.
Я не могу стать этим человеком.
Ben hala senin annenim, nerede olursak olalım, ya da nasıl görünürsek görünelim, ben her zaman annen olacağım, tamam mı?
Я все ещё твоя мать, несмотря на то где мы или на то, как это выглядит, и я всегда буду твоей мамой, окей?
Çünkü senin aksine ben gerçekten bir bebek doğurdum. Kitaba falan ihtiyacım yok.
Мне не нужны книжки.
Ben yarın senin evine gelirim.
Я приду к тебе завтра.
Ben sadece senin için en iyisini istiyorum.
Я просто хочу лучшего для тебя.
Kanka senin bu nazik teklifin karşısında şimdi ben biraz nankör gibi gözükeceğim ama lütfen şimdi söyleyeceklerimi daha önceden hazırladığımı bil.
Знаешь, я всё же скажу, хотя после твоего щедрого предложения это прокажестся верхом неблагодарности, но будь уверен, я взвесил всё, что собираюсь сказать.
Senin gibi hassas çocuğun hâlinden anlamıyor ama ben anlarım.
Ей не понять твою чувствительную натуру. Но я понимаю.
Senin gibi hassas çocuğun hâlinden anlamıyor ama ben anlarım ve seni asla terk etmeyeceğim.
Ей не понять твою чувствительную натуру. Но я понимаю. И я тебя не брошу.
Senin gibi ben de bunun aptalca olduğunu düşünüyorum.
Слушайте, я, как и вы, считаю это дурацкой затеей.
Senin hatalarından biriyim ben.
Я одна из твоих ошибок.
Ben seni... Ben seni tanımak istiyorum ve senin de beni tanımanı istiyorum, tamam mı?
Я хочу... узнать тебя и хочу, чтобы ты узнал меня, хорошо?
Evet, tamam. Bak, onu dedim ama ben... Senin için endişeleniyorum, hepsi bu.
Да, ладно, я так сказал, но... я просто переживал за тебя.
Ben de öyle düşünmüştüm. Adam Gould bana tüm övgüyü senin alman gerektiğini söyleyen kaynakları olduğunu söylediğinde bu yüzden şaşırdım.
Я тоже так думала, поэтому удивилась, когда Адам Гулд сказал мне, что, по сведению его источников, это была ваша заслуга.
Çünkü ya sen gideceksin ya da senin hakkında bir şeyler bulamazsam ben.
Либо уйдешь ты, либо я, если ничего не найду.
Peşin nakit para haricinde teklif edebileceğim bir şey yok ama bana inan ki, senin yaptığın şeyi ben de yapmak isterdim, yani
У меня нечего предложить тебе, кроме обычных денег, но, поверь, я просто хочу, чтобы и дальше занимался тем, чем занимаешься...
Chip, ben gerçeğin senin düşündüğün gibi iyi bir arkadaşın olduğunu sanmıyorum.
Чип, просто я полагаю, что правда не такой уж прекрасный друг, как ты думаешь.
Senin gibileri çok gördüm ben.
Знаешь, что? Я уже видел таких, как ты.
Ben yeni bir iş buldum diye senin hayatın raydan mı çıktı yani?
Я согласилась на работу, а твоя жизнь пошла под откос?
Ben de bunu senin senin için yapıyorum sanki.
Так а я это делаю для себя...
Bu hastalığa yakalanacağını bilseydim, bütün hislerim yokolurdu ve senin yerine ben hastalanmak isterdim.
Если бы я знал, что с твоей болезнью все мои чувства исчезнут. Я бы не задумываясь поменялся с тобой местами.
Ben Gandhi'yi tercih ederdim ama bu senin suçun değil.
Ну, я бы выбрала Ганди, но это не твоя вина.
Sen kafamın içindeyken ben de senin hakkında bir şeyler gördüm.
Ты знаешь, когда ты была в моей голове, я мог видеть твои воспоминания.
Senin dairene taşınmasını isteyen kişi ben olabilirdim öyle mi?
Это я попросил бы ее переехать в твою квартиру?
Beni mutlu edecek tek şey ben öldükten sonra yerime senin geçeceğini bilmek olurdu.
Единственное, что радовало бы меня, - это знание того, что ты продолжишь после моей смерти.
Yanlış bir şey yaptığım için kâbuslar gördüğümü senin davanın erdemli olduğunu söyleyebilirsin ama ben de davamın erdemli olduğuna inanıyordum.
Можете сказать, что меня преследуют эти демоны, потому что я был не прав, а ваша цель праведная. Но я тоже верил, что у меня праведная цель.
ben seninim 27
ben seninleyim 22
ben senin annenim 49
ben senin gibi değilim 42
ben senin kocanım 27
ben senin karınım 18
ben senin dostunum 53
ben senin oğlunum 21
ben senin babanım 71
ben senin arkadaşınım 45
ben seninleyim 22
ben senin annenim 49
ben senin gibi değilim 42
ben senin kocanım 27
ben senin karınım 18
ben senin dostunum 53
ben senin oğlunum 21
ben senin babanım 71
ben senin arkadaşınım 45
ben senin yaşındayken 21
ben senin kardeşinim 25
ben senin tarafındayım 26
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
ben senin kardeşinim 25
ben senin tarafındayım 26
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
senin neyin var 538
seninle evleneceğim 47