English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir soru daha

Bir soru daha Çeviri Fransızca

753 parallel translation
Sadece bir soru daha sormak istiyorum.
Une dernière question.
Bir soru daha.
Encore une question.
Bir soru daha. Polis tarafından aranıyor musunuz?
Une dernière question.
Sağolun... Ah, bir soru daha.
Encore une question.
Bir soru daha Çavuş.
J'ai une dernière question.
Bir soru daha -
Une question encore :
- Bir soru daha.
- Encore une question...
Son bir soru daha.
Encore une question.
Sormak istediğim bir soru daha var.
Encore une question :
O halde var say ki, sen döngülerle konuşmayı bıraktın ve bütün bunların ne anlama geldiğini bana anlattın. Sana bir soru daha sorayım.
Arrête de tourner en rond et dis moi que quoi il s'agit laisse moi te poser encore une question.
Bir soru daha sormaya çalışacağım.
J'ai une dernière question.
Son bir soru daha, Mösyö.
Encore une question.
Bir soru daha.
Dites-moi autre chose.
Bu durumda bir soru daha sormak istiyorum.
Dans ce cas, je voudrais vous poser une autre question.
Tamam, bir soru daha.
Une dernière.
Ama bir soru daha sormalıyım.
Mais je dois vous poser une question.
Bir soru daha. Hidrojen bombasından neden bu kadar farklı?
En quoi Elle diffère de la bombe "H"?
Hey, Shinjo! Seni daha da yorduğum için bağışla, ama bir soru daha sorabilir miyim?
Shinjo... excusez-moi de vous déranger.
Hemşire, bir soru daha.
Une autre question?
-.. bir soru daha sorabilir miyim?
- Puis-je poser une dernière question?
Bir soru daha.
Encore une question. Dis-moi franchement...
Bayan Fosgate'e bir soru daha yönlendirme açısından.
Encore une question pour Mme Fosgate dans le réinterrogatoire.
Sana sormak istediğim bir soru daha var, doktor.
Encore une question, docteur.
- Bir soru daha? - Bir tane daha mı?
- Encore une question.
Davalı için bir soru daha.
Accusé! Encore une question!
Sadece bir soru daha.
C'est le premier homme que vous avez tué?
Bir soru daha sor.
Pose-moi d'autres questions.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Size bir soru daha sormak istedim.
- Une petite question.
Bilmiyorum... ilginç. Biraz daha soru sordular ve bir anda çay ve tost geldi.
je ne sais pas... bizarre ils m'ont posé un tas de questions et tout à coup...
Bir soru daha.
Encore une chose.
Bir daha çıktığında onu tutarım, siz de soru sorarsınız.
- Non. Dès qu'il ressortira, Posez lui des questions.
Eğer bana bir soru daha sorarsan, bu odadan çıkıp asla geri gelmeyeceğim.
Et si vous posez encore une question, je quitterai cette pièce!
Burada bir gelenek var. Bir insan cezası tamamlandıktan sonra majestelerinin konuğudur ve geçmişi hakkında asla soru sorulmaz. Bir kez daha suç işlerse tabii Tanrısına kavuşur.
Il est d'usage ici qu'une fois sa peine purgée, on n'enquête pas sur les antécédents d'un homme à moins qu'il n'enfreigne à nouveau la loi.
Amerika'da bir köpek ezilse daha fazla soru sorarlar.
Chez nous, on enquête plus quand un chien est écrasé.
Tanışmamız, tanışma biçimimiz. Hiç soru sormadan, bir daha asla ayrılamayacağımızı bilerek birbirimizi anlamamız.
Comment et pourquoi nous nous sommes rencontrés, notre façon de comprendre sans questions ni surprise que nous ne serions plus séparés.
Çıkmak istiyorsanız durmayın, bana bu konuda bir daha soru sormayın.
Démissionnez si vous le voulez, mais ne venez pas m'en parler.
Bana böyle bir soru sormaktan daha iyisini biliyorsun.
Tu connais mieux la réponse que moi.
Hiç bir adama soru sorarak onu daha iyi tanıyabildiniz mi?
Avez-vous déjà appris à connaître un homme en le questionnant?
- Daha basit bir soru sorun.
Posez-m'en une plus facile. Mais c'est une question facile.
Her şeyi unutacağım. Sana bir daha bu konuda soru sormayacağım.
Jure, et ces scènes n'auront plus lieu.
Bence detaylar hakkında hiç kimsenin aklında bir soru işareti kalmaması daha iyi olur.
Je crois qu'il vaut mieux que personne n'ait de doute au sujet des détails.
Mahkemede söylediklerime ekleyecek bir şeyim yok. Bir soru daha sormak istiyorum.
Je n'ai rien à ajouter à ce que j'ai dit au tribunal.
- Daha kolay bir soru sor.
Pose-moi une question plus facile.
Asıl soru şu ; Los Angeles arabayla iki saatten daha az sürerken, bir pilota neden ihtiyaç duysun?
On est à moins de deux heures de route de Los Angeles, pourquoi utiliser un pilote?
Güneşinizin yanmasından, ırkınızın doğmasından bile daha önce, bir soru beklemekteydim.
Depuis que votre soleil brûle et que votre race a vu le jour, j'attends une question.
Ama ortaya daha da kötü bir soru çıkıyor.
Mais cela soulève une question encore plus grave.
Adil bir karara varmakla ilgilendiğimiz için, size birkaç soru daha soracağım.
Puisque seule la justice nous intéresse, je vais devoir vous poser quelques questions.
- Bir soru daha soralım. - Soralım.
- Posons une autre question.
- Bir soru daha.
- Une dernière question.
Bir yere kaybolmayın, birkaç soru daha sorabiliriz size.
Ne partez pas, nous devrons peut-être vous poser d'autres questions.
Çok daha iyi. Uh, Bayan Stacey, size sadece bir tek soru sormak istiyoruım, sakıncası yoksa.
Je peux vous poser une question?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]