English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne oluyor sana

Ne oluyor sana Çeviri Fransızca

547 parallel translation
Ne oluyor sana?
Qu'est-ce qu'il y a?
Ne oluyor sana böyle?
Qu'est-ce qui t'arrive?
Ne oluyor sana böyle?
Qu'est-ce qui te prend?
Ne oluyor sana söyleyeceğim.
Je vais tout vous expliquer.
Semyon Semyonoviç, Ne oluyor sana?
Sémion Sémionovitch, voyons...
Bırak şu tüfeği! Ne oluyor sana?
Rafael, pose ce fusil.
- Ne oluyor sana?
Qu'est-ce qui t'arrive?
- Marian, ne oluyor sana?
- Qu'est-ce qui t'arrive?
- Ne oluyor sana? - Ne oluyormuş bana?
- Qu'est-ce qui te prend?
- Sandy, ne oluyor sana?
- Qu'est-ce qui te prend?
Ne oluyor sana böyle? Dinle beni.
Qu'est-ce qui te prend?
Ne oluyor sana? Hapse geri dönmek mi istiyorsun?
Vous voulez retourner en prison?
Geoffrey, ne oluyor sana?
Geoff, tu es sous l'emprise de quoi?
Sana ne oluyor, cüce!
Et qu'est-ce que ça peut te foutre?
- Sana ne oluyor böyle?
!
Sana ne oluyor ki dostum?
Qu'est-ce que ça peut te fiche s'il est à moi!
O zaman dün gece Lakeview meyhanesini dağıtmak da ne oluyor? Sana Kuzey Yakasından uzak durmanı söylemedim mi?
Ça veut dire quoi de faire sauter le bar de Lakeview?
Sana ne oluyor? Ne Rusyası?
Quelle terre russe?
- Sana ne oluyor?
Qu'est-ce qui te prend?
Sana ne oluyor?
Qu'est-ce qui te prend?
- Sana ne oluyor? - O daha çıtır.
- ll est beau gosse.
Sana ne oluyor be?
- Tu débloques?
Bunun gibi çok adam gördüm — Ne oluyor sana, Kinch?
C'est non. - Il a un physique banal. - Ouais.
- Sana ne oluyor, Sefton?
Et alors?
Ne zamandan beri sana ihtiyacım oluyor?
Depuis quand ai-je besoin de vous?
Ama sana baktığında ne düşündüğünü biliyor gibi oluyor.
Quand elle vous regarde, elle a l'air de voir à travers vous.
Bana ne oluyor bilmiyorum, ne zaman sana...
Je ne sais pas ce qui m'arrive, à chaque fois...
Ne oluyor sana?
Qu'est-ce qui t'a pris?
Sana ne oluyor?
Qu'est-ce qui t'arrive?
- Sana ne oluyor?
Un problème?
Sana ne oluyor? Kiminle istersem çıkarım tamam mı?
J'ai le droit de voir qui je veux.
Yaşlı bayan nasıl oluyor da sana çukur kazdırmıyor veya odun kırdırmıyor.
Elle ne vous fait pas creuser des trous et couper des bûches?
Sana ne oluyor?
C'était mérité, ça?
Hadi dostum, ne oluyor sana?
Qu'est-ce qui t'arrive? Mais pourquoi nous?
Atlarınıza atlayın! Burton City'e! Ne oluyor be sana?
Ce n'était pas un ordre, simplement un conseil.
Ne demek oluyor bu? Sana bir teklifte bulunuyoruz demek oluyor.
On a une proposition à te faire.
Sana ne oluyor anlamıyorum, ilişkimiz seni hiç alakadar etmez.
- Ça ne vous regarde pas, enfin.
Sana ne oluyor...
Ichi, tu es...
İnsanlar arasında neden bu tip sorunlar oluyor anlamıyorum. Ama sana söylemem gerektiğini düşündüm.
Je ne sais pas pourquoi il faut semer le trouble entre les gens, mais j'ai tenu à vous le dire.
O para bizimdir. - Sana ne oluyor?
- On va tous se faire avoir.
Benim gibi basit bir avantacının sana ait herhangi bir şeyi almış olabileceğini düşünmene ne sebep oluyor ki?
Un rat comme moi te doit quelque chose? T'es connu. Tu as ta photo dans le journal.
- Ne mi oluyor? Eğer senin en iyi işin buysa, ben sana başka bir iş bulayım. Ne var?
Il se passe que tu ferais bien de chercher un autre boulot.
Sana neler oluyor anlamıyorum Bana hiçbir şey anlatmıyorsun.
Qu'as-tu, en ce moment? Tu ne me dis plus rien.
- İçerken sana ne oluyor?
Quel effet ça te fait de boire?
Sana ne oluyor?
Qu'est ce qui te prend?
David, sana ne oluyor?
Que t'arrive-t-il?
Ve bu adam ; sana muazzam bir atlatma haber için bilgi veren adam oluyor, -... ve sen sana inanmayacağımı düşünüyorsun?
Si c'est la source de ton tuyau, ne t'étonne pas que je sois sceptique!
Bu sadece ilk kez oluyor ve sana nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
Seulement... c'était la première fois. Je ne savais pas comment te le dire.
- Ne oluyor sana?
Pourquoi?
Sana bir radyo alacağım, böylece dışarda neler oluyor bilirsin.
Tu sauras ce qui se passe. Mais ne sors pas et ne parle à personne. Tu es tout ce qui me reste sur terre.
Yıllarca uzak durduğun zamanlar oluyor. Sana yalvarmasam bize asla gelmiyorsun. Geldiğinde de yaptığın tek şey geçmişinle kavga etmek oluyor.
On ne te voit pas pendant des années, il faut te supplier à genoux pour que tu viennes nous voir, et alors, tout ce que tu sais faire c'est remuer le passé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]