English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Where'd you go

Where'd you go translate Turkish

1,088 parallel translation
Here's another thing that happens when your looking for something. Did you ever notice that you'd be looking for something, you might be out in the garage and every now and then you'll go back and look where the thing ought to be?
Garajdasınızdır, ara ara çıkıp geri gelir kaybettiğiniz şeyin, olması gerektiği yeri kontrol edersiniz.
Where'd you go?
Nereye gittin?
you actually go outside, in the street... where people can see you?
Sen sahiden dışarı çıkıyorsun, sokaklara... İnsanların seni görebildiği yere?
* * This is where you go out.
İşte bu dışarı çıkacağın yer.
You know where I'd really like to go?
- Nereye gitmek isterdim biliyor musun?
They don't like to follow a circuit where the shooter may quit winners and then go blow it all on the track, you know?
Atıcının herkesi dışarıda bırakıp sonra oyunu patlatacağı bir düzenden hoşlanmazlar, anlarsın.
Edith, where'd you get... that little go-to-hell hat?
Edith, bu cehennem şapkasını nereden kaldırdın?
Where'd you go?
- Neredesin?
Outside is windy rainy, where do you want me to go?
Dışarıda fırtına ve yağmur var. Nereye gitmemi istiyorsun?
Where'd you go?
Emmy, nereye gittin?
¶ Sometimes you want to go ¶ Where everybody knows your name ¶
Bazen herkesin seni tanıdığı Bir yere gitmek istersin
¶ You want to go where everybody knows your name. ¶
Ve sen herkesin seni tanıdığı O yerde olmak istiyorsun
¶ You want to go ¶ Where everybody knows your name. ¶
Ve sen herkesin seni tanıdığı O yerde olmak istiyorsun
Where'd you go?
Nereye kayboldunuz?
Hey, where'd you go?
Hey, neredesiniz?
You know, if you could mix up a shrinking potion, Witch Fossey we could sit on this twig, float down this stream into the Nile go through the Sudan, past Cairo pop out into the Mediterranean near Alexandria where I'd buy a bottle of retsina and I would toast your beauty.
Bir küçültme iksiri hazırlayabilseydin eğer, Cadı Fossey bu çubuğun üzerine otururduk, bu akıntıdan aşağı doğru Nil Nehrine Sudan'ı geçip, Kahire'den sonra İskenderiye yakınlarında Akdeniz'e çıkardık bir şişe retsina şarabı satın alır, güzelliğine kadeh kaldırırdım.
I'd like to know where you go and what you do.
Nereye gideceğini ve ne yapacağını öğrenmek istiyorum.
You'd be short when you were close to where you didn't have to go.
Ormana gitme tarihin yaklaşınca da reddedersin.
- Where'd you go to college, Halley?
- Sen hangi üniversiteye gittin Halley?
- Where'd you go?
- Nereye gittin?
Where'd you go?
Nereye gidiyorsun?
Where'd you go to?
Nereye gittin?
- Where'd you go? - What the...?
- Nereye gittin?
- So where'd you go first?
- İlk olarak nereye gittiniz?
So, where'd you go next?
Peki, sonra nereye gittiniz.
All you ever do is complain... complain. When Dinkins won, the next day everybody was packin'up. And where'd you go?
Tek yaptığınız şikayet, şikayet Hani Dinkins'in seçildiği gün pılınızı pırtınızı toplayıp New York'u terk ediyordunuz?
- Nippy, where'd you go?
- Nippy, neredeydin?
Where'd you go?
FLORIDA'NlN EN İYİ YEMEKLİ PİYES YERİ Bu sefer nereye gittin baba?
- Where'd you go last night?
Babamda koyuyor ama.
Where'd you go?
Nereye gittin.
THANK YOU SO MUCH! WHERE'D YOUR BROTHER GO?
Ağabeyin nereye gitti?
They have a directory but the problem with it is, even if you figure out where you are and where you wanna go you still don't really know, sometimes, which way to walk because it's an upright map.
Küçük haritaları vardır ama onunla ilgili problem de, nerede olduğunuzu çözseniz de ve nereye gitmek istediğinizi hala hangi yolu kullanacağınızı tam olarak bilememeniz çünkü harita duvarda asılıdır.
- Where'd you go to law school?
- Hangi okulda okudunuz?
Where'd you go?
Neredeydin?
Where'd you go, me friends?
Nereye gittiniz dostlarım?
Caroline, Where'd You Go Off To, Honey?
Caroline, nereye gidiyorsun, tatlım?
You said it : the safest place. He knew the shooter'd go right here...'cause this is exactly where he wanted him to go.
Onun buraya gelmesini istiyordu.
- Hey, where'd you guys go on your break?
- Çocuklar, arada nerdeydiniz.
Where'd you go, to France to get the car or something?
Arabamı getirmek için Fransa'ya falan mı gittin sen?
I tell you where I'd go.
Sana nereye gideceğimi söyleyeyim.
Where'd you go for that tire?
Bu lastikle nereye gidebilirsin ki?
I didn't know where to go, and I know we've drifted apart.. but you're the only person I know here.
Nereye gideceğimi de bilemedim ve yollarımız ayrılmış olmasına rağmen bu şehirde tanıdığım tek kişi sendin.
Well, I guess I'd say either, 'Go back from where you came,'or the preferred Queen's English,
Şey, galiba ; "Geldiğiniz yere dönmenizi istiyorum" derdim ya da, ya da daha nazik olması için :
- Where'd you go?
- Neredeydin?
Where'd you go? GINGER :
- Nereye gittiniz?
- Where'd you go?
- Nereye?
Where'd you go to ref school, Dip Shit Tech?
Hakemlik diplomanı nereden aldın sen?
To win an Academy Award at such a young age is an enormous accomplishment, where'd you go from here?
Bu kadar genç yaşta Oscar kazanmak çok büyük bir başarı. Buradan sonra nereye gideceksin?
If there were one place in the world where you ´ d go, where- -
Eğer dünyada gidilebilecek tek yer kalsaydı, gidebileceğin tek yer...
Steve. Where'd you go?
- Kes sesini, Steve.
Then you'll go to the penitentiary, where the mighty Aryan Brotherhood will make you wish you'd never been born.
O halde hapse gideceksin ve oradaki sevgili Aryan Kardeşliği sana keşke doğmasaydım dedirtecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]