You got to stop translate Turkish
1,249 parallel translation
- You got to stop being hard on yourself.
- Kendine bu kadar katı davranmamalısın.
You got to stop beating yourself up.
Kendini paralamayı kesmelisin.
When you got to stop living up here and start living down here?
Umut etmekten vazgeçip gerçekleri görmeye başlamak gerektiğini?
You've got to put a stop to it.
Benim kaybedeceğimden nasıl emin olabiliyorsun?
You have got to stop neuralyzing MiB personnel.
SGA personelini nöralize etmeyi bırakmalısın.
You've only got one shot, and it will take more than that to stop me.
Sadece bir kurşunun var ve bu beni durduramaz.
- Maybe you got too many furs. - Why didn't you try to stop me?
- Belki de fazla kürk almışsınıdır.
- That's all you got to do. Stop. Oe perso talk at a time.
Ona içmesi için içkimi verdiğimde, beni içkisini içmekle suçladı.
You've got to stop calling me Moltes!
Adımı unut kaç defa söylemem gerekiyor.
# When you stop at the top of a Ferris wheel... # I got it to Freddy "Boom Boom" Cannon... through my friendship with Dick Clark.
Dick Clark ile arkadaşlığımdan dolayı ona Freddie Boom Boom Cannon adını verdim.
You've got to help stop the train!
Bana yardımcı olmalısın! Treni beklet!
They got a medication to make you stop doing that?
İlaçları senin daha iyi olman için vermiyorlar mı?
You've got to stop listening to all those pop lyrics.
Şu şarkıları dinlemeyi bırak artık.
Seriously, you've got to stop coming around and hitting on me.
Ciddiyim etrafımda dolanıp bana vurmayı kesmelisin.
I mean, here you have her driving a bus and the state police trooper wants to stop over, we've got a whole bus full of people, because he sees hijabs.
Bir otobüs sürdüğünü düşün. Ve trafik polisleri sizi durdurmak istedi. Bir otobüs dolusu insanız ve onlar arasında tesettürü görüyorlar.
Hey, security, you've got to stop that behavior over there.
Güvenlik, oradaki gençleri durdurun.
You've got to stop putting yourself down.
Kendini küçümseyip durmayı bırakmalısın.
We've got seconds before Darth Rosenberg grinds us into Jawa burgers, and not one of you bunch has the midichlorians to stop her.
Darth Rosenberg'in hepimizi öğütüp Jawa Burger'e dönüştürmesine saniyeler kaldı. Ama sizde onu durduracak bir bayıltıcı silah yok.
You've got to do something to make him stop, or I...
Şunu sustur. Onu susturmak için bir şey yapmak zorundasın yoksa...
You have got to stop this. I am sure that under there somewhere there is a nice guy.
Kes artık! İçinde bir yerlerde iyi biri olduğundan ve sadece bana yardım etmeye çalıştığından eminim!
She said when she asked you to stop, you got angry.
Senden durmanı istediğinde öfkelendiğini söyledi.
You have got to stop wandering off like this.
Bu şekilde dolanmayı kesmen lazım.
Got no call to stop you.
Seni durdurmak için söyleyeceğim bir şey yok.
You got her to stop crying!
Ağlamasını durdurabilmişsin!
Amy, you've got to stop doing that!
Tamam Amy, şunu yapmayı kes artık!
- You've got to stop doing that.
- Oppenheimer Ödülü için araştırma yaptım.
You've got to stop covering for him.
Onu korumayı bırakmalısın.
You've got to stop, okay?
Şunu yapmayı kes, tamam mı?
You've got to stop turning your medical training into some ego-driven contest.
Ha ne gerekir? Dinle. Tıp eğitimini ego odaklı bir yarışmaya dönüştürmeyi bırakmalısın.
- You've got to stop that baby.
- Onu susturman gerek.
Now, look, man, I'm coming up, so you've got to stop shooting.
Bak dostum, yukarı geliyorum. Ateş etme.
The fact is, the moment Sauvage gets that crown on his head, he'll be able to do whatever he likes with the country that I love, and that is why you and I have got to stop him.
Gerçek şu ki, Sauvage tacı taktığı anda.... sevdiğim ülkeye istediği herşeyi yapabilecek ve... bu yüzden sen ve ben onu durdurmalıyız.
What matters is, you've got to stop blaming yourself.
Önemli olan kendini suçlamaktan vazgeçmen.
You've got to stop fidgeting.
Huzursuzlanmayı bırakmalısınız.
You've got to stop Cerebro now.
Cerebro'yu durdurmalısınız, hemen!
You tell your child to stop biting my dog. He got red marks all over his body from her fangs.
Kızına köpeğimi rahat bırakmazsa her tarafının pati izi olacağını söyler misin?
Please, you've got to stop.
Özür dilerim. Lütfen, artık durmalısın.
Vera, this has got to stop. You shouldn't be in America and I shouldn't be in your room.
bu iş bitmeli vera. sen amerika'da olmamalısın ben de senin odanda olmamalıyım.
You've got to stop it.
Bunu durdurmak zorundasın.
You've got to stop this.
- Buna son verebilirsin.
You've got to stop them, Julian.
Onları durdurmalısın Julian.
Jim, you've got to stop masturbating.
Jim, mastürbasyon yapmayı bırak.
But you've got to know when to stop, don't you?
Ama nerede duracağını bilmen gerekir, değil mi?
I hate to stop you, but I've got one for you and I know you have so many of these things.
Sizi durdurmaktan nefret ederim, fakat sizin içinde bir tane var sizinde başınıza geldiğine eminim.
And I couldn't get over that that's all that tethers us to this planet, you know that... fragile little muscle and it's tiny you know, in the scheme of things... and when you think about all the things that can stop it... there's got to be something else,
Ve bakmaktan kendimi alamadım, hepsi bu. O bizi bu gezegene bağlar, bilirsin... hassas, küçük bir kas... ve o, bütün o düzen içinde, çok küçük... onu durdurabilecek şeyleri düşünürsen... başka bir şey olmalı... o küçük cesur kasın dansetmesini sağlayan, mucizevi bir şey.
Did you stop running from Indiana when you got to the Atlantic Ocean?
Atlas Okyanusu'na vardığın zaman lndiana'dan kaçmaya son verdin mi?
Okay, you've got to stop doing this.
Şunu yapmayı kes.
You have got to stop talking about him.
Giysilerini hiç çıkarmamalıymış.
You have got to stop assuming that I take pens with me everywhere I go.
Gittiğim her yere kalem götürdüğümü düşünmeyi kes artık.
- You got three seconds to stop me.
- Hadi bakalım.
I haven't been very friendly since I got to Oz, but now, I've talked to Suzanne and I'm aware of how hard you've tried to stop your brother's execution.
Oz'a geldiğimden beri pek arkadaşça davranmadım, ama Suzanne ile konuştum, ve kardeşinin infazını durdurmak için ne kadar çok çabaladığının farkına vardım.
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got something for me 35
you got 695
you got a minute 371
you gotta 165
you got me all wrong 20
you gotta be kidding 116
you got something 185
you gotta help me 173
you gotta do something 53
you got something for me 35
you got 695
you got a minute 371
you gotta 165
you got me all wrong 20
you gotta be kidding 116
you got something 185
you gotta help me 173
you gotta do something 53