Hepsi orada Çeviri Portekizce
521 parallel translation
Mektup geldiğinde hepsi orada olmayacak zaten.
Não vão lá estar todos quando a carta chegar.
Hepsi orada mı?
Está tudo aí?
" Kısaca, bilgilerimin hepsi orada.
" Em resumo, todo o meu conhecimento, tal como é.
Hepsi orada değil.
Não está tudo aí.
Gazete muhabirlerinin hepsi orada olurlar.
Vão estar lá os repórteres dos jornais?
Hepsi orada.
Eles estão todos lá.
Hepsi orada ölür.
Era alí que nos colocavam.
Hepsi orada mı?
- Eles estão todos lá?
Birinci sınıf kadınların hepsi orada.
São todas mulheres com classe.
Aile kütüğüne bakın, hepsi orada yazıyor.
Vê a bíblia da família, está tudo lá.
Bak tam karşındalar. Küçük tahtaların hepsi orada.
Tens as pistas á tua frente.
Çünkü emek harcamaya değecek birşey yok. Zaten hepsi orada oturuyorlar öylece.
Está tudo aqui.
Genç bayanların hepsi orada. Teresa!
- As "signorinas" estão todas aqui.
Hepsi orada.
Eles estão lá.
Saymana gerek yok, hepsi orada.
- Não precisas de contar. Está tudo aí.
Hepsi orada... düzenbaz Lago, bir adamın aşkını vahşi bir kıskançlığa çeviriyor.
Estava tudo lá. O lago maquiavélico, distorcendo o amor de um homem num violento ciúme capaz de matar.
Hepsi orada.
- Está tudo aqui.
Hepsi orada.
Está tudo aí.
Hepsi orada.
Está todo aí.
Hepsi orada dedektif. Kendi sözlerinizle.
Está tudo aí, detective, nas suas próprias palavras.
Hepsi orada yazıyor.
Está tudo aí.
- Hepsi orada mı tutuluyor? - Evet.
- E eles estão todos lá presos?
- Sayabilirsin, hepsi orada.
- Pode contar. Está tudo aí!
- Hepsi orada.
- Está todo aí. Pode contar!
Hepsi orada değil, dostum.
Nem tudo, amigo.
Tüm bu kızlar, hepsi orada.
Todas estas miúdas estão lá.
Hepsi orada fethedilmeyi bekliyorlar.
Esse mundo aí fora espera para ser conquistado.
Uyuşturucu veya para işi değil, hepsi orada.
Não foi por drogas ou grana. Deixaram tudo.
Bilirsin, hafif karanlıktır, heryerde köpükler vardır ve hepsi orada, dans ediyorlardır.
Está escuro, há espuma no ar, ela dança de um lado para o outro.
Orada altı cinayet olmuştu, hiçbiri çözülemedi... ayrıca hepsi köyün önemli insanlarıydı.
Houve seis crimes, todos por resolver... e todos homens de alguma importância na aldeia.
Spink ve Robson'da aradığım şey yoktu hani şu içinde barometre filan olan şu hepsi bir arada saattlerden ama Broadham şubelerini aradılar, ve orada bir tane varmış dediler ben de 13 : 30 trenine atlayıp almaya gittim.
A loja não tinha o que eu queria, um daqueles relógios com barómetro e tudo o mais. Mas telefonaram para a sua outra loja em Bradhom e havia lá um. Assim apanhei o autocarro da 1.30 e fui lá buscá-lo.
Yüzlercesi orada kıpırtısız duruyor hepsi bu yöne bakıyor, bekliyor.
Centenas, todos parados, de pé, todos a olhar para cá, á espera.
- Hepsi orada.
Sim
" Şimid hepsi orada.
Agora " tudo se cala.
Orada olursan, arkanı dönmeni isterim hepsi bu.
Se estiver perto, é melhor nem olhar.
Orada bazı ayak izleri var. Hepsi develerin etrafında!
Há rastos de camelos entre as palmeiras, mas já se foram embora, eu não vi ninguém.
Halliwell, Denison, Hughes, hepsi de orada.
O Halliwell, o Denison, o Hughes, estão todos ali.
Orada ilk pozisyonda görüyoruz ve hepsi çıkmaya hazır...
Ali vemos na primeira posição e pronto para arrancar...
Eski mahkeme binası. Orada hepsi...
No velho edifício do tribunal, é lá que eles estão.
Hepsi sizi bekliyor Senyor, yarın öğlen orada olacaklar.
A velha missão. Eles estarão lá amanhã, ao meio-dia.
Adamları orada olsa iyi olur. Hepsi.
E quero lá toda a gente dele.
İçeride kalan askerler orada olduklarını söylemememizi istedi. Çünkü hepsi intihar edecekti.
Os soldados que havíamos deixado lá dentro pediram-nos para não dizermos aos americanos que estavam ali, porque iam todos cometer suicídio.
Doktor, şu anda orada üç Kartal'ım var... hepsi de Voyager'ı hedeflemiş durumda.
Doutor, agora tenho três Águias no espaço, preparadas para destruir a Voyager.
Orada bir yerlerde, hepsi bu. Tüm bilgisayar çıktıları bana...
É algures ali fora, mais não posso especificar, os cálculos do computador mostram...
Ama eğer hepsi orada kapalıysa onları görmek için nasıl gireceğiz?
Mas se estão todas presas lá dentro...
Derneğin birçok üyesi orada olacak, hepsi seninle tanışmak için can atıyor.
A maior parte da Associação vai lá estar, e eles querem conhecer-te.
Gözünüzde orada oturan yaşlı bunakları, su sürahilerini canlandırın. Ve hepsi de çok bıkkın görünüyorlardı.
Imaginem todos esses velhos esquisitos... sentados ali, canecas de água... e todas elas tão entediadas.
Orada duruyorlar hepsi on milyon dolar.
Estão lá, valem dez milhões de dólares.
Orada oturan adamların hepsi şirketin % 3'ünden azına sahipler.
Por junto, estes homens aqui sentados possuem menos de 3 % da empresa.
Bunların hepsi olduğunda orada mıydın?
Estiveste lá quando tudo aconteceu?
... Karanlıktan başka bir şey yoktu orada "Hepsi bu!"
Escuridão e nada mais...
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
oradadır 18
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada neler oluyor 224
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
oradadır 18
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada neler oluyor 224
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada biri mi var 55
orada olurum 25
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
oradan çık 18
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
oradan çık 18
orada durun 51
orada kalsın 17
orada değil 122