English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Ç ] / Çok uzun değil

Çok uzun değil translate Russian

243 parallel translation
Paul, Whitey'den çok uzun değil yani ona ateş ederken ya avizeden sarkıyordu ya da sandalyeye çıkmıştı.
Пол ненамного выше Уайти... так что он должен был висеть на люстре... во время выстрела, или стоять на стуле.
Çok uzun değil, hem de emniyette olurum.
Это не очень много, и я буду в безопасности.
Kış çok uzun değil mi?
Когда же зима-то кончится?
- Çok uzun değil.
- Не долго.
- Namlusu çok uzun değil mi?
- Очень длинный ствол.
Ama bu çok uzun değil.
Черт, да это не много.
O şey çok uzun değildi değil mi?
А внизу у неё платьице прозрачное...
- Çok uzun değil.
Не очень долго.
"Beşikten mezara kadar geçen... " Süre çok uzun değil. " Hayat bir kabaredir, eski dostum
От колыбели... до могильной доски... дорога не так длинна.
Çok uzun değil ama sadece bir kaç karakter.
Недлинное, возможно всего несколько букв.
Çok uzun değil.
- Не долго.
- Birkaç aydır. - Hayatını düşünecek olursan... -... bu süre çok uzun değil.
Не так уж давно, если подумать о всей своей жизни.
Çok uzun değil.
Недолго.
Eh, çok uzun değil.
Не очень долго.
- Yedi gün çok uzun değil...
- Э-э... М-м... - Бен, 7 дней, это огромный срок.
- Çok uzun değil.
- Недолго.
Çok uzun bir zaman değil bay Gordon.
- Не очень долго, мистер Гордон.
Wilma, sen ve ben uzun zamandır birbirimize çok yakın olduk, öyle değil mi?
Вилма, мы с тобой так близки уже столько времени, не так ли?
İki ay çok uzun bir süre değil.
Два месяца - это недолго.
Ama sence de çok uzun değil mi?
Но слишком длинное.
Çok uzun bir gece oldu, değil mi?
Длинный был день, да?
Müzeyi dağıtmak onlar için çok uzun sürmedi, değil mi?
Ну, демонтаж музея не займёт у них много времени, правда?
Çok erken değil m? Bu uzun zamandır gün ışığına çıkmamış tablolar bir süreliğine satılık olmayacak.
О нет, этот шедевр я не буду продавать еще очень долго.
Çok, çok uzun zaman önce,.. ... fazla uzakta değil, bir Carmelite manastırında,.. ... genç bir rahibe varmış.
Давным-давно, неподалеку отсюда, в кармелитской обители... жила молоденькая монашка, очень добрая, очень надежная... которая вела все финансовые дела.
ee, orduya katıldı değil mi? altı uzun ay... kadınsız bu süre çok uzundu onun için.
Бедняжка, шесть месяцев в форте Реюнион, без женщин.
Çok uzun kalmayacak, değil mi?
Но она же будет отсутствовать недолго, не так ли?
Korkarım çok uzun bir süre için değil.
Боюсь, уже ненадолго.
- Çok uzun süre değil. 1 ay.
Только не надолго! Месяц.
ve çok uzun bir sürede değil.
И даже не большую ее часть.
Çok uzun zaman önceydi ama bu unutulacak bir şey değil.
Я знаю, что это было давно... но это не та вещь, которую ты можешь забыть.
Çok uzun süredir bekliyoruz, değil mi?
Мы так долго этого ждали...
Çok da uzun değil.
Это ненадолго.
Ama çok uzun zamandır bu doğru değil.
Но... это не так вот уже долгое время.
Müzik çok uzun zaman önce var olmuş... 10 dakika yeterli değil mi?
Ну... Давным-давно созданы... Твои десять минут ещё не истекли!
Çok uzun zaman önceydi gibi geliyor, değil mi?
Кажется что это было так давно, не так ли?
- Evet, bu kadar uzun değil. Ama çok kovalamacaya katıldık.
Вообще-то, да, так что сейчас вам повезло.
Sekiz saat. Çok uzun süre değil, değil mi?
Восемь часов – немного времени, да?
İşte buradayım ama çok uzun süreliğine değil.
Что ж, теперь я здесь... вот только ненадолго.
Çok uzun zamandır öyle değil.
И уже давно.
- Çok uzun soluklu değil.
- Ненадолго.
Bir gece, çok uzun zaman önce değil, bir adam, bir kadının evine girdi ve ayaklarına dokundu.
Недавно был такой случай, когда мужчина забрался в дом к женщине ночью и приставал к ее ноге.
Onları serbest bırakmak ne kadar uzun sürerse, o kadar çok beraber oluruz, değil mi?
Чем дольше мы их освобождаем, тем дольше мы будем вместе, да?
Sana uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyoruz Frankie, birandan zevk al, ama çok fazla değil
Сейчас он пьет в первый раз. Здоровья тебе и долгой жизни, Фрэнки.
Çok uzun. Hayat kısa değil.
Как долго!
Çok uzun süre yaşamayacak, değil mi?
Ему недолго осталось, да?
Ama hemen değil çünkü uzun... çok uzun sürsün istiyorum.
Но не совсем... я хочу, чтобы это продолжалось, долго, долго.
Çok uzun değil.
Не очень долго.
- Çok uzun süre uyudum, değil mi?
- Я очень долго проспала, разве нет?
Şey, çok uzun sürmeyecek gibi, değil mi?
Что ж, это не займет много времени, так?
Çok uzun bir yaşam değil ama efsanevi.
Не более долгой, чем у других, но более яркой.
"Maalesef çok uzun zamandır değil".
"К сожалению, не очень долго".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]