Üzgünüm canım Çeviri Fransızca
132 parallel translation
Hayır, üzgünüm canım.
Non! Oh, je suis désolé, chérie.
Bilmeden seni kırdıysam, gerçekten çok üzgünüm canım.
Je suis vraiment désolée, mon chéri.
Bunu söyleyeceğim için çok üzgünüm canım, ancak Bay Pollock çok fakir.
Désolé, ma chère, mais M. Pollock n'a pas un sou.
Oh, üzgünüm canım, bu akşam için yok.
Désolée, pas ce soir.
Üzgünüm canım, üzgünüm.
Je suis désolé, mon amour.
Araba için çok üzgünüm canım.
Je suis désolée pour la voiture.
Pekala üzgünüm canım.
Désolée, ma chérie.
- Çok üzgünüm canım.
- Je suis désolé.
- Çok üzgünüm canım.
- Je suis désolée, chéri.
- Ama, canım kızım... - Sizi buna zorladığım için üzgünüm.
Ma chère Navrée de vous entraîner lâ dedans
Canım, çok üzgünüm. Sana haber vermenin bir yolu yoktu.
Navré, je ne savais où vous prévenir.
- Senin canını sıktığım için üzgünüm fakat...
- Désolé de vous déranger ainsi...
Canım benim, Dannreuther için senin kadar ben de üzgünüm ama eski arkadaşlarımızdan biriymiş gibi üzülmüyorum yani.
Je suis désolé pour Dannreuther autant que toi. Mais après tout, il n'était pas de nos plus vieux amis.
Tüm bunlarla canını sıktığım için üzgünüm ama bunu yüz yüze söyleyemedim, ve yazı yazamam.
Désolé de t'embêter avec tout ça, mais... je n'avais pas le courage de te le dire en face et j'écris mal.
Canım seni gelip karşılayamadığım için üzgünüm, bu heykeli bitirmek istedim, harika görünüyorsun.
Excuse-moi de n'avoir pu venir, je devais finir cette statue. Tu es superbe.
Canım çok üzgünüm.
- Chéri, je suis désolée. Vraiment.
Söyleyebileceğim tek şey... - Buraya kadar zahmet ettiğiniz için üzgünüm... - Hayır canım.
Je suis désolée de vous avoir fait venir jusqu'ici.
Canım, çok üzgünüm.
Oh mon Dieu, je suis désolée.
Yok canım. Hayır, üzgünüm.
Pas du tout.
Biraz keyfim yok bugün. Zaten üzgünüm, sen de pamuk diye canımı sıkıyorsun.
Je suis un peu souffrant aujourd'hui, un peu triste et vous me parlez du coton.
Kaçış yok! Canınızı sıktığım için üzgünüm, şef.
Au temps pour nous, chef.
Bu sorularla canını sıktığım için üzgünüm.
Je suis désolée de t'ennuyer avec ces histoires...
Canını sıktığım için çok üzgünüm, ama seni uyarmak zorundayım.
Je suis désolé de te bouleverser, mais je dois t'avertir.
Canını sıktığım için üzgünüm.
Désolé de vous déranger.
Dinle canım, üzgünüm.
Écoute, chéri, je suis désolée.
bir gemi sireni veya kilise çanı... üzgünüm, böyle bir şey duymadım.
La sirène d'un bateau? - La cloche d'une église? - Je suis désolé.
Canım, çok üzgünüm, hiç bozukluğum kalmamış. Sen...? Evet, tabii.
Je n'ai pas de petite monnaie, auriez-vous...
Gerçekten, üzgünüm. Geç kalmak istemedim. Tamam, canım, tamam.
Mais je suis désolé, j'ai tardé à venir...
Bak canım gerçekten çok üzgünüm. Sadece şok geçirir gibi oldum. Doğru düşünemiyordum.
Ecoute, je suis réellement désolé à propos de ça, chéri, mais c'était un tel choc pour moi, je ne savais plus ce que je faisais, j'ai foutu le camp et commencé à boire,
Keyfini kaçırdığım için üzgünüm, canım.
Je suis désolé qu'on vous ait dérangé.
" Canım, üzgünüm ama üç kez dışarı çıktık ve 5.
"Chérie, je regrette, " mais on est sortis 3 fois ensemble,
Çok üzgünüm, canım.
Je suis désolée, bébé.
Çok üzgünüm! Ama benim de canım var.
Désolée, mais je ne suis pas de glace.
Canınızı sıktığım için üzgünüm.
Désolé de vous embêter.
Canınızı sıktığım için üzgünüm.
Je suis désolée pour tous ces problèmes.
Üzgünüm. canını mı yaktım? üzgünüm.
Pardon, je t'ai fait mal?
Hoşçakal, canım, üzgünüm. Hepiniz hoşçakalın.
Au revoir chéri, je suis navrée
Canınızı sıktığım için üzgünüm ama önemli olduğuna inanıyorum.
Excusez - moi de vous importuner, mais je crois que c'est important.
Canını sıktığım için üzgünüm.
Désolée de t'avoir dérangé.
Eleanor, canım, Geciktiğim için üzgünüm.
Eleanor, chérie, je suis désolée d'être en retard.
Canını yaktığım için üzgünüm.
Excuse-moi pour le mal que je t'ai fait.
Leo, canını yaktığım için çok üzgünüm.
Leo, je suis désolé de t'avoir blessé.
Canım çok üzgünüm.
Je suis désolé.
Hayır, canım üzgünüm.
Non, désolé.
Bütün bunlar için üzgünüm, canım.
Je suis désolé pour tout ça ma puce.
Canını sıktığım için üzgünüm.
Désolé de vous avoir vexés.
- Seninle konuşmak bir hataydı. Canını sıktığım için üzgünüm.
J'aurais pas dû venir.
Çok fazla aradığım için üzgünüm fakat ne zaman arayacağımı söylemedin ben de... peki, dinle, daha fazla canını sıkmayacağım.
Désolé d'appeler aussi souvent, mais tu ne m'as pas dit à quelle heure appeler... Bon, je ne te dérangerai plus.
Hayır, üzgünüm, canım, yarım saat için ayrılmıştı.
Il y a une demi-heure qu'il est sorti.
Seni yakalayamadığım için çok üzgünüm canım.
Je suis triste de t'avoir ratée.
Bunu penisinden geçirip mesanene sokacağım Al... ve bunu sana bir defa söyleyeceğim... canını yakacağı için üzgünüm.
Je vais passer ça par votre pénis dans votre vessie, Al. Je vous le dis une fois... je suis désolé pour la douleur.
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
canım acıyor 40
canım yanıyor 88
canımı sıkma 19
canım yandı 26
canımı sıkıyorsun 28
canımı yakıyorsun 103
canımı yaktın 18
canımı sıkıyor 18
canımı acıtıyorsun 103
canımı yakma 23
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
canımı sıkıyorsun 28
canımı yakıyorsun 103
canımı yaktın 18
canımı sıkıyor 18
canımı acıtıyorsun 103
canımı yakma 23
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm dostum 74
üzgünüm geciktim 94
üzgün değilim 42
üzgünüm tatlım 60
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm dostum 74
üzgünüm geciktim 94
üzgün değilim 42
üzgünüm tatlım 60
üzgün mü 36
üzgünmüş 17