English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Buna bakın

Buna bakın translate Russian

192 parallel translation
- Buna bakın.
- Взгляните на это.
Şimdi buna bakın.
Вот, глядите-ка!
Buna bakın. Buna bakın.
Смотри.
Buna bakın, ne kadar sade yine de muhteşem, gösterişsiz.
Взгляните на это кольцо - простое и в тоже время притягивающее.
Buna bakın, efendim.
Взгляните на это, сэр.
Hem kimse, bir de buna bakın.
Ну, кто бы он ни был, взгляните на это.
Buna bakın. Belki de aynı ceket değildir.
Он в том же пиджаке, что и в прошлый раз.
Bir de buna bakın.
- "Скучный" - вот что ты хотел сказать.
Bir dakika, buna bakın.
Я не понимаю.
Şimdi... Buna bakın...
Теперь посмотрите сюда.
Buna bir bakın. Telgraflar, mesajlar, telefon aramaları.
Teлeгpaммы, cooбщeния, звoнки.
Bir kadın olmasaydınız, Miss Plimsoll, size vururdum. Buna iyi bak, Carter.
Если бы вы не были женщиной, мисс Плимсолл, я бы вас ударил.
Bak buna.Requitur kılıcının kopuz başından.
Ёто с руко € ти меча – еквитур.
"Buna dayanarak bakıma ihtiyaç duyacağını düşünüyoruz."
"Учитывая это, будущая забота о нём представляется иной."
Buna karşın, ben objektiflerin arkasından bakıyor, not tutuyor, form dolduruyor ve günlüğümün sayfaları arasından kurtları anlamaya çalışıyorum.
А я сижу за стеклянными линзами, заполняя дневники и бланки форм, пытаясь вместить волка на страницах моего журнала.
Bakın, buna bir tırmanın.
Свыше 1 фута в высоту... Отсюда можно подняться еще выше.
Bakın, buna harcayacak param var.
Послушайте, у меня есть деньги, чтобы потратить их здесь.
Evet! Bak buna bayılacaksın.
Роуз, не отрывай от них взгляда и бей! Думаю, тебе это понравится.
Kaptan, buna bir bakın.
Капитан, взгляните на это.
geldiğiniz için teşekkürler güzel kravat Nelson teşekkürler, sanırım babanın iyi bir bakıcı olmaya çalıştım ancak olamadım ben işe yaramaz birim kullanışsız, eski, yıpranmış... kendimi daha önce hiç bu kadar kötü hissetmemiştim buna vicdan azabı deniliyor
Спасибо, что пришел. Красивый галстук, Нельсон. Спасибо.
Buna inanmayacaksın. Şu çeke bak.
Никогда раньше не обращала внимание на твои руки, дай посмотрю.
Bak, bu Satürn 4B ek motoru, ve bizi dünyanın dışına fırlatır... silahtan çıkan mermi gibi... ayın yerçekimi bizi yakalayıp çekene kadar... ve bizi çevresindeki bir daireye sokar... buna yörünge denir.
Вот, это носитель Сатурн 4Б... и он унесёт нас прочь от Земли... с быстротой пули из ружья... пока лунная гравитация захватит нас и потащит... по кругу над Луной... этот круг называется орбита.
Buna hazır değilsin. Bakın.
Ты не готов.
Buna bir bakın.
Спокойно, ладно?
Bak, buna paranın yemeyeceğini biliyorum ve...
Я знаю, что ты не можешь себе позволить...
Tam anlamadın? Buna bak.
Думаю, это ты поймешь.
- Bir şeyler iç. - Görünüşe bakılırsa, buna benim kadar senin de ihtiyacın var.
Привет!
Buna bakarsın, ama tribünde bak.
Смотри за игрой, но делай это с трибун.
Kadınlar onun arzularını tatmin eder buna karşılık da onlara iyi bakılır.
Они удовлетворяли каждую его прихоть и за это он хорошо заботился о них.
Buna bir bakın.
Посмотрите!
- Aslında buna cevap veremem. Bakın x bir değişkendir ve siz parametrelerini tanımlayana kadar mümkün olan tek cevap "belirsiz" ya da isterseniz x'tir. - Aha!
На самом деле, я не могу ответить.
Bak, senin gibi görünen bir kızın buna ihtiyacı olduğunu anlıyorum. Tamam mı? Ama bana karşı kullanmana gerek yok.
Слушай, я прекрасно понимаю, как девушке с твоей внешностью он необходим, но со мной ты можешь его отбросить.
- Eğlenmenize bakın. - Buna inanmıyorum.
Удачи.
Şuna bak. Orijinal deri koltuklar bez tavan, ve buna bayılacaksınız : Ters açılan kapılar.
Посмотрите сами, классные кожаные сиденья мягкий верх, и, Вам это понравится, обалденные двери.
Bakın, buna inanmak istemediğinizi biliyorum. Fakat... Kesinlikle o.
Послушайте, я понимаю, что вы не хотите верить, но... это он.
Bakın Bay Podell, bu sizin kulübünüz, buna saygı duyuyorum.
Послушайте,... мистер Поддел, я с уважением отношусь к тому, что это ваш клуб. Но если вы не дадите Джорджу Кирби выступить со мной,... я не отвечаю за последствия. Правда.
Bakın, büyükbabamın sözleriyle söylüyorum... "Buna cevap verirsem, bütün ilgi kaybolur."
Как говорил мой дедушка,... чтобы добраться до сути дела, приходиться всё ломать.
Buna benzemiyordur. Treni yakalaması gereken bir adam ve saatine bakıp duran bir kadın. Bir öykünün sırf anlatılması için yaşandığına inanan ve
как парень ждущий поезд, и девушка смотрящая на часы потому-что она верит потому-что она верит, что только ты можешь рассказывать истории, чтобы воплотить их в реальность,
Deniz manzarasına bir bakın. Buna paha biçilemez!
Полюбуйтесь какой вид на море.
Bakın, ben yıllardır buna hazırlanıyorum.
Послушайте, я годами готовился к этому.
O yüzden de... Bakın şu an buna vaktim yok.
У меня сейчас нет на это времени.
Herkesi sikeyim! "Ama çünkü aklınız yerinde değildir, kendinizi iyi hissetmiyorsunuzdur gider ve aslında hiç istemediğiniz, zırvalar satın alırsınız bilirsiniz," Ekvator Kadınlar Halk Korosu Kenny Rogers Şarkılarını Söylüyor. "ve geri götürüsünüz, önünde mor düğmeleri olan kanarya sarısı ceketi ve buna bakıp şöyle düşünürsünüz," Bu bok da ne?
Нахуй всех! "Но... т.к. вы не в себе, не важно себя чувствуете,... вы покупаете барахло, которое вам не нужно,... Типа" Песни Кенни Роджерса в исполнении Эквадорского Народного Женского Хора " потом вы вспоминаете о каком то ярко желтом пиджаке с фиолетовыми пуговицами вы смотрите на все это и думаете :
Ve şahsi hislerimize bakılmaksızın, buna bağlı kalmalıyız. Doğru olmayan hislerimize.
И мы обязаны его выполнять вне зависимости от своих личных ощущений, которые могут противоречить коллективной морали.
Aslında, bu hikayenin, Kongre'nin konuya bakış açısı üzerinde yeterince zorlayıcı bir etki yapıp, köklü değişikliklere neden olacağını düşünmüş ve buna inanmıştım.
Я по-настоящему верил и полагал, что мой доклад будет достаточно убедителен, чтобы вызвать глобальные перемены в том, как Конгресс относится к этой проблеме.
Bakın, bu biraz zaman alacak ama eğer bu bizi buradan kurtaracaksa buna değmez mi?
На это уйдёт время, но если это поможет нам выбраться отсюда, может, попробуем?
Bakın, buna uzlaşma derler.
Так, это называется компромисс.
Gerçeklere bakıp tekrar değerlendirmektir bu, ve buna ihtiyacın var.
Это не оскорбление, это правда. Тебе она не помешает.
- Hey, şuna bakın. Buna ne dersiniz? Arkadaşça bir yarışma?
Дружеский турнир?
Bakın, Kelly evinde ne yapmak istiyorsa yapabilir,... ama bizler de buna dahil olmak zorunda değiliz.
Ну, Келии у себя может творить что хочет. Но всех нас втягивать в это не надо.
Buna iyi bakın.
Присмотрите за плащом.
Lütfen buna bir bakın.
Взгляните на это.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]