Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You never called

You never called перевод на турецкий

599 параллельный перевод
A week, and you never called me up?
- Bir hafta oluyor ve beni aramadın mı?
You never called me.
Ama sen beni hiç çağırmadın ki.
You never called me "Daddy" before. No.
Virginia, imkanın var mı?
How come you never called me?
Neden beni hiç aramadın?
In the past, I could always tell when you were feeling hostile... because you never called me Mathilde.
Eskiden, ne zaman düşmanca hisler beslediğini bilirdim çünkü öyle zamanlarda bana Mathilde diye seslenmezdin.
You never called us back.
- Bizi geri aramadın.
I left messages, you never called me back.
Mesaj bıraktım ama hiç geri dönmedin.
You never called me back.
Ama sen hiç geri aramadın!
I kept trying to call you, you never called me.
Seni aramaya çalışıp durdum, sen beni hiç aramadın.
You never called it that before.
Hiç böyle dememistin.
- And you never called to confirm?
- Daha sonra hiç aramadınız mı?
That you never called Polhemus the night of the murder.
Polhemus'u cinayet gecesi aramadığını.
Oh. Right. You never called me back.
Ama sen geriye aramadın.
You never called me.
Sen beni aradinmi asla.
You never called the auto club, did you?
- Otomobil kulübünü aramadın, değil mi?
Hey, Harry, you never called!
Hey, Harry, hiç aramadın!
I've never called you, Baxter.
Ben seni aramadım, Baxter.
I've never called you because I cannot bear your incessant moaning and complaining.
Seni aramadım, çünkü senin bitmek bilmeyen sızlanmalarına ve şikayetlerine dayanamıyorum.
What I mean, sir, is that the burglar had never harmed anybody before, yet from your bedroom window when you called in, you asked for me.
Söylemek istediğim, efendim, şu ki, soyguncu daha önce asla kimseye zarar vermemişti, buna karşın daha işin başında yatak odasının penceresinden beni sordun.
You've never read a play called Good Night, Bassington?
Yani, "İyi Geceler Bassington" oyununu da okumadınız mı?
- Is that why you've never called on me?
- O yüzden mi hiç arayıp sormadınız.
You were riding a horse called Caesar, which my father sold you... because, fine horseman though he was, he could never hold him himself.
İyi bir binici olmasına rağmen, zapt edemediği için... babamın size sattığı Caesar adında bir ata biniyordunuz.
It's called Never Again. May I show it to you?
Adı "Bir Daha Asla" Size gösterebilir miyim?
Bert Hanley never wrote you any letter and never called you on the phone tellin'you to sell the house.
Bert Hanley sana mektup falan yazmadı, ne de aradı... Evi satmanı söylemedi.
I've phoned so many times, and you've never called back.
Seni birçok kez aradım ama bir defa olsun beni geri aramadım.
You know, you never asked me why I got married after we called it off.
Ayrıldıktan sonra neden evlendiğimi bana hiç sormadın.
- You got it, honey. I never heard of a game called poo.
- Bilardo isminde bir oyun hiç duymadım.
You never even called him at the hospital.
Hastane yatarken aramadınız bile.
There, poor Flopsy's dead and never called me "mother" - and soon you will all be dead.
Zavallı Flopsy öldü, bana asla anne diyemeden. Yakında hepiniz öleceksiniz.
Your passport says you're called John McDonald, and Julie never met you.
Pasaportun senin John McDonald olduğunu söylüyor, ve Julie ile asla karşılaşmadın.
I am what you've called me many times untouchable which means that you have not touched me and never can.
Sou o que você me chamou várias vezes intocável. Você nem me tocou e nem e tocará.
So I never called you back.
Tamam, seni tekrar aramadım.
Then you'd never be able to make a black kid cry because somebody called him a nigger in school.
O zaman bir daha asla siyah bir çocuk okulda biri ona zenci dediği için ağlamazdı.
To flight three Germans who've never done you any harm... you so-called Christians...
Size hiç zararı dokunmamış üç Almanla savaşacaksınız. Sözüm ona Hristiyan olacaksınız!
I never called you.
Şantaj yaptığın yeter.
You know, I've had a lot of girls, as you can imagine, but I never had one called Marie.
Pek çok kadına sahip olduğumu biliyorsun. Senin de bileceğin üzere daha önce Marie adında bir sevgilim olmadı.
I called, but they could never find you in Bragg.
Ben sizi Bragg'de aramıştım ama bulamamıştım.
- She never called you? - I didn't give her my number.
Numaramı vermemiştim ki.
As you may have read of the remarkable explorations of a Norwegian called Sigerson, but I am sure that it never occurred to you that you were receiving news of your friend.
Norveçli Sigorson'un olağanüstü keşiflerini okumuş olmalısın. Ama eminim arkadaşından haberler aldığın aklına hiç gelmemiştir.
You've never called the bridge before.
Daha önce Köprü'yü hiç aramamıştın.
You never did like being called that, did you?
Sana öyle hitap edilmesinden hiç hoşlanmadın, değil mi?
Come on, Mitch, you have known my father since you were 18 years old and you've never called him by his name.
Babamı, 18 yaşından beridir tanıyorsun ona hiç adıyla hitap etmedin.
Rush toJudgment has all the testimony, you know... of all the witnesses who were never called before the Warren Commission.
Warren Kurulu tarafından önceden çağrılmayan tüm şahitlerin... Rush To Judgement'da ifadeleri var, yani...
I can't blame you. I can't believe she never called you back.
Seni suçlamıyorum. Seni aramadığına inanmıyorum.
I would have called you except you never told me where you lived or where your office was.
Seni arayacaktım ama nerede yaşadığını ve ofisinin nerede olduğunu hiç söylemedin bana.
Man, I knew I never should've even called you.
Dostum, seni hiç çağırmamam gerektiğini biliyordum.
I would never have called you in here unless I was certain.
Kesin olmasa sizi buraya çağırmazdım.
She called. Wondered why you never came home last night.
Aradı ve dün gece neden eve gelmediğini sordu.
Yeah. We called before, about an hour ago, and you never came.
Evet, yaklaşık bir saat önce aradık.
And I know why that dentist, Alan, never called you back.
O dişçinin, Alan, neden seni hiç geri aramadığını biliyorum.
Called me a son of you-know-what lots of times, never no son of God.
Bana defalarca falan filan - çocuğu dediler, hiç Tanrı'nın çocuğu demediler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]