Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You never listen

You never listen перевод на турецкий

689 параллельный перевод
You never listen to me.
Hiç bana kulak asmıyorsun.
You never listen to me, Leo.
Beni hiç dinlemezsin, Leo.
You never listen.
Beni dinlemiyorsun.
You never listen to me.
Beni hiç dinlemezsin zaten.
You never listen to me when I try to make you see how wrong you were.
Bunun ne kadar yanlış olduğunu sana anlattığımda beni dinlememiştin. Evet.
You never listen, do you? Naughty.
Hiç dinlemiyorsun değil mi, seni yaramaz.
You never listen to me.
Asıl sen beni hiç dinlemiyorsun.
I warned you about being trigger happy. You never listen.
Ben sana öyle ateş etme demiştim.
You never listen.
Asla dinlemezsin.
You never listen to a word I say.
Söylediklerimin tek kelimesini dinlemiyorsun.
You never listen!
Hiç dinlemezsiniz.
You never listen.
Hiç dinlemiyorsun.
- You never listen.
- Hiç dinlemiyorsun.
- Because you never listen.
- Çünkü asla dinlemezdin.
That's the trouble with you people. You never listen.
Sizin sorununuz bu işte, asla dinlemiyorsunuz.
Listen. You never sent me a flower in your life.
Hayatında bir kez bile bana çiçek göndermedin.
If you listen to us, you'll never take it.
Eğer bizi dinlersen, çocuğu oraya asla götürme.
Oh, never mind about that. You'll wake up in a minute. Now listen to me carefully, darling.
Birçok çocuğun eğitim alıp, doktor veya avukat olduğu bir Yahudi mahallesinde büyüdü.
Listen, dear, I've never lied to you, have I?
Dinle canım. Sana daha önce hiç yalan söylemedim, değil mi?
No nonessentials. Never listen to another woman if you want to know how you look. Ask a man.
Nasıl göründüğünüzü öğrenmek istiyorsanız, asla bir bayana değil, erkeğe soracaksınız.
Listen, you and I never had a fight, remember? I'm sorry.
İkimiz daha önce hiç kavga etmedik, değil mi?
I never listen to you when you're being morbid.
Hoş olmayan şeylerden bahsettiğnde, asla dinlemem, biliyorsun.
Listen Diane, once you've been tried for a crime and acquitted, you can never be tried again, of punished for it.
Bir kere yargılanıp aklanmışsan, tekrar yargılanamaz ve cezalandırılamazsın. Ama suçluyum!
Listen, I've never asked anything from you, but this time you have to do something to free Roberto.
Dinle, şimdiye kadar senden hiçbir şey istemedim fakat bu kez Roberto'nun serbest kalması için bir şeyler yapmalısın.
Never mind how you look, listen to me.
Nasıl göründüğünü boşver, beni dinle.
You never had to pound on doors to get people to listen to you.
Seni dinlemeleri için kimsenin kapısını çalmadın.
Listen to this one. "Dear Lonesome, though I never set eyes on you..."
Şunu dinleyin. "Sevgili Yalnız, seni hiç görmesem de..."
You can tell him I'll never listen to his filthy program again.
O iğrenç programını bir daha izlemeyeceğimi söyleyin.
You're utterly ruthless and never listen to anyone but yourself.
İnsafsızsın birisin ve kendin dışında kimseyi dinlemiyorsun.
But listen, I never came here tonight and you never saw me.
O kadar değil. Ama bakın, bu gece buraya gelmedim. ... Beni hiç görmediniz.
You despise me. You won't listen. You've never listened to me.
Beni hor görüyorsun.Hiçbir zaman beni dinlemedin.
Listen, I'm going to do you a lasting favor, to make sure that you never marry that precious, Vassar-wrapped bon-bon!
Dinle, sana kalıcı bir iyilik yapacak ve şu değerli, ukala bon bon kızla asla evlenmemeni sağlayacağım.
Listen. You know I never had any grandparents?
Ben nine ve dedelerimi hiç tanımadım.
( Sailor laughing ) See, I never listen to gossip, so I let you alone.
Ben dedikoduları dinlemem.
You just never listen.
Hiç dinlemezsin.
Ladies and gentlemen, and listen to a tale of adventure of a life of which you have never heard before.
Bayanlar ve baylar, böyle mistik bir macerayı hayatınız boyunca... duymadığınızdan eminim.
You could never listen to anyone.
Hiç kimseyi dinleyemezsin.
Listen, I never got to thank you all for your hospitality.
Daha önce misafirperverliğin için teşekkür etmemiştim.
Listen, how come I never see you with any medical books?
Dinle, niye seni hiç elinde tıp kitabıyla görmüyorum?
It seems you never want to listen to what I have to say.
Söyleyeceklerimi dinlemek istemiyormuş gibi görünüyorsun.
- You've never been on... trial here and had to listen to liars, paid by the government, talking crap.
- Asla burada duruşmada olmadınız ve saçmalayan, hükümet tarafından para yedirilen yalancıları dinlemek zorunda kalmadınız.
They'll never listen to you anyway.
Nasıl olsa seni dinlemeyecekler.
I'm gonna tell you once, never again, so listen tight.
Bir kez söyleyeceğim, tekrar etmeyeceğim, Bu yüzden iyi dinle.
Even though you've known him since childhood, he'II never listen to you.
Onu çocukluğundan beri tanıyor olsan da, seni asla dinlemeyecek.
Now, listen, you pimple head, when I finish with you, you'll wish you were never born.
Şimdi beni dinle kuş beyinli seninle işim bittiğinde, keşke doğmasaydım diyeceksin.
Listen, darling, you've never heard the Speedway when we're cooking.
Dinle tatlım, tam gazken Speedway'i hiç dinlemedin.
Listen, I promised I'd never double-cross you.
Bak, seni aldatmayacağıma dair söz verdim.
Listen... swear you'll never say a word to anyone!
Dinle... Söz ver, asla kimseye bir şey söylemeyeceksin.
Yes. Listen, you'll never guess in a million years.
Dinle, asla tahmin edemezsin.
Listen, Larry, never had the feel they are watching you?
Larry, hiç izleniyormuş hissine kapıldığın oluyor mu?
So that's what you do at night... you listen to music instead of your communications band. - Never.
Demek ki sende geceleri telsizi dinlemek yerine bu kanal da müzik dinliyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]