Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You never know

You never know перевод на турецкий

16,515 параллельный перевод
You never know where I'll turn up.
Nereden çıkacağım hiç belli olmaz.
Besides... you never know when we might need his unique services.
Ayrıca eşsiz hizmetlerine ne zaman ihtiyaç duyacağımız hiç belli olmaz.
It's Felicity, so, you know, you never know.
Felicity olduğu Böylece, bilirsin, asla bilemezsiniz.
You never know what you're gonna find behind a new open door.
Yeni bir kapıdın arkasında ne bulacağını asla bilemiyorsun.
And you better be telling us'cause, you never know, there's fires that happen.
Bize söylesen iyi olur çünkü burası alevler altında kalabilir.
- You never know what you're talking about.
- Neden bahsettiğini hiç bilmiyorsun. - Neden bahsettiğimi hiç bilmiyorum.
Well you never know who a man might know.
Nereden tanıdık bulabileceğini asla bilemezsin.
You shall never know her lips again.
Onun dudaklarının tadına bir daha asla bakamayacaksın.
You'll never know if you keep having drinks with me.
Benimle içki içmeye devam edersen bunu asla öğrenemezsin.
They know you'll never incriminate yourself by digging up their son's body, and without a body it's hard to prove a crime.
Oğullarının cesedini ortaya çıkarıp suçunuzu kabullenmeyeceğinizi biliyorlar. Ceset olmadan da cinayet suçunu ispatlamak çok zordur.
You know, I've never had the opportunity to share war stories with another stone survivor. Come on.
Biliyor musun taştan kurtulan başka biriyle hatıralarımı hiç paylaşamamıştım.
You know, when Aiden died, there were days when I would sit in Jackson Square just daring myself to take this ring off, to give up, and I think part of me knew that I was never gonna be that happy ever again.
Aiden öldüğü zaman Jackson Meydanı'nda günlerce oturup yüzüğü çıkarmaya cesaret edebilirdim pes edebilirdim sanırım benim bir tarafım bir daha asla öyle mutlu olamayacağımı biliyordu.
Uh, you know you can never call my mom that to her face, right?
Annemin yüzüne karşı hayatta Pam diyemezsin.
And when I see something that beautiful and that rare and that romantic, it also reminds me that, you know, I'm never gonna find a love like that.
Ve o kadar güzel o kadar nadir, o kadar romantik bir şey gördüğümde bana asla öyle bir aşkı bulamayacağımı hatırlatıyor işte.
Oh. Well, you never know when your luck's gonna change.
Şansının ne zaman döneceğini bilemezsin.
Listen. I--I never thought I'd say this, but I am glad that you are the Black Canary, I'm glad for all the good you're doing, and I'm glad for the good it's done you, but you got to know that taking this job, that means taking off that mask forever.
Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama Black Canary olmandan mutluyum yaptığın bütün o iyi şeylerden dolayı mutluyum ve onların sana getirdiği iyi şeyler için mutluyum ama bu işi kabul etmenin o maskeyi sonsuza kadar çıkarman anlamına geldiğini bilmen gerekir.
You know, something I would never eat anywhere else in the world?
Hani Dünyada başka hiçbir yerde yiyemeyeceğim şeyi diyorum.
You'll never know.
- Asla bilemezsiniz.
Night shoots are way harder when you have to wrangle 100 extras who all claim that they know how to ride horses, and then when you get there, half of them have never seen a horse before, and at the end of the day, all they ever want is food.
Gece çekimlerinin en zor yolu ata nasıl binileceğini iddia ettiklerinde münakaşa ediyor oluşun ve oraya gittiğinde onların yarısının ata daha önce hiç binmediğini görürsün ve günün sonu olduğunda, hep yemek isterler.
You know you're never gonna win him over, right?
Onu asla kendi tarafına çekemezsin, biliyorsun değil mi?
I know now, I will never have you in this life.
Artık biliyorum ki, bu hayatta asla benim olmayacaksın.
Something that's always just really hurt my feelings is you never tried to make out with me. Do y'know?
Biliyorsun mı?
I got friends and family, you know, but I don't have, like... what we had... and because of the way that my life is, I may never have that... and figuring that out is scary.
Ailem ve arkadaşlarım var, ama seninle aramız... eskisi gibi değil... bunun sebebi de yaşadığım hayatın, buna izin vermemesi... ve bu çok korkutucu.
I need you to know I never meant to hurt you.
Seni asla incitmek istemediğimi bil yeter.
Look, I know you're upset, but the firm has resources we don't have... that we'll never have.
Bak kırgın olduğunu biliyorum ama firmanın bizim hiç olamayacağı kadar kaynağı var.
But they're never gonna know that unless you've got their attention.
Ama dikkatlerini çekmezsen bunu kimse öğrenemez.
Things are never just gonna be normal for them, you know?
Onlar için hiçbir şey asla normal olmayacak yani.
Did you know that when the Archbishop of Boston would visit Harvard, he'd boast to everyone that he never washed his feet?
Biliyor musunuz, Boston Baş Piskoposu Harvard'ı ziyaret ettiğinde ayaklarını hiç yıkamadığını söyleyerek övünürmüş?
You need to know that I will never be close to you.
Şunu bilin ki asla sizlere yakın olamayacağım.
You, who do not know... and will never know what it means to live inside a wrong life every single day.
Sen ki bilmiyorsun ve asla da bilmeyeceksin her gününü yanlış bir hayatta yaşamanın ne olduğunu.
You know, I never thought that I could build a life with anybody but Anna.
Yalnızca Anna'yla yeni bir hayat kurabileceğimi düşünüyordum.
A nice guy, but never really initiated, you know?
Hoş ama hiç başlangıç göstermemiş biriydi.
You know, I never understood the brotherly bond until I met Klaus and Elijah.
Klaus ve Elijah ile tanışana kadar kardeşlik bağını bilmezdim.
You know, I've never been in a guy's actual bedroom before.
Bak ne diyeceğim daha önce hiçbir adamın yatak odasına girmedim.
Don't you guys know bullies never win?
Siz kabadayıların kazanamayacağını bilmez misiniz?
Do you know, I never thought I'd hear myself say this, but I wholeheartedly agree with Niklaus.
Biliyor musunuz, bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama Niklaus'a yürekten katılıyorum.
You know, I've been thinking how my little girl is never gonna know you.
Düşünüyordum da.. .. küçük kızım asla seni tanıyamayacak.
You know, I never believed them when I was a kid.
Çocukken onlara hiç inanmazdım biliyorsun.
Because I know everyone in this town, and I Ain't never seen you before.
Şehirdeki herkesi tanıyorum ama seni daha önce hiç görmedim.
Breece would never do anything like that, and you know it.
Breece asla böyle bir şey yapmaz. Bunu sen de biliyorsun.
I know that you never meant it when you told me you wanted him dead.
Öldürülmesini istediğinde asla ciddi olmadığını biliyorum.
You know, your father never thought much about contracts.
Baban bu sözleşme konusunu hiç kafaya takmazdı, biliyor musun?
I could hide in your house for six months. You'd never even know I was there.
Evinde altı ay boyunca saklanabilirim ve ruhun bile duymaz.
You know I'd never leave you.
Seni bırakmayacağımı biliyorsun.
You know that thing when you think you're catching a cold, but you never actually get sick?
Bir his vardır ya hani grip olacağını düşünürsün ama bir türlü grip olamazsın?
You just never know if it's... if it's your day.
Bazen gününüzde olmuyorsunuz.
My wife and I are doing this never-go-to-bed-angry thing, you know.
Karımla "öfkeliyken yatağa girmeme" kuralını uyguluyoruz.
You know, I just never knew who was in there.
İçinde kim olduğunu hiç bilmiyordum.
Yes, you can never know.
- Evet, bilmez miyim?
Hello? ♪ You'll never know, dear ♪
Bakar mısınız?
Sad, too, that your son will never know how... how much you fought back, how much you resisted.
Oğlunun, ne kadar karşı koyduğunu ne kadar direndiğini asla bilmeyecek olması da çok üzücü tabii.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]