English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Evin nerede

Evin nerede Çeviri Portekizce

138 parallel translation
Evin nerede?
Onde mora?
Evin nerede?
- Onde moras?
Evin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?
Pode nos dizer onde fica a casa?
Evin nerede?
Isso é onde?
- Evin nerede?
- Onde é a tua casa?
- Çiftlik evin nerede?
- Onde fica a casa-sede?
Evin nerede?
Onde é a casa de vocês?
Evin nerede şekerim?
Onde é a tua casa?
- Evin nerede?
- Onde é que fica?
Evin nerede?
Onde vive?
- Evin nerede?
- Onde fica a tua casa?
Evin nerede?
Onde fica a tua casa?
Evin nerede? Kumulların orada.
- Fica na ponta, no topo da duna.
Evin nerede?
Onde é a sua casa?
- Evin nerede dedik.
- Perguntámos-lhe onde morava.
- Evin nerede? - San Francisco'da.
Onde moras?
- Evin nerede?
- Onde é que mora?
Evin nerede olduğunu bilmediğimi saymazsak tabii.
Só que não sei onde fica a minha casa.
Evin nerede?
De onde veio?
Evin nerede?
Aonde é a sua casa?
Evin nerede?
E onde é a tua casa?
- Evin nerede?
- Onde fica a sua casa?
Evin nerede?
Onde é a tua casa?
Gerçekten, evin nerede Nina?
Não, onde é a tua casa, Nina?
Gerçek evin nerede?
- Onde é a tua verdadeira casa?
Amca, senin evin nerede?
- Onde vive, senhor?
- Evin nerede?
Em que quarteirão vives?
Evin nerede olduğunu mu unuttun?
Perdeste-te pelo caminho?
Evin nerede?
Aonde está a tua casa?
Evin nerede?
Onde está sua casa?
- Evin nerede olduğunu bilmiyorsun!
- Não sabemos onde é!
Evin nerede?
- Onde vives?
Evin nerede, şapşal? Hz.
Aonde é a tua casa, lixeira?
- Evin nerede, Bob? .
- Onde é a sua casa, Bob?
Evin nerede?
Onde moras?
Unutma ki, her ne yaparsan yap ve nerede olursan ol burası daima senin evin.
Lembre-se que, faça o que fizer, e onde estiver... sempre terá um lar aqui.
Evin küçük hanımı nerede?
Onde está a mulherzinha?
- Nerede? - Hemen bizim evin orada, efendim.
- Do lado de fora da casa, senhor.
İnanır mısınız, biraderlerim ve tek dostlarım sizin sadık anlatıcınız kundaktaki savunmasız bir bebek gibi birden nerede olduğunu fark etti ve neden "evin" ona tanıdık geldiğini anladı.
E acreditem ou não, meus irmãos e únicos amigos ali estava o vosso fiel narrador sendo acarinhado como um bebé e compreendendo subitamente onde estava e por que esse "lar" lhe parecia tão familiar.
Dün gece şansımı denediğimde bir tarafım uçmadığına göre, ben evin bu ucuna giderim, ne de olsa dikenli tellerle hançer tuzağının nerede olduğunu öğrendim.
Como tive sorte ontem à noite e não fui pelos ares, vou por este lado, pois sei onde estão os fios aéreos e as Claymore.
Kimin nerede oturduğu önemli değil. Evin reisinin kim olduğunu biliyoruz zaten.
Não importa onde nos sentemos, pois toda a gente sabe quem é o chefe da casa.
- Bu evin sahipleri nerede?
- Onde estão os donos desta casa?
Deniz kenarındaki evin anahtarı nerede?
Onde estão as chaves da casa de praia?
Peki, evin nerede?
E onde é a casa?
Şimdiye dek, sen ve Walt'un evin emlak kayıtlarını araştırıp ismimi öğreneceğinizi beni nerede bulabileceğinizi anlayacağınızı düşünmüştüm.
A esta altura, sei que tu e o Walt já viram... os registos imobiliários da casa... descobriram o meu nome, e sabem onde me encontrar.
Bana evin daha iyi planları lazım. Shoemaker nerede?
Precisamos de plantas melhores.
Radyo nerede, evin orada.
Me sinto em casa.
Evin planları nerede?
Onde estão as... fotografias da casa?
Şimdi, evin anahtarı nerede?
Mas onde terei posto a tua chave?
İyi de, bir evin içinde nerede kalp bulacağız biz öyle?
Pois, mas onde vamos encontrar um coração dentro da casa?
Bu evin sahibi Graham Rose, kendisi nerede?
- Não toques nisto! - Afasta-te.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]