Neredeyse Çeviri Portekizce
30,655 parallel translation
Beni neredeyse Hitler'e inandırdınız ama Lucifer, gerçekten mi?
Quase, quase me conseguiste enganar com a do Hitler. Mas o Lucifer?
Neredeyse hazır Fuhrer.
- Está quase pronto, Führer.
Bateri, gitar neredeyse her şeyi yapıyorum.
Baterias e guitarras. Eu faço isso tudo.
Bu Wallace Parker neredeyse her şeye sahip güçlü bir CEO.
Isto era o Wallace Parker, o poderoso CEO de quase tudo.
Neredeyse bunu hiç yapmamışım gibiydi.
É quase como se nunca tivesse feito isso antes.
Neredeyse unutuyordum.
- Quase me esquecia.
Neredeyse tamam.
Quase lá.
Profesör Vikner'ın, Jaime Moriarty'nin iğrenç tahtının varisi olduğuna neredeyse eminim.
Tenho a certeza de que o Professor Vikner é o herdeiro do trono fétido da Jamie Moriarty.
Örgüt, dışarıdan gelen tehlikelerden neredeyse hiç etkilenmiyor. Ama diğer yandan içeriden gelen bir tehlike...
O grupo é praticamente inacessível a ameaças de fora, mas uma ameaça de dentro...
Ben bilim insanıyım, çok para neredeyse oraya giderim.
Sou cientista, vou para onde há bolsas de investigação.
Geçti. Neredeyse hazır.
Está quase preparado.
Patladım. Tanrım, dün gece neredeyse seni vuracaktım, Kieran.
Deus, eu... quase atirei em ti a noite passada, Kieran.
Tamam, Anlayışlılık gerçek bir güç sayılmayabilir ama neredeyse diğer bütün türde güçleri kazanmasını kolaylaştırıyor ve her şeyi daha net bir şekilde görebilmesini sağlıyor.
A decência não lhe dá propriamente um poder, mas possibilita que ela ganhe o mais raro dos sentidos, o bom senso. E isso permite-lhe ver tudo mais nitidamente.
Solotov yakındaymış dediler ama biz, neredeyse bir haftadır yatıştayız.
Ouvimos que o Solotov estava perto, tínhamos estado acampados uma semana e nada.
Neredeyse üç yıl.
Quase três anos.
En son hislerinizle hareket ettiğinizde, bu neredeyse kariyerine mal oluyordu.
A última vez que seguiu o seu instinto quase lhe custou a carreira.
Tüm bu ADI projesi neredeyse hükümet tarafından finanse edildi.
O projeto DIA é financiado pelo governo.
- Neredeyse hazırım.
- Sim, está quase.
- Tamam, tamam, neredeyse oldu.
- Sim, quase lá.
Neredeyse bitiyor.
Quase.
- Gidelim, neredeyse saat 4.
- Vamos! São quase quatro horas.
Dün seni anlaşmaya çalıştığın için neredeyse öldürüyorlardı.
Ontem, quase te mataram para negociarem.
Biliyorsunuz, Escobar'ı kovaladığım onca yılda onu neredeyse yakaladığımız zamanları sayabilirim.
Sabem, em todos os anos que persegui o Escobar, cabem nos dedos de uma mão as vezes que quase o apanhámos.
Ve Pablo asla onu neredeyse yakaladığınız an kadar tehlikeli değildir.
E o Pablo era sempre mais perigoso quando quase o apanhávamos.
La Quica ve diğer adamı neredeyse yakaladığımız yer.
Onde quase apanhámos o La Quica e o outro tipo.
Ben neredeyse vardım.
Estou quase a chegar, patrão.
Evet, neredeyse geldik.
Sim, estamos a chegar.
Bridget Jones hariç neredeyse bütün film serilerinde kendisi var.
Ele tem estado em Cada franquia de filme há Além de Bridget Jones.
Yani, neredeyse onda bir fark var, seninkiyle aynı hızda.
- Um. Assim, quase a um décimo de um quilômetro por hora, a mesma velocidade que você.
Neredeyse hallediyorum.
Estou quase a alcançá-la.
Tek yapabileceğimiz, her neredeyse O'nun bunu izliyor olmasını ummak.
Só podemos esperar que onde quer que ele esteja... esteja a ver isto.
Herkesin senin ölü olduğuna inanmasını sağladım ve neredeyse ölüyordum.
Deixei o mundo acreditar que estavas morto e isso quase me matou.
Sen tarihteki en meşhur ölü tetikçisin, bense neredeyse gözden çıkarılmış bir FBI ajanı.
És o assassino morto mais famoso na história, eu sou uma agente do FBI meio caída em desgraça.
Neredeyse sonuna geldik, söz veriyorum.
Isto está quase a acabar, prometo.
Neredeyse hazırız.
- Estamos... quase prontos.
Neredeyse yetiştim dur.
- Não, estou quase a conseguir alcançá-la.
Neredeyse. 190 / 130.
- Por pouco. - 190 / 130.
Bir gün içinde neredeyse 250.000 insan hayatını kaybediyor.
Quase 250 mil pessoas morrem todos os dias.
Schneider'in apandisiti patladığı için neredeyse sevineceğim.
Estou quase feliz com o problema do Schneider.
Sığınak neredeyse doldu.
Estamos quase cheios.
Neredeyse unutuyordum.
- Bom dia. Bom dia, pessoal.
Sanık yani iş yerindeki amiri, öğretmeni öfkesini kontrol edemediği için ilk yılındaki cerrahi asistanı neredeyse kariyerinden oluyordu.
Diga isso à vítima, sentada aqui. Um residente de cirurgia que quase perdeu a carreira quando o réu, superior dele, professor dele, não foi capaz de conter a raiva.
Neredeyse 10 yıldır görüşmüyoruz.
Não os vejo há quase 10 anos.
Evet, neredeyse anneyi de bebeği de kaybediyorduk.
Quase perdi a mãe e o bebé.
Ben yoldayım, aynen öyle. Neredeyse vardım, yani, her şey yolunda.
Estou a caminho, é onde estou, e quase a chegar aí, por isso, está tudo bem.
Neredeyse eziliyorduk, elektrik çarpıyordu, yanıyor ve vuruluyorduk. - Böyle olacağını biliyordun.
Quando fomos quase esmagados até à morte, eletrocutados, queimados até à morte e alvejados, sabias que vínhamos parar aqui.
Neredeyse iyi değildi.
Quase não correu bem.
Neredeyse mi?
Quase?
Neredeyse erkenden çekiyordun beni.
Quase me puxaste cedo demais.
Neredeyse. Sensiz gitmeyeceğiz.
Bem, não iremos sem ti.
Ah, neredeyse unutuyordum.
Quase me esquecia.
neredeyse bitti 135
neredeyse geldik 151
neredeyse oldu 27
neredeyse bitirdim 17
neredeyse unutuyordum 167
neredeyse hiç 22
neredeyse hazır 23
neredeyse ölüyordum 31
neredeyse hazırız 19
neredeyse hazırım 16
neredeyse geldik 151
neredeyse oldu 27
neredeyse bitirdim 17
neredeyse unutuyordum 167
neredeyse hiç 22
neredeyse hazır 23
neredeyse ölüyordum 31
neredeyse hazırız 19
neredeyse hazırım 16
neredeyse vardık 42
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
nerede buldun 38
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
nerede buldun 38