English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Seni görmek istemiyor

Seni görmek istemiyor Çeviri Portekizce

129 parallel translation
- İyi insanlar seni görmek istemiyor. - İyi insan mı?
- A tua presença não agrada a gente decente.
Seni görmek istemiyor.
Ele não te quer ver.
Neden geri geldin? Kimse seni görmek istemiyor.
Por que voltaste quando ninguém quer ver-te?
Anlayacağın, kimse seni görmek istemiyor.
Entendes... ninguém quer ver-te.
Seni görmek istemiyor.
- Ela não o quer ver.
Florence, seni görmek istemiyor.
A Florence não quer vê-lo.
Seni görmek istemiyor.
Ela recusa-se a vê-la.
- Seni görmek istemiyor.
A tua mãe? - Ela não o quer ver.
- Seni görmek istemiyor.
- Ela não te quer ver.
Seni görmek istemiyor. Geri dönüp eve gitsen iyi olur.
Ela não o quer ver, portanto pode regressar a casa.
Seni görmek istemiyor.
Ela não quer vê-lo.
- Seni görmek istemiyor.
- Não quer falar consigo.
Oysa Steve, bir daha seni görmek istemiyor.
... e o Steve nunca mais quer vê-la na vida.
Mutlu... ve seni görmek istemiyor.
Feliz... e ele não te quer ver.
Seni görmek istemiyor, sesini duymak veya kokunu duymak ve senin ucuz kahrolası parfümünü koklamak istemiyor.
Afasta-te do Freddie. Ele não te quer ver, nem ouvir. Não quer cheirar o teu perfume barato.
Hayır, şu anda seni görmek istemiyor.
Ela não quer ver-te, agora.
Güzel, o seni görmek istemiyor, Stanley.
Bem, ela não quer vê-lo, Stanley.
Ayrıca, o seni görmek istemiyor.
Além disso, ela não quer ver-te.
- Seni görmek istemiyor.
- Ele não te quer ver.
- O seni görmek istemiyor Rendy.
- Ela não te quer ver, Randy.
DIANE : Marcus seni görmek istemiyor.
O Marcus não quer falar contigo.
Lizzie seni görmek istemiyor.
A Lizzie não te quer ver. Vai-te embora.
O seni görmek istemiyor.
Ele não te quer ver.
Seni görmek istemiyor.
Ele não quer ver-te.
- Sanırım oldukça açık artık seni görmek istemiyor.
- Acho que é óbvio... nesta conjuntura que ela não te quer ver mais.
Müşteriler seni görmek istemiyor!
Os clientes não te querem ver aqui.
O seni görmek istemiyor, Christian.
- Ela não te quer ver, Christian.
Lana seni görmek istemiyor.
A Lana não te quer ver.
Merak etme, O da seni görmek istemiyor.
Não te preocupes, ela tampouco deseja verte a ti.
Kimse seni görmek istemiyor
Ninguém te quer ver!
Bak, dostum seni görmek istemiyor.
- Ela não quer falar contigo.
Annem de seni bir daha görmek istemiyor.
E a minha mãe não o quer voltar a ver.
"... seni bir daha görmek istemiyor. "
... voltar a ver ".
Hiç kimse seni ölü görmek istemiyor, Stretch, ama biz altını istiyoruz... ve hepimiz onu istiyoruz.
Ninguém te quer matar, Stretch, mas queremos esse ouro... e o queremo-lo todo.
O seni bir daha asla görmek istemiyor.
Ela recusa-se a voltar a vê-lo, para sempre.
Seni hiç kimse burada görmek istemiyor.
Ninguém te quer por perto.
- Seni bir daha görmek istemiyor.
- Não quer voltar a ver-te.
Seni acı içinde görmek istemiyor. Bu kadar acı çekmektense kurtulup ölmeyi istememesinin sebebi bu olmalı.
Ela não deve conseguir sentir o teu esforço, e deve ser a razão pela qual está a suportar o maior sofrimento da sua vida.
Seni hiç kimse burada görmek istemiyor.
ninguém te quer por perto.
Geldiğinden beri çenesi kapalı. Görünüşe göre babasını görmek istemiyor Ama seni hala seviyorum!
Até parece que ele não quer ver o pai.
Bu yüzden seni bir daha görmek istemiyor.
Percebeste?
Seni görmek istemiyor...
Não vás abaixo.
Seni bir daha görmek istemiyor.
Está humilhada. Não quer voltar a vê-lo.
Seni görmek istemiyor.
Ela não te quer ver.
Seni görmek istemiyor.
Ela não quer ver-te.
Susan, hiç kimse seni çiplak görmek istemiyor!
Ninguém te quer ver nua.
Seninle kızım arasında neler olduğunu bilmiyorum, ama kızım her şeyi silmek ve seni bir daha görmek istemiyor.
Eu não sei o que se passa consigo e a minha filha, mas ela deixou bem claro que não lhe quer ver nunca mais.
O seni görmek istemiyor.
Ele não quer ver-te.
Çok yazık. Döndüğünde seni burada görmek istemiyor, çünkü herkesin hayatını mahvedip bifteğimizi bitiriyormuşsun.
Diz que não te quer aqui, quando voltar, porque tens lixado a vida a todos e comido a carne toda.
Ama hiç kimse, seni böyle görmek istemiyor.
Mas ninguém quer ver-te neste estado.
- Seni görmek mi istemiyor?
- Ela não te quer ver?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]