English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Daha yaklaş

Daha yaklaş Çeviri Fransızca

1,202 parallel translation
Daha yaklaş.
Plus près.
Komutan, üç Jem'Hadar savaş gemisi daha yaklaşıyor.
Trois autres vaisseaux Jem'Hadar en approche!
Hayır, biraz daha yaklaş.
Non, rapproche-toi.
Ama onun yanına yaklaşacak olursan, o kıza bir daha yaklaşırsan eğer ayak parmağını çarparsa ve sen de aynı yerde bulunursan senin peşine düşerim dostum! Sen!
Si jamais tu t'approches d'elle, si jamais tu te trouves dans le même quartier, je m'occuperai de toi, mon pote!
- 4 Jem'Hadar gemisi daha yaklaşıyor.
Quatre autres vaisseaux à tribord.
Kaptan, eğer biraz daha yaklaşırsak onları inceleme şansım olur.
J'aimerais les étudier de plus près.
- Biraz daha yaklaş.
Plus près.
Her adımda biraz daha yaklaşır.
Il se rapproche pas à pas.
Her doğru yanıtta para havuzumuza bir adım daha yaklaşıyorsunuz!
Chaque bonne réponse vous rapproche de la cabine à billets.
Biraz daha yaklaş.
Rapprochez-vous.
Duygusal tepkilerinizi, kendinizden arındırmaya ilk başladığınızda, kendinizi kontrol etmeye daha yaklaşırsınız.
Lorsqu'on se détache de ses émotions, on apprend à les contrôler.
Biraz daha yaklaş, Tom.
- Rapprochez-vous un peu plus.
Buraya gel. Biraz daha yaklaş. Şu anda tamamen hazırım.
- Je bande comme un fou.
Bir daha oğluma yaklaşırsanız...
Si vous approchez encore mon fils...
Yaklaşık 16 yıl önce, Ja-Ning daha 4 yaşındaydı.
Jia-Ning avait quatre ans, c'était il y a seize ans.
Daha önce damar tıkanıklığı olan beş yaşında bir kız. Yaklaşık bir saat önce ciddi bir solunum yetmezliği krizi başlamış.
C'est une petite avec CO de l'aorte connu... apparu il y a une heure.
Daha doğrudan yaklaşımı yeğlerim.
- J'ai une approche plus radicale.
Gün geçtikçe daha da yaklaşıyorum... Papazlığa doğru!
Chaque jour, je m'approche un peu plus de... la prêtrise!
Daha fazla yaklaşırlarsa kimliğimizi saptayabilirler.
Trop près, ils pourront nous identifier.
Bana birkaç dakika daha ver. Yaklaşık yüksekliği tahmin edeceğiz.
Un instant, et je te donne l'altitude à 50 m près!
Evet, galiba Bay Smiley'nin yaklaşımını daha çok beğeniyorum.
J'aime l'approche de M. Smiley.
Murnau gibi sanat tarihçisi olmayı geçin, Borzage pek eğitimli biri de değildi. Filmciliğe olan yaklaşımı daha çok içgüdüseldi.
Borzage n'était ni un intellectuel, ni un historien d'art comme Murnau.
Daha da yaklaşıyorum.
Je me rapproche de plus en plus,
Sizinle bir konuşmamız olmuştu demiştim ki davanın gidişine göre yaklaşık olarak, hatta muhtemelen on yıl veya daha azıyla karşılaşacaksın.
Je vous ai dit que, d'après moi, si cela continuait ainsi, vous risquiez tout au plus une peine de dix ans, peut-être moins.
Daha fazla yaklaş! Daha fazla yaklaş!
Rapproche-toi!
Yapılacak şey şu, bu projeyi savaş sonrasına bırakmak. O zaman sakin koşullar daha dikkatli bir yaklaşıma izin verir.
On devrait reporter ce projet à après la guerre, quand des conditions permettront une approche plus réfléchie.
Yaklaşıyoruz efendim, ama 11 ihtimal daha var.
Il reste onze orbites possibles.
Hastaların ruhsal ihtiyaçlarına yaklaşımı öğretmeninden daha iyi.
Plus doué que son instructeur pour réconforter les patients.
Yaklaşık 10 dakika önce sensörlerimiz istasyona doğru gelen yüksek yoğunluklu tetriyon partikülleri tespit etti. Daha önce böyle ölçümler hiç görmemiştim.
Nos détecteurs ont perçu un taux élevé de particules de tétryon se déplaçant vers la station.
4 Jem'Hadar gemisi daha konumumuza yaklaşıyor.
Encore quatre vaisseaux Jem'Hadar en approche.
Bu bobin tarayıcısını modifiye edersek, bu sayede sarkaçı bulabiliriz. Daha sonra da, yeterince yaklaşırsak, onu gemiye yeniden ışınlayabiliriz.
Il suffit donc de modifier ce scanner pour détecter l'oscillateur.
Kaptan oraya daha fazla yaklaşırsak warp motorlarımız ulaşmadan çöker.
M. Paris, approchez-nous. Si nous nous approchons de trop, elle risque de se refermer encore plus.
Daha yaklaş.
Encore plus près.
Sen onun bu iyiliğine benden daha az şüpheci yaklaşıyorsun.
Vous lui attribuez plus de désintéressement que moi.
Umarım davaya bakacak olan kişiler kurbanların haklarına sizin yaptığınızdan biraz daha fazla duyarlı yaklaşırlar.
J'espère que ceux qui seront en charge de cette affaire se préoccuperont un peu plus des droits des victimes. Je ne voulais pas paraître insensible.
El Paso'ya gitmek için yaklaşık 2 saatimiz daha var. Burası tam sınırın yanında.
Il nous reste environ deux heures de route pour arriver à El Paso qui est juste à la frontière.
Ama sanırım sizin yaklaşımınızın daha çok şey olduğu izlenimine kapıldım.
- dis-le-moi si j'ai tort - que ton approche est assez...
Dövüş biter bitmez musonlar, Afrika yağmuru başladı ve o kadar şiddetli başladı ki soyunma odasını yaklaşık 1 metrelik su kapladı. Daha bir saat önce olduğumuz yerdi.
La mousson, les pluies africaines, sont arrivées à la fin du match, si violentes que dans les vestiaires, il y avait presque un mètre d'eau là où on était une heure avant.
Bir daha ona yaklaşırsanız, sen veya başka bir'kadife'gündüz hepiniz uykudayken, mağaranıza girer hepinizi yakar kül ederim.
Approche-toi encore de lui, toi ou n'importe quel autre enfant de Velours, et je me rendrai de jour dans votre caverne pendant que vous dormez, et je la détruirai par le feu.
Kargaları korkutmanın en iyi yolu, arkalarından hissettirmeden yaklaşıp, küçük boyunlarından yakalayıp bir daha kıpırdamayana kadar sıkarsın.
Le meilleur moyen d'effrayer les corbeaux, tu les prends par surprise à revers et tu places tes mains autour de leur petit cou et tu sers jusqu'à ce qu'ils ne bougent plus.
Babil 4'e daha fazla yaklaşırsa, patladığında üsse zarar verecek.
S'il s'approche trop de B4, nous risquons d'endommager la station.
Kafatasınızda yaklaşık olarak iki milimetre kadar bir delik açacağım, ve daha sonra, nöralit sonda kullanarak beyninizden yaklaşık olarak bir gram ağırlığında, parça çıkartacağım.
Je perce un trou de 2 mm de diamètre dans votre crâne et j'extrais un gramme de votre lobe pariétal.
Yaklaşık olarak, bir ışık yılından daha uzak.
- C'est à plus d'une année-lumière.
Uçakla yaklaşık bir saat, arabayla beş yada 6 ama kesinlikle Los Angeles'tan daha farklı bir havası var.
C'est juste a une heure en avion ou six par la route... mais c'est autre chose que Los Angeles.
Eğer bir daha onun karısının yanına yaklaşırsan... seni her iki diz kapağından vururum.
Si tu t'approches encore de sa femme, comprends bien... que je te fais sauter les deux rotules.
Ama bir daha Phillip'imin yanına yaklaşırsa başı belada demektir.
S'il reparle à Phillip on va voir!
Daha fazla yaklaş.
Viens plus pr  s.
Bir kere daha yaklaşıyoruz dostlar.
"Une fois de plus sur la brèche, mes amis!"
... Çin'de yaklaşık bir iki gün daha kalmasını uygun buluyorlar.
... lui a conseillé de rester en Chine encore un ou deux jours.
Bu daha çok, insani bir yaklaşım, Doktor.
- C'est un raisonnement très humain.
Bir daha bize yaklaşırsan seni öldürürüm.
Si tu t'approches de nous, je te tue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]